VİRÜS KORKUSU
Çin’den çıkıp dünyaya yayıldığı söylenen “Coronavirüs” tabir edilen ve bütün dünyayı tedirgin eden bir musibetle karşı karşıyayız. Bu görünmez ölümcül virüs, herkesi evlerine kapattırdı. Cıvıl cıvıl insan kaynayan yerler şimdi bomboş duruyor. İnsanlığın sürekli peşinde koşuşturduğu faiz, eğlence gibi değerleri ayaklar altına düştü.
Her ne amaçla olursa olsun insanların toplandığı bütün mekânlar kapatılmış durumdadır. Bu musibet bazı mesajları da yüzümüze çarpıyor. Kâbe ve camiler bile kapatıldı. Bu çok acı ve şaşırtıcı. Ama Müslümanlara önemli bir uyarı sunuyor. Kâbe’ nin ve camilerin kapatılma mecburiyetinde kalınması bu zaman Müslümanlarının büyük çoğunluğunun hac, umre, namaz gibi ibadetlerinin makbul olmadığına işarettir. İbadetlerin Allah için değil, ciddiyetten uzak ve riya için yapıldığını gösterir. Kur’ an- ı Kerim Maun Suresi’nde “… Namazlarına karşı ciddiyetsiz olan, riya( gösteriş) yapan ve komşuların birbirine verdiği en küçük yardımları bile engelleyen o namaz kılanlara yazıklar olsun! “ Namaz bütün ibadetlerin özü olup rahat ve hafiftir. Bu ibadete karşı bu derece lakaytlık diğer ibadetlerin de aynı durumda olduğunu gösterir.
Kâbe’ nin ve camilerin kapanması dünya tarihinde sanırım hiç görülmemiş bir olaydır. Allah sanki zımnen şu mesajı veriyor: “Siz layık değilsiniz, siz ibadetlerde samimi değilsiniz, riyakârsınız evimden ve camilerimden defolun! ”
Bir kısım sosyal medya paylaşımlarında veya bazı dost sohbetlerinde bazı kimseler Allah ile virüsü karşılaştırarak “Coronavirüsten korktuğunuz kadar Allah’tan korkmuyorsunuz” şeklinde ifadelerle kendilerince bir öğüt vermeye çalışıyorlar. Bu yanlıştır. Allah korkusu ile virüs korkusu karşılaştırılamaz. Aralarında hiçbir benzerlik yoktur.
Allah’tan korkmak, çocuğun annesinden korkması türünden tatlı ve gerekli bir korkudur. Ama asıl zarar veren çeşitli tahribat ve hastalıklara yol açan korku, muzır bir yaratıktan canavardan korkmak türünden yahut hayali gerekçelere dayanan korkulardır. İşte virüs korkusu bu türdendir. Kutsi, nezih, tatlı ve latif olan Allah korkusu ile karşılaştırılmamalıdır.
Korona virüs korkusundan kaynaklanan endişe ve panik tüm dünyayı sarmış durumdadır. Öldürme oranı SARS’ tan, Ebola’dan ve domuz gribinden daha az olduğu halde korona virüsün daha fazla ses getirmesi ve abartılması da teknolojik üstünlüğün veya ekonomik zenginliğin bu virüse engel olamayışı sebebiyledir. Erişilmez malikânelerinden ölümü aklının ucuna getirmeyenleri de öldürüyor, şimdiye kadar pek sıkıntı görmemiş, mağdurları sürekli tepeden seyrederek güvende olmanın keyfini yaşayan elit kesimi de yakalıyor. İşte çok ses getirmesi bundandır.
Bu virüs insanları birbirinden kaçırtarak uzlete mahkûm etti. Bu durum “…İşte o gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçar. O gün her bir kişinin kendisine yetecek bir durumu vardır.” ( Abese, 34-37.) ayetinin bildirdiği güne tam da muvafıktır.
Bu virüs musibetinin insanlar arasında meydana getirdiği infial Kur’ an’ da ifade edilen ve hadislerde kıyametin önemli bir alameti olarak bildirilen Dâbbetü’l-Arzı akla getirmektedir. Söz konusu ayette şöyle buyrulur : “ Tehdit edildikleri şey başlarına geldiği zaman onlara yerden bir dabbe çıkarırız da insanların ayetlerimize kesin olarak inanmadıklarını kendilerine söyler.” ( Neml , 82.) Kabe’ nin ve camilerin kapatılması lisan-i hal ile bunu söylemiyor mu?
Bu konuda Bediüzzaman’ ın şu açıklaması çok önemlidir: “Nasıl ki kavm-i Firavun’ a çekirge âfâtı ve bit belası ve Kabe tahribine çalışan kavm-i Ebrehe’ ye Ebabil kuşları musallat olmuşlar. Öyle de: Süfyan’ ın ve Deccalların fitneleriyle bilerek, severek isyan ve tuğyana ve Ye’’ cüc ve Me’cuc’ un anarşistliği ile fesada ve canavarlığa giden ve dinsizliğe, küfür ve küfrana düşen insanların akıllarını başlarına getirmek hikmetiyle, arzdan bir hayvan çıkıp musallat olacak, zîr u zeber edecek. Allah u a’lem o dabbe bir nev’dir. Çünkü gayet büyük bir şahıs olsa, her yerde herkese yetişmez. Demek dehşetli bir tâife-i hayvaniye olacak. Belki, “illa dabbetü’l-ardi te’külu minseetehu” (Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun ölümünü onlara ancak değneğini yemekte olan bir kurt gösterdi…, Sebe’ Suresi, 14.) ayetinin işaretiyle, o hayvan Dabbetü’l Arz denilen ağaç kurtlarıdır ki, insanların kemiklerini ağaç gibi kemirecek, insanın cisminde dişinden tırnağına kadar yerleşecek. Müminler iman bereketiyle ve sefahet ve sui istimalattan tecennübleriyle (sakınmalarıyla) kurtulmasına işareten ayet iman hususunda o hayvanı konuşturmuş.”(Şualar, 5. Şua.)Gözle görülmeyen virüsün şeklen ağaç kurduna benzerliği de bu konuda dikkat çekicidir.
Virüs korkusu elbette olağandır. Hatta gereklidir. Bazılarının yaptığı gibi “ yok, biz virüsten korkmuyoruz” şeklinde söylemekle yiğitlik yapmanın da âlemi yoktur. Bu tarz yiğitlikle tedbirsizlik, ahmaklıktır. Sorumlu olduğu kişileri de tehlikeye atmak ve kul hakkını çiğnemektir.