ŞEHİDLER AYI ŞUBAT
“ ALLAH yolunda öldürülenleri sakın ölüsanmayın. Aksine onlar diri olup Rableri katında rızıklandırılmaktadırlar.ALLAH2IN lütfundan kendilerine vermiş olduklarıyla sevinç içindedirler vearkalarından henüz onlara kavuşmamış olanları, kendilerine bir korku olmayacağıve üzülmeyecekleri üzere müjdelerler. (Al-i İmran/169,170)”
Her yıl Şubat ayı geldiğinde,Asrısaadetten başlamak üzere, yirminci asrın sonundan; yirmi birinci yüz yılınilk çeyreğine kadar süre gelen, İslamtarihinde iz bırakmış ne kadar şüheda varsa, hepsi birer birer gözlerimizinönünden, şerit gibi dizilmekte ve onlar vesileyle; bunca gafletimizden,ataletimizden, benciliğimizden, kaprislerimizden ve hamasi duygularımızdan birnebze de olsa irkiliyor ve kendimize geliveriyoruz!..
Hz. Âdem’den (s.a.v) günümüzegelinceye dek, ne kadar İslam şehidi varsa; hepsinin, aziz hatırasının önünde,hürmetle eğilir, cümlesinin şefaatine nail olmamızı yüce Rabbimden temenni veniyaz ederim. Evet, yakın tarihimizin Türkiye’sine ve İslam coğrafyasına baktığımız’da; kalabalık bir Şehidler kervanıyla karşılaşırız. Cumhuriyet’in yakınatarihine baktığımızda, sadece bir tanesini sayacak olursak eğer;o da İskilipliAtıf Hoca’nın, o dönemin ceberutları tarafından, kılık kıyafet kanunundan önce,Frenk mukallitliği ve şapka adıyla yazdığı bir risaleyi gerekçe göstererek,4.Şubat 1926 da şehid edildiğini göreceğiz. Ve ardından başkaları, daha sonrabaşkaları derken,şehidler kervanınakatılan Şehid Metin Yüksel’i yâd etmedengeçmek olmaz tabi. İslam davasının amansız düşmanları, onu da, 23 Şubat 1979da; bir Cuma namazından çıkarken, el birliği edercesine, Fatih Cami avlusundaŞehid ettiler.
Mısır’da, İhvan’i Müslim’indavasının mimarı ve İslam’ı yeniden evrensel bazda, başta Mısır olmak üzere tümİslam coğrafyasınahâkim kılmak için, Hasan El-Benna’nın vermiş olduğu mücadele;o dönemin, İngilizlerden icazetli olan kukla rejimiCemal Adbünnasır veyandaşlarının uykusunu kaçırır… Ve şeytani bir komplo sonucunda, İmam HasanEL-Benna, bir gece dersten dönerken; yolda arabası durdurulur, ruhsatlısilahına el konulduktan sonra bırakılır. Fakat şeytanın zebunu olan gölgeadamlar, biraz ileride yattıkları pusudan kalkıp İmam Hasan El-Benna’yı kurşunyağmuruna tutarlar. Hastaneye ağır yaralı olarak kaldırılır, doktorlar onuameliyata almak üzereyken; içeri giren bir polis komiserinin tehdidi üzerineameliyattan vaz geçilir. Ve İmam Hasan El-Benna, kan kaybından, 12 Şubat 1949da şehadet şerbetini içip şehidler kervanına katılıp, Rabbi Rahmanına kavuşur,arkasındaise binlerce genç davetçi Hasan’lar bırakarak!...
Ondan sonra, O günün Mısır’ında,artık şehidler zincirine her gün yeni halkalar eklenir, Seyyid Kutub, AbdulkadirUdeh, Yusuf Talat’ta bu kutlu kervana katılanlardan!...Tabi dünyasathında ve İslamcoğrafyasında, bu aziz kervana her gün yüzlerce şehid katılmaya devam etti bugünlere gelinceye dek. Kendilerinden sonra gelecek nesillerin yolunu bir ışık,bir meşale gibi aydınlatmak adına, İslam davasının yılmaz fedaileri; dünyadurdukça da devam edecektir. Tıpkı bu gün olduğu gibi!...
Ve ABD kıtasınabaktığımızda, karanlıklarlaboğuşan bir dünyanın bağrından, güneş gibi doğup, yüz binlerce sessiz ve mazluminsanın sesi soluğu olmaya namzet olan; Şehid EL-Malik Şahbazveya diğer adıyla,Malcolm X (r.alh)’den kısaca bahs etmek istiyorum… Evet, o bir siyahi idi…Amerika daki beyazlar tarafından ötekileştirilenlerden yani… Milyondan biri idiama o, bambaşka bir enerjiye sahip, apayrı bir insandı.
Evleri beyaz çeteler tarafındanateşe verilirken o, kardeşiyle daha çocuktu. Sokakta kaldılar ve her menfiolaya katıldı, uyuşturucuya bulaştı, hırsızlık olaylarına karıştı ve cezaevinde buldu kendini. Evet, o İslam’ın sönmez ışığıyla, ceza evinde tanıştı.Sentezci ve ırkçı İslam’i bir oluşumun lideri olan Elijah Muhammed’in,hapisteki arkadaşlarının vesilesiyle İslam diniyle tanıştı. Hapisten çıkarken,yıllarca Elijah Muhammed’in yardımcılığını yaptı. Yerinde duramayan’ daima birşeyler yapmayı kendine şiar edinen bu insan; Hac mevsiminde Hacca gittiğinde,orada gerçek âlimlerle tanışma fırsatı buldu.
Ve İslam dininde ırkçılığın haram olduğunu, beyazsiyah ayırımının İslam’da kesinlikle yerinin olmadığını öğrendi. Hac dönüşünde,ırkçı ve sentezci, Elijah Muhammed’den ayrıldı, Tevhid inancına göre yeni birdavetle konferanslar vermeye başladı. Daha çok zencilere hitap eden Malcolm X;inandığı İslam’i değerleri savunma konusunda, korkusuzca taviz vermeden,gecegündüz durmadan çalıştı. Onun bu çalışmalarından rahatsız olan FBI, onu ortadankaldırmanın yollarını aradı. Çünkü, Amerika emperyalizmi için, Malcolm X’in;İslami değerleri savunması, onların beşeri çıkarları için bir tehditoluşturmaktaydı. FBI, tuttuğu kiralık siyahi bir zencinin eliyle; Malcolm X’ikonferans verdiği bir esnada, 21. Şubat. 1965 de vurdurdu. FBI, her ne kadarolayı üstlenmediyse de, katilin hapisteyken Müslüman olmasıyla, her şeyi itirafetmesi; tüm gerçekleri gün yüzüne çıkardı..Onlar, Rablerinesözverdikleriniyerine getirip ayrıldılar bu fani ve geçici dünyadan!... Yabizler vazifelerimizi yapma şuurunun neresindeyiz acaba?. İslam’ın tüm aziz Şehidlerinirahmetle, minnetle, hayırla yâd eder ve şefaatlerini yüce Rabbimden niyazederim. Selam ve dua ile.