ORUÇLA OLMAK

Orucugerçek manada anlayabilmemiz oruçla olmamızla ilgili. Dahası hayatımızı oruçladoldurmamızla ilgilidir. Orucu tutabilmemiz için ve her şeyden öte orucun biziarındırabilmesi için; orucu anlamlandırabilmemiz, orucun üzerinde düşünebilmemiz,orucu niçin tuttuğumuzun sorusunu kendimize sorabilmemiz, niçin açkaldığımızın, niçin susuz kaldığımız sorusunu sorabilmemiz ve elbette busorulara her şeyden önce bizi, kalbimizi mutmain kılacak cevabımızın olmasıgerekiyor. Nedir, oruçla olmak, oruçla hemhal olmak, oruçla hem dem olmak,hayatı oruç kılmak aslolan bu. Orucun; hayatımıza, anımıza, zamanımıza, mekânımızaher yönüyle dokunması… Oruçdünyasını değiştirmesidir insanın. Dünyalık olmamak için dünyasınıdeğiştirmesidir. Oyun ve eğlence olan hayatı hakikate çevirebilmek için ensahih yolculuğudur. Ki insan ancak bu yolculukla, nefs, heva ve haz gibi insanıesir eden her tür bağlarından koparak öz(ü)gürleşecektir. Orucu, oruç kılacakolan; yaşamın her tür kirindenarındırması, temizlemesi ve böylelikle insanı korumasıdır. İnsan oruçlakorunacaktır, oruç kalkan olacaktır insana, koruyacaktır. “Dünyadasınız”dedi yaşlı adam, dünyadasınız. Boğazınıza kadar dünyaya batmışsınız. Ve budünyadan kopmak istemiyorsunuz, “oyun veeğlence” devam etsin istiyorsunuz. Oruç tutmak istemiyorsunuz; oruçla hemhalolmak istemiyorsunuz, hem dem olmak istemiyorsunuz, oruçla kavrulmakistemiyorsunuz, yanmaya mecaliniz yok, oruç tutmak istemiyorsunuz… Günetakılıyorsunuz, gündeme takılıyorsunuz, siyasetin girdabının dışınaçıkamıyorsunuz, habire tartışıyorsunuz, habire konuşuyorsunuz, kitabıtartışıyorsunuz, imsakı tartışıyorsunuz, iftarı tartışıyorsunuz, teravihitartışıyorsunuz tüm bu dünya yutmuş halinizle orucunuz oruç olsun istiyorsunuz.Oruç dünya değiştirmektir. Siz dünyadan kopmak istemiyorsunuz… Dünyanınkirlerinden arınabilmek için başka bir dünyaya yolculuktur oruç. Oruç insanıinsan kılmak için ‘hayvani’ yönlerinden ‘insanlaşma’ sürecine yolculuğudur.Arınmak için temizlenmek için başka dünyalardan iç âleme bir yolculuktur oruç.Oruçla insan dışarılardan içerilere, taşradan merkeze, yani kendine, yaniyüreğine kutsal bir yolculuk yapar. Oruç; insanı aczin zirvelerine çıkartarak terbiye eder, Oruç fakrını vede haddini bildirerek kulluğunu hatırlatır, Oruç sahibinin kalbini cenneteaçılan kapı kılar. DücaneCündioğlu’nudinleyelim. ‘Oruç; nefsi tutmaktır, tutulması gereken ne varsa, ondan:yiyecekten, içecekten, şehvetten, öfkeden, kinden, nefretten, hasedden,sevgisizlikten, hayvanlıktan... İştah ve şehvet... Aynı kökten. Adem ile Havva,yaşam ağacından yedikleri için cennetten kovulmuşlardı. Ne garip değil mi,iştah ile şehveti bir araya getiren bir eyleme kalkışmaktı bütün suçları.Yemek… Oruç, kalbin kapılarını açabilmek için, zihnî melekeleri dahakuvvetlendirebilmek için, nefsin mâlâyâni işlerinden kurtulup ruhunderinliklerine dalmak için, bir süreliğine de olsa hayvanlığı bırakıp insanolduğumuzu hatırlamak için… Orucu ne kadar ve nasıl tuttuğun çok önemli değil,asıl önemli olan, orucu nasıl açtığın. Sen, Muhammed'in yetimlerinden ol,orucunu, asıl açarken tut!’ Evet, Ramazan geldi, bizi dünyamızdan başka birdünyaya götürmek için geldi, karanlıktan nura götürmek için geldi, kirlerimizden arındırmak için geldi,yozlaştığımız hayatı öze dönüştürmek için geldi, tutmak için geldi. Bizi oruçlakılmak için geldi. Öldürdüğümüz hayatlarımızı “ol”durmak için geldi. vakilli@hotmail.com