Şanlıurfa’da havaların soğumasıyla birlikte kombiler de çalışmaya başladı. Doğal gaz faturasından tasarruf etmek isteyenler kombilerini açmıyor ya da belli odalarda petekleri açıyor. Aman dikkat, bu durum dava sebebi olabilir.
Peki, komşusu kombiyi açmak zorunda mı? Maddi durumu yetersiz ise buna mecbur mu? Hastalığı nedeniyle sıcakta kalması doğru değilse de buna zorlanabilir mi?
Hukukçu Cüneyd Altıparmak, bu soruların yanıtlarını verdi.
Konunun hukuki açıdan üç boyutu bulunduğunu belirten Altıparmak, “İlki genel kamu sağlığına ilişkin olan yönü. Buna göre hava sıcaklığı 15 derecenin altına düşünce binalar kalorifer sistemini çalıştırmak zorunda. Bu mevzuat eski ve muhtemelen ihdas gerekçesi, hastalığı önlemek için binada ‘bu havada kalorifer açılır mı?’ tartışması çıkmasın diye objektif bir derece kriteri belirlemek. Zira eski olan bu mevzuat yürürlüğe girdiğinde kombi gibi dairelere özgü ısıtma sistemi yoktu. İkinci dayanak ise kat mülkiyeti mevzuatından kaynaklı burada temel ilke şu: kat sakinleri doğruluk kaideleri uyarınca ilişkilerini kolaylaştırmak, karşılıklı olarak yükümlülük altında olduklarını bilerek davranmak zorundadırlar. Son olarak da medeni hukuktan kaynaklanan ve herkes ‘komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmak zorundadır’ şeklinde özetleyeceğimiz durum vardır” görüşünü dile getirdi.
AŞIRI DUMAN, KURUM, TOZ, KÖTÜ KOKU
Hukuken, komşuluğun, belli bir yöredeki taşınmazlarda oturanlar veya o yörede iş yeri olanlar ya da birbirine yakın taşınmazlardan yararlananlar arasındaki ilişki olduğunu hatırlatan Altıparmak, şu ifadeleri kullandı:
“Ancak komşu sayılmak için bitişik veya yakın olmak gerekmez. Medeni hukuk ‘aynı yörede yaşayan kişiler’ arasındaki ilişkiyi de komşuluk kapsamında ele alınır. Aşırı duman, kurum, toz, kötü koku ve zararlı kimyasalların ulaştığı yere kadar yöredeki her taşınmaz ‘komşu’ olarak yasanın tanıdığı haklardan yararlanabilir.”
Değerlendirmesini örnek vererek sürdüren Altıparmak, “Misal bir fabrikanın bacasından çıkan duman veya zehirli atıkların etkileri için yakın ya da uzak komşu olduğuna bakılmaz. Duman ve gazlardan etkilenme derecesine bakılacaktır. Komşuluk hukukundan kaynaklanan hakların ileri sürülebilmesi için, mutlaka komşu taşınmazın maliki olunması da gerekmez. Kiracı da bu hakka sahiptir. Türk Medeni Kanununun ‘komşu hakkı’ başlıklı 737. maddesi şöyledir: Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkilerini kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür. Özellikle taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel âdete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaktır. Yerel âdete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan denkleştirmeye ilişkin haklar saklıdır."
MADDİ ZARAR TALEBİ
Kanunlar kat maliklerine kombi yakmayan komşusuna karşı dava açabilme hakkı vermiş durumda. Binada oturup, ferdi kombi kullanan bir kişinin kombi çalıştırmaması halinde, yan-alt-üst komşusu sayesinde ısınması doğruluk ve dürüstlük kurallarına aykırı.
Komşusunun bu tutumundan dolayı kombiyi daha fazla yakmak durumunda kaldığında dava açarak maddi zarar talebinde bulunabileceğini belirten hukukçular, normalde aylık 2 bin liralık ısıtma gideri olan bir kişi, 3 bin lira yakmak zorunda kalıyorsa bu zararın tazminini isteyebileceğini belirtiyor.
Bunun yanında evin yeterince ısınmamasından kaynaklı meydana gelebilecek hastalıkların faturası da istenebiliyor. Konutta yaşayan kişi, hastalığının sebebini kombisini yakmayan komşusu olduğunu tespit eder; bunu da delillendirirse ayrıca sağlık harcamalarını da ödemesini isteyebilir.
0 Yorum