BASİRETSİZ EKİP
Son yıllarda seçilmiş ve atanmışların bir kısmı (aklınca kendini büyük göstermek için) ekibini düşük profilli kimselerden kurmaya başladı.
Bu durum, kurumları ve şirketleri maalesef katbekat geri götürmektedir.
—Düşünebiliyor musunuz? Bir başkan veya bir genel müdür, (sırf kendi egosu, birilerinin başarısıyla ezilmesin diye) koskoca kurumların yıllarını ve kaynaklarını basiretsiz ekiplere kurban ediyor.
—Kul hakkı mıdır?
—Elbette kul hakkıdır.
Kul hakkı sadece dedikodu veya hırsızlıkla sınırlı değildir.
Öyle bir ekip kurarsınız ki,
Kurumun ya da milletin milyonlarını hatta milyarlarını, basiretsizlerin basiretsizliğini kullanan tedarikçiler ve onların işbirlikçileri cebe indirir.
-Herkes hükmümde olsun,
-Astlarımı, “zekamın ve ufkumun daha azına sahip kimselerden” oluşturayım,
-Her atadığım kişi, “başarılı ve saygın kimselerin dışında biri” olsun,
-Eğer belagatım zayıfsa, atadığım kişilerin hitabeti hiç olmasın, hatta sesini duyan olmasın.
-Çevreme karşı kendimi ispat edememişsem, ekibimdekiler “kendi çekirdek ailesine bile kendilerini ispat edememiş” silik kimselerden oluşsun.
Neden?
—Çünkü, egom nefsimi ezik gösterir.
—Çünkü, ele aleme karşı kendimi düşük profilli ve aşağılık kompleksi içinde hissederim.
—Çünkü, benim yerime onun geçmesi düşünülmeye başlanır.
Şuur altında yatan hastalıklı düşünce işte bu kadar basit ve haincedir.
Yoksa,
Düşük profilli ve basiretsiz kimselerden oluşan bir ekip kuran, geri zekalı olduğundan değil, kendi nefsinin ve hin düşüncesinin kölesi olduğundan bunu yapar.
Halbuki,
Bir yönetici, ne kadar güçlü ve yüksek profilli bir ekip kurarsa, o kadar yücelir.
Başkalarının aklını ve ufkunu kullanmak, asıl akıllılıktır.