16 Mart 1988 yılında Irak'ın Halepçe şehrinde Baasçı Saddam Hüseyin rejimi tarafından gerçekleştirilen kimyasal saldırıda hayatını kaybedenleri anmak için Urfa Emek ve Demokrasi Platformu bir basın açıklaması düzenledi.
Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önünde gerçekleştirilen açıklamaya, Urfa Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinin yanı sıra Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adaylı Celaledin Erkmen, İl Eşbaşkanları Bekir Karakeçili,Sema Aişeoğlu ve partililer katıldı.
Açıklamayı platform adına Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Şanlıurfa Şubesi Eşbaşkanı Özlem Ulutaş Şengül yaptı.
ŞENGÜL: EN AĞIR VE EN UTANÇ VERİCİ İNSANLIK SUÇLARINDAN BİRİ İŞLENDİ
Şengül, 16 Mart 1988 tarihinde Halepçe'de gerçekleşen soykırımın, tarihin tanık olduğu en ağır insanlık suçlarından biri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“16 Mart 1988 tarihinde Kürtlere karşı tarihin tanık olduğu en ağır ve en utanç verici insanlık suçlarından biri işlendi. Irkçı Baas Rejimi güçlerince Güney Kürdistan’ın Halep’çe şehrinde kimyasal silahlarla Kürt halkı soykırıma tabi tutuldu. “Enfal Harekâtı” adıyla başlatılan; Kürtlere karşı işkence, idam, köylerin yıkılarak boşaltılması ve talan edilmesi ile devam eden harekât 1988 yılında bir insanlık suçu olan soykırım ile en üst seviyesine ulaşmıştır. Yeniden doğuşun ve özgürlüğün habercisi olan Newroz’a günler kala Halepçe semalarına ölüm bulutları çökmüştü. Bir bahar sabahı kimyasal silahlarla çoğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan tümüyle sivil, beş binden fazla insan katledildi, yedi binden fazla insan kalıcı şekilde sakat kaldı. Enfal Harekâtı süresince, 1986-1989 yılları arasında 150.000’den fazla Kürt katledildi.
HALEPÇE SOYKIRIMI TANINSIN ÇAĞRISI
“İnsanlığın bir bütün halinde yeni Halepçeleri yaşamaması için güçlü bir ses ve tavır ortaya koymaları gerekmektedir. “ diyen Şengül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu gün geç de olsa dünyada bazı ülkelerin parlamentoları (İsveç, Norveç ve İngiltere) Halep’çe Soykırımını “Jenosit” olarak tanıma kararı almıştır. Halepçe Jenosidinin tanınması için, Dünyadaki diğer Parlamentolara ve özellikle de Türkiye’deki siyasi partilere, Hükümete ve Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) çağrıda bulunuyoruz. Yine bundan 44 yıl önce, 16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi önünde kontrgerilla ve sivil faşistler tarafından gerçekleştirilen bombalı saldırıda 7 öğrenci hayatını kaybetti, 41 öğrenci yaralandı. Yıllarca süren hukuk mücadelelerine rağmen dava dosyası kapatıldı.16 Mart Beyazıt katliamı da Türkiye’de işlenen onca cinayet gibi karanlıkta bırakıldı, faili meçhul oldu.”
“UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURMAYACAĞIZ”
Son olarak, Halepçe Soykırımı'nın, Beyazıt ve Gazi Katliamları gibi tüm insanlığın lanetlemesi gereken olaylar olduğu ve asla unutulmayacaklarını vurgulayan Şengül, “Binlerce insanın yaşam hakkının ihlal edildiği Halepçe katliamının 36.-Beyazıt Katliamının 46.-Gazi Katliamının 29. yıldönümünde bir kez daha Halepçe, Gazi ve Beyazıt özelinde insanlığa bu acıları yaşatanları kınıyoruz. Bütün insanlık tarafından lanetlenmesi gereken Halepçe Soykırımını, Beyazıt ve Gazi Katliamını unutmayacağız, unutturmayacağız!” diye konuştu.
DEM Parti Büyükşehir Belediye Eş Başkan Adayı Celaledin Erkmen ise, katliamı kınayarak, unutulmayacağını vurguladı.