TOPLUMUN KORKUTAN GİDİŞATI

Öğrencilik yıllarımda bulunduğum bir şehirde halkın eğlencesi olmuş bir deli vardı. Diğer delilerden farklı bir özelliği bulunuyordu. Kendini belediye başkanı sanıyordu. Bazı gerçek başkanlar gibi kimseye zararı yoktu. Tekbaşına dolaşıyor ama beraberinde kalabalık bir ekiple yürüdüğünü zannediyordu. Sürekli yanındaki hayali ekibe talimat veriyordu. Metruk ve harabe bir binanın duvarı yanında durur ve arkasına dönerek, "Arkadaşlar, not alın, bu duvarı yıkacağız, buranın düzenini bozuyor!" diye güya ekibine söylüyordu. O zamanlar keyiflendiğimiz, gülüp geçtiğimiz bu delinin gerçek zannettiği hayali vaziyetişimdilerde toplumumuza yayılmış durumdadır. “Sanal âlem” denilen internet ve sosyal medya yüzünden gerçek bir halimiz kalmadı, her şeyimiz “sanal” oldu. Söz konusu bu sanal âlemin etkisiyle, korkutucu, endişe verici “gerçek” sorunlarımız artmaya başladı. Toplumumuz içinde çoğalan ve gittikçe etkili olan sorunlu insanlar yüzünden bu deliye benzemeye başlamıştır. Hatta ondan daha vahim bir duruma gelmiştir. Çünkü o delinin hiçkimseye zararı yoktur oysa toplumdaki sorunluların her biri ayrı bir dert, ayrı bir yük ve sıkıntıdır. Maddi ve manevi zarara sebeptirler. Toplumumuzda sorunlu insanlar günden güne artıyor. Kimisi madde bağımlısı olmuş, kimisi Allah'a değil kendi gibi birine köle olmuş, kimisi aklını başkasının cebine koymuş, kimisi psikolojik bir hastalığa yakalanmış, halk tabiriyle kafayı yemiş. Kimisi de din ve maneviyat yönünden sorunludur. Bu sorunlu insanlar topluma yük olup hem kendilerine hem başkalarına zarar verenlerdir.Aslında bütün dünya birbirine benzemiş. Sanki kendiliğinden tek tip olmuşlar. Bu nedenle sorunlu insanlar sınır tanımıyor, her toplumda artmış durumdadır. Sanal âlem, güzellikleri ve faydalarından ziyade, çirkinlik ve kötülükleriyle, her türlü olumsuzluklarıyla da her yere yayılmıştır. Kırk yıl düşünse aklına gelmeyecek olan kötü ve iğrençlikler, her gün sosyal medyada teşhir ve servis edilmektedir. Hani “eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmek” deyimi var ya, aynen onun gibi faaliyetler yürüyüp gidiyor. Bunun sonucunda şaşkınlık verecek tarzda sorunlu insanların sayısı artmıştır. Günah ve çirkeflik batağına saplananlar, ürkütücü tarzda psikolojik sorunları olanlar, hatta dini sorunları olanlar geleceğimizi tehdit ediyor. Ne yazık ki toplumun büyükleri, kanaat önderleri ve çözüm araştırıcıları bunları yeterince öngöremediler ve bu konuda yeterli çabayı gösterdikleri söylenemez. Eğitim sistemleri, demokratik tedbirler, beşeri hukuk ve ceza sistemleri artan bu sorunlular karşısında aciz kalmıştır. Toplum yetkilileri de günü kurtarma peşinde görünüyorlar. En güvenli kutsal mekân olarak bildiğimiz camilerden bile korkar olduk. Geçen gün Cuma namazında hutbe boyunca bir şahıs durmadan kendi kendine konuştu. Bazen sesini yükselterek öfkeleniyor, bazen de tebessüm ederek sakinleşiyordu. Buna benzer olaylara daha önceki cumalarda da rastlamıştım. Toplum kendi çocuklarıyla başa çıkamaz duruma düşmüştür.Pandemiye rağmen ne olursa olsun okulların yüz yüze eğitime açılmasını isteyenlerin önemli bir kısmı, evde baş edemedikleri çocuklarından kurtulmak içindir. Çocukların evde de okulda da sokakta da kontrolleri sağlanamıyor. Eşek arıları gibi muzur ve sinek gibi rahatsız edici yaratıkların bile kendilerine göre bir düzeni, bir disiplinleri varken disiplinsiz ve düzensiz bir nesil topluma yayılıyor. Sarı ve kırmızı arıların, eşek sineklerinin, rahatsız ettiği bir ortamda rahat bir şekilde oturmak, gölgede dinlenmek Ve sohbet etmek mümkün değil, her an birileri tarafından ısırılmak işten bile değil. Zararın neresinden dönülse kardır, hesabıyla daha fazla geç kalınmadan bu soruna çözüm bulunmalıdır. Toplumun derdiyle dertlenenler, sözü dinlenenler, kanaat önderleri, toplumun âkil insanları, elinden bir şeyler gelenler, hepsi el birliği etmelidir. Nasıl ki şehir büyüyünce onunla ilintili olarak sorunları ve ihtiyaçları artacak, aynı şekilde toplumun çeşitli maddi ve manevi ihtiyaç ve sorunları artmıştır. Trafik sıkıntısını gidermek için yeni yollar, köprüler ve viyadükler yapıldığı gibi, manevi yönden de sıkıntıları giderecek işlemler yapılmalıdır. Adliye ve ceza sistemi, eğitim sistemi,sosyal medya ile ilgili yasa ve uygulamalar ihtiyaca cevap verecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.Sadece ortaöğretime değil, yükseköğretime de neşter vurulmalı, gereken değişiklik yapılmalıdır. Unutulmamalıdır ki bu sorunlu nesil ıslah edilip dizginlenmezse, tokatları dehşetli olacaktır.