Şanlıurfa Barosu Kadın Hakları Merkezi, 25-26 Kasım tarihlerinde "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" konulu seminerler düzenleyecek. Ancak söz konusu etkinlik aile yapısının hedef alındığı gerekçesiyle bazı kesimlerin tepkisi çekti.
Şanlıurfa Barosu’na kayıtlı avukat Fatma Aba Harmancı söz konusu seminerin iptali için dilekçe verdi.
Avukat Harmancı, İstanbul Sözleşmesi'nin zemin hazırladığını belirtiği etkinliğin eşcinselliğe özendirdiğini ileri sürdü.
Gazete İpekyol’a konuşan Harmancı, "Bu seminerlerin amacı, aile yapısını çökertmek ve eşcinselliği özendirmektir. Şanlıurfa Barosu, bu tür çalışmalara izin vermemelidir" dedi.
HARMANCI: TEK BAŞIMA KALACAĞIMI BİLSEM DE DURUŞUM BUDUR
"Bu seminerler, çocuklarımızı hedef alıyor. Yavrularımızı bireyselleştirip özgürleştirildiği algısı empoze ederek kontrolsüz bir hale getireceklerdir" diyen Harmancı, şunları söyledi:
“6284 sayılı kanun uygulamaları ve İstanbul Sözleşmesi temel alınarak ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ terimi güzellemeye çalışılıyor. Bu kavramın ne yazık ki aile yapısına temelden sarsan ve çocuklarımıza kontrolsüz bir hale getirip kirli ve sapkın lobilerin hedefi haline getirmeyi amaçlamaktadır. Kadın = erkek ya da erkek = kadın deseler böyle bir ifadeyi açık bir şekilde kullanırlardı; fakat özellikle toplumsal cinsiyet kavramı kullanmaları ve bu kavramı ortaya çıkaran eşcinsel zihniyetlerin iyi niyetli olmayacakları açıktır. Burada ifade ettiğimiz buz dağının görünen yüzü ne yazık ki görünmeyen alanında daha kirli daha sapkın fikirleri hayata geçirmeye çalışmaktadırlar. Bir hukukçu olarak böyle sapkın zihniyetleri barındıran bir sözleşmeye bağlı olmak yerine büyük bir çalışma yaparak şiddeti engelleyici ve iyileştirici tedbirler hazırlanmalıdır. Mesleğimizin gereği hukukun koruduğu üstün yarar, ahlak gibi temel hususlara zeval getirmeyecek çalışmaları yürütmemiz ve desteklememiz lazım. Bu sebeple kadın hakları Komisyonu’nun bilerek veya bilmeyerek bu sözleşmeyi baz alarak şiddetin önüne geçmeye çalışsalar da ne yazık ki izledikleri yol kirli bir yoldur. Ben avukatlık kimliğimin ötesinde bir anneyim ve evlatlarımın üzerinde hiçbir şekilde kirli ellerini dolaşmasına müsaade etmem. Tek başıma kalacağımı bilsem de duruşum budur.”
Dilekçenin Şanlıurfa Barosu’nca yönetimde yeterli sayıya ulaşmadığı için reddedildiği öğrenildi.