Uzman doktor parkinson hastalığı ile ilgili uyardı
Dünya Parkinson Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Nöroloji Uzmanı Dr. Serkan Topçu, titremenin parkinson hastalığının vazgeçilmez bulgusu olmadığını belirtti....
Her yıl 11 Nisan Dünya
Parkinson Günü olarak kabul ediliyor. Bugünün önemine dikkat çekmek ve
farkındalık yaratmak amacıyla bir açıklamda bulunan Balıklıgöl Devlet Hastanesi
Nöroloji Uzm. Dr. Serkan Topçu, titremenin parkinson hastalığının vazgeçilmez
bir bulgusu olmadığını vurguladı.
Parkinson hastalığının,
alzheimerdan sonra yaşlılarda en sık görülen ikinci hastalık olduğunu ifade
eden Dr. Topçu, “Parkinson hastalığı beyinde dopamin maddesinin eksilmesine
bağlı hareket bozukluğu olarak karşımıza çıkan kronik bir hastalıktır. Bu
hastalıkta özellikle vücudun tek tarafında daha baskın olmak üzere hareketlerde
yavaşlama, para sayma tarzında ellerde daha baskın olan ama yüzde gövdenin
diğer bölgelerinde de olabilecek istirahat titremesi ve rijidite dediğimiz
eklem ve kaslardaki katılığa bağlı hareketlerde katılık olarak karşımıza
çıkabilmektedir. Bunun dışında hastalarda özellikle dış fiziksel muayenede
hemen göze çarpabilecek yüzde donuk yüz ifadesi mimiklerde azalmaya bağlı,
özellikle kaygılı bir bakış vücut öne doğru hafif eğik bir şekilde fleksör
postürde dediğimiz küçük adımlarla yürüme tarzında karşımıza çıkabilmektedir”
ifadelerini kullandı.
Hastalığın tedavisi
konusunda da belli ilaçların kullanıldığını ve bunların düzenli ve periyordik
bir şekilde alınmaıs gerektiğini kaydeden uzman doktor, şunlara dikkat çekti: “Bu
hastalık ileri yaşlarda görülmesine rağmen özellikle 60 yaş ve üstü daha çok
görüyoruz ama daha genç yaşlarda da olabilmekte. Bunlarda da genetik tarama
yapılması önemli olduğu için nöroloji poliklinik kontrolüne muhakkak gelmesi
gerekiyor. Bu hastaların bulunduğumuz yaşadığımız bölgeden dolayı tarım
ilacıyla uzun süreli maruziyette parkinsonizm bulguları dediğimiz bu bulgular
ortaya çıkabilmektedir. Özellikle bu tip maddelerden kendimizi korumak
gerekiyor. Halk arasında beyin pili olarak bilinen belli bölgelere elektrotlar
yerleştirilerek yapılan tedavi yöntemimiz de var. Tabi her hastaya bu uygulanan
bir yöntem değildir. Takiplerde Fizik tedavi de yine aynı şekilde önerdiğimiz
tedavi yöntemlerinden birisi oluyor.”
BİHA