HAKSIZLIĞI HAK ZANNEDENLERE “HAK” ANLATILMAZ!
Sivri kalemimiz karşısında dilini veya mızrağını sivriltenlerle az karşılaşmadık.
Bu tipleri ve bu tiplerle nasıl baş ettiğimizi tek tek anlatmaktan, çoluk-çocukları karşısında onları bu saatten sonra rencide etmekten, nefsimizi övmekten burada haya ederiz. Sadece haya etmekten uzak olanlar istisna.
Lafı daha fazla evirip çevirmeden Nihat Çiftçi’ye getireceğim. Çünkü herkes suskunluğumuzu elimizin zayıflığından veya belgelerimizin olmayışından kaynaklandığını zannediyor.
Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanlığı ile ilgili yaptığımız haber hakkında usulsüzlükleri, yolsuzlukları, haksızlıkları gözler önüne serecek kadar belgemiz de var, bilgimiz de… Herkes rahat olsun.
İleride utanacağı bir işi, ancak haya perdesi yırtılanlar yapar. Bize hayasızlık, pervasızlık, aynı dozda karşılık vermek yakışmaz. Biz çok sabırlıyızdır. Ve bu sabır karşısında girdiğimiz her krizden, her sıkıntıdan bize güvenen insanlara karşı mahcup olmadan ve saygınlığımızı zedelemeden çıkmışızdır.
Allah, samimi çabaya bakar. Hiçbir zaman kişisel çıkar ve menfaat için kalem oynatmadık. İdarecilerin yaptığı güzel hizmetleri de yayınladık, eleştirilecek icraatlarını da. Hizmetlerini dalkavukluk yapmadan, eleştirilecek haberleri ise hakaret ve rencide etmeden yazıp yayınladık. Bu yüzden hiçbir zaman Allah bizi mahcup etmedi.
*** *** ***
Yüz binlerce Urfalının oyları ile seçilerek başkanlık makamına gelmesi gerekenler, hasbelkader kaç kişinin oyu ile geldiği makamı terk etmekte zorlanınca agresifleşmeye, hakaretler yağdırmaya ve en kötüsü de 2 milyonun hakkı olan belediyeyi hırslarına alet etmeye başladı.
Söz konusu haberde bu kadar alınganlığa ve agresifliğe sebep olacak hiçbir şey yoktu. Çünkü görevi sona eren veya ermekte olanı eleştirmek bize yakışan bir durum değil. Genellikle görevinde kudretli olduğu sıralarda yanlışına yanlış der ve eleştiririz idarecileri.
Kaldı ki 5 bin çalışanın olduğu bir kurumda her türlü personel çıkabilir. Bu çok güvendiğiniz ve yakınınız olan bir çalışanınız olsa da böyledir. Ama çok bağırıyorsanız üstünü örtmeye çalıştığınız bir şeyler vardır diye herkes şüphelenir. Şüphelenmekte de haklıdır…
Belki de bu, “Allah size, emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emrediyor…” düsturunu çiğnediği ve bir yakınını hak etmediği halde göreve getirmenin suçluluk psikolojisidir. Bilemem.
Hasılı kelam adalet terazisinin bir gözünde büyükşehir belediye başkanı bir gözünde ise sıradan bir gazeteci olsa da, hakkaniyetli yargılama sonucu hak edene gereken cevabı ve cezayı vereceğinden eminiz. Zaman her şeyin en güzel ilacıdır.
“Dünyada yükselen bir şeyi alçaltmak, Allah’ın değişmez kanunudur.” demiş alemlere rahmet sevgili Peygamberimiz.