Ekonomik krize karşı hükümetin dolar kurunu dizginlemek ve Türk Lirasını özendirmek ve birikimlerin Türk Lirası mevduat ve katılım hesaplarında tutulmasını sağlamak amacı ile 20 Aralık 2021’de devreye soktuğu Kur Korumalı Mevduatlarda (KKM) düşüş serisi sürüyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın 25 Eylül tarihli TL dönüşümlü KKM'lere uygulanacak taban faiz zorunluluğunda değişikliğe gitmesi, birçok kişiyi KKM'ye iterken hesaplarda 7 haftadır kesintisiz süren erimenin neden olduğu merak konusu oldu.
İKİ AYDAKİ AZALMA 252 MİLYAR LİRAYA ULAŞTI"
Yaşanan KKM çıkışlarının doğrudan döviz tevdiat hesaplarına gitmesi halinde Türkiye'de daha ciddi sorunlara neden olacağını belirten ekonomist Alaattin Aktaş, yatırımcılara şu uyarılarda bulundu:
"Türk Lirası cinsinden açılan kur korumalı mevduatta asgari faiz koşulunun kaldırılması ve bankaların şu dönem için normalde yüzde 30 olan bu faizi aşağı çekip normal TL mevduata dönülmesi durumunda görece yüksek faiz uygulamaya başlaması KKM’den çıkışı hızlandırdı. Kur korumalı mevduat, ekim ayının ilk haftasındaki 74 milyar liralık azalmadan sonra ikinci haftada da 73 milyar lira geriledi. Böylece ekim ayının ilk yarısındaki azalma 147 milyar lirayı buldu.
KKM, 13 Ekim itibarıyla 3 trilyon 156 milyar liraya inmiş oldu. Söz konusu hesaplar, 18 Ağustos’ta 3 trilyon 408 milyar lira ile zirveye çıkmıştı. O tarihten 13 Ekim’e kadar geçen yaklaşık iki aydaki azalma 252 milyar liraya ulaştı.
"TÜRK LİRASI HIZLA ERİMEYE DEVAM EDİYOR"
TL cinsi KKM’de asgari faizin kaldırılmasından sonra bankalar bu hesaplara yüzde 20 dolayında faiz veriyor. Bu bir anlamda ortalama faiz.
Bazı bankalar ise hem faizi çok daha aşağı çekti, hem de o düşük faize rağmen KKM'de kalmak isteyen tasarruf sahibini başka bankalara gitmeye ikna etmeye başladı.
Bankalar TL cinsi KKM’yi azaltamadıkları takdirde bir anlamda cezai yaptırımla karşılaştıkları için mudileri ikna yolunda yoğun çaba harcıyor. En geçerli ikna yöntemi hiç kuşku yok ki KKM'den çıkılıp normal mevduata geçilmesi halinde verilen görece yüksek faiz.
KKM’de kalınması halinde en düşük vade üç ay, yıllık faiz yüzde 20 dolayında ama tabii ki kur bu orandan daha fazla artarsa kur getirisi alınabiliyor.
Ancak KKM’den vazgeçilip TL mevduata dönülürse, vade artık bir ay da olabiliyor. Türk halkı genellikle kısa vadeyi tercih ettiği için bu durum tasarruf sahibini iknada işe yarıyor. Ayrıca faiz de yüzde 40'tan başlıyor ve bankadan bankaya değişmekle birlikte tutara da bağlı olarak yüzde 50'lere kadar uzanıyor.
Kur artışı faizden düşük kaldığı takdirde KKM’ye yıllık yüzde 20 faizle üç ayda yüzde 5 faiz veriliyor.
Ancak KKM’den TL cinsi mevduata geçilmesi halinde yıllık yüzde 40’tan bir aya yüzde 3.3, üç aya ise yüzde 10 faiz almak mümkün oluyor. Üstelik bu neredeyse en düşük oran.
KKM’de kalıp (kur az arttığı takdirde) üç ayda yüzde 5 faiz mi, TL mevduata geçip üç ayda yüzde 10 faiz mi?
Üstelik ikinci seçenekte vade bir ay olabildiği için bir hareket kolaylığı, mevduattan çıkıp başka bir finansal araca geçme olanağı da var.
4 GÜN SONRA DOLARDA DEPREME HAZIR OLUN!
Yaşanan ekonomik kriz ile birlikte piyasaların 500 baz puanlık faiz artışına göre konumlanması bekleniyor. Eğer 26 Ekim'de yapılacak Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında bu seviyenin daha altında bir artırım kararı gelmesi halinde bankaların mevduat faizlerine yapacağı yukarı yönlü güncellemelerin de önüne geçebilir.
Mevduat faizlerinin ilerleyen haftalarda artmaması ise, KKM'den çıkışları yavaşlatacağı gibi, hesaplardan çıkan paranın TL mevduatı yerine döviz tevdiat hesaplarına yönelmesine yol açabilir. Bu risk, çıkışların hızlanması ve söz konusu mevduatın yeniden dövize yönelmesi halinde Türkiye'de yeni bir dolar krizini tetikleme riski barındırmakta.
Kaynak:
0 Yorum