TEFECİLİK ÖLÜM SAÇIYOR
Geçen aylarda Şanlıurfa’nın büyük ve dürüst çalışan inşaat bir inşaat firmasının, ödemelerini sürdüremediği için iflas ettiği ve sırada başka firma ve müteahhitlerin olduğu haberleri gündemdeydi.
Bu haftaya da yine kötü ve üzücü bir olayla başladı Urfa. Urfa’nın büyük ve tanınmış iş adamlarından biri intihar etti. Olay, Urfa’da üzüntüyle karşılandı.
İddiaya göre; ofisinde kendini iple asarak intihar eden ünlü iş adamının: "Ölümümden sorumlu olanlar" diye başlayan bir mektup bırakması dikkat çekiciydi.
Şu anda savcılığın elinde olan söz konusu mektupta; tefecilerin isminin olduğu söylenmekte.
İş adamı; borcunu taksitler halinde ödediği halde, tefecilerin, tüm taksitleri ödediği halde, senedi geri alamadığı söylenmekte. Olay yargıya intikal etmiştir ve umarız derinlemesine bir inceleme yapılır.
Gazetemizi arayarak; intihar etmek istediklerini, deneyip başaramadıklarını ve tekrar deneyeceklerini söyleyenler var. Yani durum oldukça vahim.
Esas yaygın olan ise geniş halk kitlelerine yönelik tefeciliktir. Bu, bankalar ve özellikle kredi kartları üzerinden 'yasal' olarak sürdürüleni, en yaygın ve yıkıcı olanıdır.
Demek ki; zor durumda olanlar ve tefecilerin elinde olanların sayısı az değil. Tefeciler, kendilerinden alınan parayı, her taksit ödendiğinde kalanı tekrar ve daha yüksek oranda faizlendirerek, ödenmesini imkansız hale getirmekteler. Acil müdahaleler gerekli.
Bu olaylar, toplumda, ekonomik anlamda ciddi sıkıntıların yaşandığını göstermekte. Aslında sıkıntı sadece ekonomik değil. Dayanışma, adalet, merhamet, yardımlaşma ve daha başka sıkıntılar da bu sorunlara kaynaklık etmekte elbet. Ama en büyük sebep; ekonomik sorunlar, ekonomik sistem/işleyiş, yasal ve idari boşluklar.
Büyük firmaların batması, iş yapamaz hale gelmesi, büyük iş insanlarının intihara varan süreçlere savrulması üzerinde titizlikle durulması gereken durumlara işaret etmektedir.
Büyük sermaye sahiplerinin böylesine zor durumda olduğu bir ortamda, kim bilir, toplumun diğer kesimleri ne haldedir?
Tefecilik; toplumların bütün değerlerini dejenere eden ve ekonomiyi çökerten kötü bir illettir. Tefeciliğin etkin ve yaygın olduğu bir yerde kesinlikle sağlıklı ekonomik işleyiş ve sistemlerin olduğu iddia edilemez. Yasal önlemler, sağlıklı ekonomik ve sosyal tedbirlerin ve uygulamaların hüküm sürdüğü bir toplumda, tefeciliğin vücut bulması imkansızdır.
Dolandırıcılık ve tefecilik ve örtülü tefecilikle mücadele konusunda sistemsel önlemlerin geciktirilmemesi gerekir. Genel anlamda adaletli ekonomik uygulamalar, gelir dağılımının veya ekonomik sıkıntıların atlatılmasında da adil yük paylaşımı gibi mekanizmaların devreye sokulması kendini dayatmaktadır.
Urfa gibi sığınmacılar, göç alma, ekonomik dengesizlik/zengin fakir arasındaki uçurum ve yoksul kesimin fazlalığı, sanayileşmemiş olma gibi çeşitli nedenlerle, dezavantajlı duruma gelmiş bölgelere yönelik farklı ekonomik modeller uygulanmalıdır.
Tefecilikle mücadelede yasal ve idari tedbirler gözden geçirilmeli, örtülü tefecilik ve vatandaşların bankalar karşısındaki zayıf ve çaresiz konumları gibi hususlar üzerinde çalışılmalar yapılmalıdır.
Ülke olarak, küresel tefecilerin elinden ‘şimdilik’ kurtulduğumuzun bilincinde olunması gerekir. Bu bilinçle hareket etmek ve farklı mekanizmalar üzerinde çalışarak, zorlu ekonomik sürecin, geniş halk tabanları üzerindeki etkilerini hafifletmek gibi beklentiler dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda, dayanışmanın tabana inmesi için, en baştan aşağıya doğru örnekliklerin sergilenmesi oldukça önemlidir.
Hükümetin, bir şehre gönderdiği paranın, yatırıma dönüşüp dönüşmediği, istihdam oluşturup oluşturmadığı, en önemlisi, tabana yayılıp yayılmadığı etkin bir şekilde denetlenmelidir.
Tefecilerin eline düşenler insafsız bir muameleyle karşılaşmaktadırlar. Tefecilik sadece borç para verip alma değil; fahiş fiyatla ve girdaba götüren bir sistemin adıdır.
Yöneticiler, toplumlarını, toplumlarının bireylerini, ülkelerini, şehirlerini, ekonomilerini, tefecilerin çökmesine ve ele geçirmesine fırsat vermeyecek tedbirler almalıdır. Bu konuda ciddi bir ihmal söz konusu.
Biliyoruz ve umuyoruz ki; tefeciliği önlemek, en azından minimuma indirmek mümkün.
Daha fazla intihar, toplumsal çöküntü gerçekleşmeden, tefecilik ve tüm ekonomik sorunlar için seferberlik başlatılmalıdır. Bu süreçte, ciddi polisiye tedbirler, etkin yargılama ve cezaların caydırıcı hale getirilmesi ve uygulanması, toplumsal dayanışma mekanizmalarının devreye sokulması daha önemli hale gelir.
Toplumda, tefecilere göz yumulduğu ve tefecilik, dolandırıcılık, yanıltma ve daha farklı ekonomik suçlar için uygulanması gereken cezaların yetersiz olduğu, uygulanmadığı, kağıt üzerinde kaldığı yönünde yaygın bir kanaat oluşmuş durumda.
Toplumda ciddi sorunlar yaşanmakta. Sadece iş insanları değil; toplumun tüm kesimleri yaşamakta bunu. Bu sorunların görülmesi, toplumun sorunlarını gidermeye yönelik sosyoekonomik yaklaşımların geliştirilmesi ve tolumun, kendi sorunlarıyla baş başa bırakılmaması gerekir.
Meclisinin, bir an önce, bankalar, taksitli alışveriş, krediler, faiz, kredi kartı, tefecilik başta olmak üzere tüm ekonomik suçları da kapsayan sorunlara yönelik, gerekli yasal düzenlemeleri yapması kamuoyunun öncelikli beklentisidir.