ŞANLIURFA- İsrail’in Gazze’de Filistin halkına yönelik saldırıları her gün artarak devam ediyor. Binlerce masum insan ve çocuğun hayatını kaybettiği bu soykırıma Şanlıurfalılardan tepkiler sürüyor.
Daha önce birçok kez İsrail’e tepki olarak eylem ve basın açıklaması düzenleyen Kitap Vakfı, bugün yine Rabia Meydan’ında toplanarak soykırıma karşı sesini yükseltmek için basın açıklaması düzenledi.
Basın açıklamasını vakıf adına, Kitap Vakfı Başkanı Av. Mustafa Fuad Balıkçı okudu.
İsrail ile ticaretin tamamen kesilmesi ve Türkiye üzerinden İsrail’e giden petrol vanalarının kapanması isteyen Balıkçı, şu ifadeleri kullandı:
“Değerli Kardeşlerim!
Hepinizi selamların en güzeli olan Allah’ın selamıyla selamlıyorum
Gazze’de devam eden katliam 8. ayını doldurmak üzere.
Bu 8 ay içerisinde şehit edilen kardeşlerimizin sayısı 36 bine, yaralı sayısı 81 bine, Batı
Şeria'da gözaltına alınan kardeşlerimizin sayısı da 9 bine varmak üzere.
Evvelki gün haberlerde son 24 saat içerisinde 57 kardeşimizin daha şehit edildiği geçti.
Neredeyse bütün Gazze yerle bir edildi.
Üç gün önce defnettiğimiz Kudüs şehidimiz Hasan Hocamızın taziyesi halen devam ediyor.
Gazze’de devam eden bu akıl almaz ve sınırsız zulme dikkat çekmek için, birçok ilde eşzamanlı yapılan etkinliklerin 6’ncısı ile tekrar meydanlardayız.
Bu kahredici durum karşısında, kim rahatsız olursa olsun, lafı eğip bükmeden, adil şahitlik yapmak için,
Zulme karşı adaletten, siyonistlere karşı mazlum Filistin halkından yana olduğumuzu haykırmak için,
Filistin halkının yanında olanlara teşekkür etmek için,
İşgalci rejim ve ona sınırsız destek sunan Amerika ve diğer Batılı ülkeleri lanetlemek için,
Bu vahşi soykırım karşısında Filistin halkını yalnız bırakan İslam ülkelerinin yöneticilerini en ağır şekilde kınamak için,
Bu gaddarca katliam karşısında iktidarlarını önceleyen ve utanç verici bir sessizliğe gömülen riyakar yöneticileri hak ettikleri sertlikte kınamak için,
Türkiye’nin, hiçbir bahane bulmadan işgalci rejime caydırıcı yaptırımlar uygulamasını, bütün ilişkileri kesmesini, ülkedeki NATO ve Amerika üslerini kapatmasını haykırmak için,
Yöneticilerimizi harekete geçirmek için, tekrar meydanlardayız.
Değerli Kardeşlerim!
İnsanlık tarihinin kırılma noktalarından birini yaşıyoruz.
İçinden geçtiğimiz tarihi süreç, hepimize tarihi sorumluluklar yüklüyor.
Üzerine düşen tarihi sorumluluğu fazlasıyla yerine getiren Gazze halkına binlerce selam olsun.
Su verilen çelik misali, her şehidin kanıyla gittikçe bilenen, dünya müstekbirlerinin bükemediği irade sahibi HAMAS’a gönülden selam olsun.
Seküler batı medeniyetinin çirkin yüzünün bütün çıplaklığıyla ortaya çıkmasına, demokrasi, insan hakları, eşitlik, hukukun üstünlüğü gibi yalanlarının ortaya saçılmasına şahitlik ediyoruz.
Dünya barışına yönelik en büyük tehdidin Batıdan kaynaklandığına şahitlik ediyoruz.
İşgalci rejimin alçak yöneticileri, katliamın başında “insansı hayvanlarla savaşıyoruz ve ona göre hareket edeceğiz, bütün savaş kurallarını kaldırdık, askerler hiçbir şeyden sorumlu olmayacak, askeri mahkemeler olmayacak” demiş ve Gazze’ye tam abluka uygulayacaklarını, elektrik, gıda, su ve yakıt girişini engelleyeceklerini, yani soykırım yapacaklarını açıkça söylemişlerdi.
Nitekim işgalci rejim, başta Amerika olmak üzere Batının sınırsız desteğiyle, tek suçu “işgale karşı direnmek” olan Gazze halkına karşı bu soykırımı gerçekleştirdi.
İşgalci rejim; Amerika, Almanya, İngiltere, Fransa ve diğer Batılı ülkelerden aldığı cesaret ve silahlarla; çocukları, kadınları, yaşlıları, basın mensuplarını, sağlık çalışanlarını, hatta Gazze halkına yardım dağıtan Batılı ülke vatandaşlarını bile hunharca katletti, hastaneleri, ambulansları, okulları, Birleşmiş Milletler sığınma merkezlerini, mülteci kamplarını, camileri ve kiliseleri vicdansızca yok etti.
Tarihi ve örnek bir adım atan Güney Afrika Cumhuriyeti geçen senenin son günlerinde, bu soykırımı yapan siyonist katillerin yargılanmaları ve Gazze’ye insani yardımların ulaştırılması için ihtiyati tedbir talebiyle birlikte Uluslararası Adalet Divanı’nda dava açmıştı.
Mahkeme, 26 Ocak'ta açıkladığı tedbir kararında, işgalci rejimin soykırım suçunu işlememesi, Gazze halkının ihtiyaç duyduğu temel hizmetlerle insani yardımın sağlanması için gerekli olan acil ve etkili önlemleri almasına hükmetmişti.
Güney Afrika, işgalci rejimin tedbir kararlarına uymaması, Gazze'de telafisi mümkün olmayacak derecede kötüleşen insani durum ve baş gösteren kıtlık üzerine 12 Şubat, 6 Mart ve 10 Mayıs tarihlerinde yeniden mahkemeye müracaat etmiş, mahkeme 24 Mayıs’taki kararı ile;
Refah’ta, sıkışan Filistinlilerin karşı karşıya kaldığı insani felaket tehlikesi nedeniyle daha önce hükmettiği tedbirlerin yeterli olmadığına,
İşgalci rejimin, Refah kentine yönelik askeri saldırıları derhal durdurmasına,
Gazze'de acilen ihtiyaç duyulan hizmetlerin ve insani yardımın engelsiz bir şekilde sağlanabilmesi için Refah Sınır Kapısı'nı açık tutmasına,
BM yetkili organları tarafından soykırım iddialarını araştırmak üzere görevlendirilenlerin, Gazze Şeridi'ne engelsiz erişimini sağlamak üzere etkili tedbirler almasına,
Ve alınacak tüm tedbirlere ilişkin bir ay içinde Mahkeme'ye rapor sunmasına hükmetmişti.
Yeri gelmişken Güney Afrika Cumhuriyeti ve halkına teşekkür ediyoruz.
Bu barbar katliamla ilgili açılan davada Batının lideri olan Amerika, Birleşmiş Milletler yargı organları, Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi savcı ve hakimlerini küstahça tehdit etmeye başladı.
Sömürgeci ve emperyalist Amerika’nın, Gazze sahillerine inşa etmeye başladığı iskele Filistin halkının topraklarını fiilen işgal etmekten başka bir şey değildir.
Siyonist rejim ve Amerika bu zorbalıklarıyla, sadece Filistin topraklarında değil dünyanın dört bir yanında, kendilerini hak ettikleri cehenneme, hak ettikleri şekilde gönderecek daha zorlu bir kuşağa ebelik etmekten başka bir şey yapmamaktadır.
Bu durum; dünya barışına yönelik en büyük tehdidin, geçmişte çok sayıda masum Güney Afrikalının da aralarında bulunduğu, milyonlarca insanı köle ticareti adı altında katleden Batıdan kaynaklandığını göstermektedir.
Batı Medeniyeti, insan hakları, adalet, özgürlük, merhamet, eşitlik gibi insani değerler yönünden çürümüştür. Kaba güce ve kitle imha silahlarına dayanan bu kokuşmuş ve zorba medeniyetin, insanlığa vereceği hiçbir değer yoktur.
Dünyaya ve bizden sonraki nesillere ahlaksız Batı gibi utanç verici bir miras bırakmak istemiyorsak, tarihin bu kavşak noktasında doğru yönde hareket etmeliyiz.
Değerli Kardeşlerim!
Yöneticilerimizi anlamakta gerçekten zorluk çekiyoruz.
Türkiye soykırımın üzerinden tam 7 ay geçtikten, 33 bin şehit, 75 bin yaralıdan sonra işgalci rejimle ticareti kesti ve Güney Afrika’nın açtığı davaya katılacağını açıkladı.
Bu halkı; Müslüman kimliğine, tarihine, kültürüne ve insani değerlere bakış açısına aykırı bir kalıba sokmaya çalışan yöneticilerimizi anlamakta zorluk çekiyoruz. Kokuşmuş Batı medeniyetinin zorba devletleriyle aynı karede yer alma sevdalarını anlamakta zorluk çekiyoruz.
Bir önceki açıklamamızda söylemiştik tekrar söylüyoruz.
İşgalci rejimin petrol ihtiyacının önemli bir bölümü Türkiye üzerinden tedarik edilmektedir.
Gazze katliamında kötü bir sınav veren yöneticilere sesleniyoruz.
Gelin bu ağır suça bari bundan sonra ortak olmayın, mademki ticareti kesme kararınız zalimleri durdurmaya yetmedi, o zaman yeni kararlar alın.
Bakü - Ceyhan boru hattı ve diğer yollarla işgalci rejime yapılan petrol sevkiyatını durdurun, işgalci rejimin Gazzeli kardeşlerimizi katleden tanklarına, uçaklarına, zırhlılarına ve diğer araçlarına yakıt temin etmekten vazgeçin.
Bir an önce işgalci rejimle siyasi, askeri, diplomatik, sosyal ve kültürel bütün ilişkileri sonlandırın.
İncirlik ve kürecik başta olmak üzere Amerika ve NATO’nun bütün üslerini kapatın.
Açıklamama son vermeden önce
HAMAS’a, tekrar selam olsun diyorum,
Gazze ve Filistin halkına selam olsun,
Direnişin bütün halkalarına,
Emperyalist ve sömürgecilere karşı direnen, bütün erdemli insanlara selam olsun diyorum.
Değerli dostlar
Açıklamama kısa bir dua ile son veriyorum
Amin!
Ya Rabbim,
Peygamberlere, peygamberlerin sahabelerine ve onların yolunu takip eden salih kullarına verdiğin yakîn imanı, Filistin halkına ve bütün ümmete de nasip et,
Onlara verdiğin takvayı, bizlere de nasip et,
Onlara verdiğin güzel ahlakı bizlere de nasip et,
Onlara verdiğin ilim ve hikmeti bizlere de nasip et,
Onlara verdiğin cesareti ve cömertliği bizlere de nasip et,
Onlara verdiğin sabrı bizlere de nasip et,
Amin!
Etkinliğimiz sona ermiştir, hepinize teşekkür ediyorum, hepinizi Allah’a emanet ediyorum.”