Depremde yıkılan evlerin yaydığı asbest tehlikesi Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen şehirlerde yaşanıyor. Peki, Urfa bu tehlikeli şehirler arasında yer alıyor mu?
KAHRAMANMARAŞ, ELBİSTAN VE ADIYAMAN’DA TESPİT EDİLDİ
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP) tarafından hazırlanan Asbest Tespit Çalışması Raporuna göre, Kahramanmaraş merkezinden alınan 21 örneğin 8’inde, Elbistan ilçesinden alınan 15 örneğin 2’sinde ve Adıyaman’dan alınan 30 örneğin 2’sinde farklı türlerde asbest tespit edildi.
Raporun sunumunu yapan Dr. Ozan Devrim deprem bölgesinde yıkılan ya da yıkılması gereken binalarda asbest olasılığı üzerine 28 Ağustos-16 Eylül 2023 tarihleri arasında Kahramanmaraş merkez ve Elbistan ilçesi ile Adıyaman’da çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti. Yay, çalışmalardan elde edilen sonuçların Türk Akreditasyon Kurumu’ndan onaylı bir laboratuarda analiz edildiğini belirtti.
Yay, analiz sonuçlarına göre; Kahramanmaraş merkezinden alınan 21 örneğin 8’inde, Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinden alınan 15 örneğin 2’sinde Adıyaman’dan alınan 30 örneğin 2’sinde farklı türlerde asbest tespit edildiğini açıkladı.
ADIYAMAN’DA KESİNLEŞTİ
TTB ve THHP tarafından hazırlanan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Adıyaman Milletvekili Abdurrahman Tutdere, depremden dolayı ağır hasar alan illerden olan Adıyaman’da asbestin varlığının kesinleştiğini vurgulamıştı.
URFA’DA TEHLİKE VAR MI?
Şanlıurfa'da yıkılan evlerde asbest olup olmadığı konusunda henüz bir çalışma yapılıp yapılmadığı bilinmiyor. TTB ve THHP tarafından hazırlanan Asbest Tespit Çalışması Raporun’da Şanlıurfa yer almıyor.
Ancak, Harran Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şerif Kurtuluş'un uyarıları, Şanlıurfa'da da asbest tehlikesinin yaşanabileceğine işaret ediyor.
UZMANI UYARMIŞTI
Kurtuluş, deprem bölgelerinde yıkım ve enkaz kaldırma işlemleri esnasında yayılacak olan tozların zararları ve alınacak tedbirler konusunda uyarılarda da bulunmuştu.
Kurtuluş, açıklamasında şu ifadelere yer vermişti:
“Geçmiş dönemlerde olan yapılarda daha fazla olmak üzere, yeni yapılarda da bulunan asbest lifleri nedeniyle yıkım ve enkaz kaldırma esnasında ortama toz yayılmaktadır. Yayılan toz içerisinde alerjen maddeler, irritanlar, lifler ve polenler bulunmaktadır. Bu içerikler nedeniyle solunum sistemi hastalıkları (Akut Bronşit, Astım, KOAH, Asbestozis, Reaktif havayolları hastalığı, alerjik hastalıklar vb.) gelişmekte, daha önce varsa atak şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
Deprem bölgelerinde gerek hayvan besleyen, evinin güvenliği sağlayan gerekse başka nedenlerden yıkımlar arasında yaşamlarını devam ettiren insanların olması solunum sistemi hastalıkları yönünden en üst seviyede dikkat edilmesini gerektirmektedir.
Kişilerin koruyucu önlemler alması ve dikkat etmesinin yanı sıra yıkım ve enkaz kaldırma işlemlerinin ıslak yapılması önem arz etmektedir. Sağlıklı yaşam için sağlıklı çevre, sağlıklı hayvan ve sağlıklı yapılara ihtiyaç olduğunu belirtmek isterim.”
ASBEST NEDİR?
Asbest, ısıya, ateşe ve elektriğe karşı direnci nedeniyle bir zamanlar inşaat ve endüstride yaygın olarak kullanılan bir mineraldir. Ancak 1960’larda asbestin akciğer kanseri, mezotelyoma ve asbestoz gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabileceği keşfedildi.
Asbestin hikayesi, kandillerin fitilleri ve yanmaz kumaş olarak kullanıldığı eski çağlarda başlıyor ancak modern endüstride kullanımı, mükemmel bir yalıtkan ve yanmaz malzeme olduğunun keşfedildiği 1800’lerin sonunda başladı. Asbest yalıtım, çatı kaplama, döşeme ve otomotiv parçaları dahil olmak üzere çok çeşitli ürünlerde kullanıldı.
Asbest o kadar yaygın hale geldi ki sigara filtrelerinde bile kullanıldı ve sigara içenler arasında akciğer kanseri riskinin artmasına neden oldu.
O zamandan beri asbest birçok ülkede yasaklandı ve kullanımını sınırlamak için katı düzenlemeler getirildi. Bununla birlikte, özellikle eski binalarda ve asbest içeren ürünlerde ciddi bir sağlık tehlikesi olmaya devam ediyor.
YIKILAN EVLERDE ASBEST TEHLİKESİ
Asbest içeren binalar hasar gördüğünde veya yıkıldığında, lifler havaya salınabilir ve çevredeki insanlar bunlara maruz kalabilir. Bu lifler, iltihaplanmaya, yara izine neden olabilecekleri ve sonunda kansere, mezotelyoma ve diğer ciddi solunum yolu hastalıklarına yol açabilecekleri akciğerlere yerleşebilir.
Asbest liflerine maruz kalma riski, özellikle depremde hasar görmüş veya yıkılmış binaların temizlenmesi ve yıkılması sırasında yüksektir, çünkü bu faaliyetler sırasında lifler kolayca havaya salınabilir.
Asbeste maruz kalmanın etkilerinin ortaya çıkması onlarca yıl alabilir, bu da geçmişte asbeste maruz kalan pek çok insanın sağlık üzerindeki yıkıcı etkilerini ancak şimdi deneyimlediği anlamına gelir.
Asbest içeren binaların temizliği ve yıkımı sırasında koruyucu giysi ve maske takılması, lif salınımını azaltmak için malzemelerin ıslatılması ve malzemelerin yerel yönetmeliklere uygun olarak atılması gibi uygun önlemlerin alınması önemlidir.
Kaynak:
0 Yorum