PANDEMİ, EKONOMİ, EĞİTİM

Dünya, Kurban Bayramı sonrası oldukça üzüntü verici bir olayla sarsıldı. Batının maksimum ekonomik ve siyasi ambargosu yüzünden zaten son derece zorlu bir süreç yaşayan Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta, limandaki depolarda büyük bir patlama meydana geldi. Patlamanın gerek şiddeti ve etkisi gerekse Hiroşima benzeri görüntülerin oluşması, can ve mal kaybının yüksekliği durumun ciddiyetini ortaya koymaktadır. Bu acı verici olayda hayatını kaybedenlere Allah’ tan rahmet; yaralılara acil şifalar dileriz. Kalbimiz ve dualarımız erdemli Lübnan halkı ve tüm direnen onurlu toplumlarla beraberdir. Rabbim, bir daha böylesi bir acı yaşatmasın… PANDEMİ Pandemi ve ekonomik politikalar biraz da birbiriyle ilişkili seyretmekte. Aynı durum Pandemi ile eğitim arasında da mevcut. Haliyle pandemi; tüm yaşantıları etkilemeye devam etmekte. Duyurulan düşük ölüm rakamlarının toplumda, pandeminin öldürücü etkisini azalttığına dair bir algı oluşturduğu ve tedbirlerin eskiye oranla gevşetildiği görülmekte. Yaz tatili ve ardından gelen bayramla birlikte devam eden normalleşme sürecinde yoğun bir insan trafiği yaşandı, vaka rakamları tekrar yükselmeye başladı ve uzmanlar iki hafta sonra bunun ciddi sonuçları olabileceği uyarısında bulunmakta. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre genç vakaların üç kat artmış. Yaz mevsiminin son haftalarını yaşamaktayız ve Sonbaharda ne gibi sürprizlerle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Dolayısıyla her açıdan riskli bir sürece evriliyoruz. Öte yandan okulları açma çabasında olan Milli Eğitim Bakanlığı da bazı kaygıları dile getirmektedir. Tekrar alarm zillerinin çalındığı bir döneme girdiğimiz bu süreçte, yeniden kısıtlamaların başlayabileceğinden söz edilir oldu. Bu bakımdan, toplum olarak tekrar sıkı tedbirler almak durumunda kalacağız gibi. Elden geldiğince tedbirli olmanın faydalı olacağı genel bir kanaat haline gelmiş durumda. Pandemi bitmiş gibi yaşamanın bir çözüm olmadığı ortada. Özellikle Urfa, Diyarbakır gibi iller başta olmak üzere doğudaki illerde hızlı bir yayılma ve bu yönde acil çağrılar var. Bunun nedenleri ortaya konmalıdır. Neler yapilabileceğine dair önerilere acil ihtiyaç duyulmakta. Bir yandan da acil tedbirlere yönelmeli ki; bu tedbirlerden birinin; toplumun özen göstermesi gereken sağlık boyutu; diğerinin ise pandemiden etkilenmeye devam eden kesimlere yapılacak ekonomik destek boyutu olmak üzere iki temel ayağının olduğu söylenebilir. Okulların açılması çok iyi planlanmalıdır. Milli Eğitim Bakanının çabaları ve gayretleri göze çarpmakta. Zamanlama, tedbirler ve düzenlemeler, yöntemler, yoğunluk ve pandeminin seyri iyi bir formülasyona tabi tutulmalıdır. Bu konuda toplum olarak el birliği yapılmalıdır. Pandemi seviyesi, öğrenci sayısı ve eğitim altyapısı göz önüne alınarak; her ilde farklı zamanlarda eğitime başlama ve ara verme seçenekleri de dikkate alınabilir. Seyreltme yapılmalıdır. Her açıdan hibrit bir model kendini dayatıyor. Uzaktan eğitim alt yapısı ve uygulamaları güçlendirilmeli, okullarda mesafe ve daha az zaman öncelenmelidir. Bu konuda çok yönlü kaygılar mevcut elbette. Çünkü geleceğimiz olan çocuklarımız söz konusu… Ve gençlerimiz. Tercih dönemindeler. İki buçuk milyona yakın genç sınava girdi ve tercih dönemi başladı. Kolay iş bulabilecek üniversite ve bölümlere en fazla bunların yüzde 5 ile 10’ u yerleşebilecek. Diğerleri umutsuzluğa yelken açmaya başlayacak. Gerek küresel durum ve bölgede seyreden savaşlar ve diğer olumsuzluklar ve gerek pandeminin olumsuzlukları ekonomiyi de olumsuz etkilemektedir. İşsizlik, mevcut finansal rezervlerde azalma, turizm, ticaret ve diğer gelirlerde gerileme gibi nedenler ekonomiyi zorluyor. Bu durum, bazı dezavantajlı kesimlerin ekonomik durumunu kötüleştirmektedir. Öğrenciler, emekliler, işsizler, mevsimlik işçiler vb bu dezavantajlı kesimlere yönelik ekonomik tedbirler alınmalıdır. Ülke ekonomisinin bu süreci atlatmasına yönelik ise daha farklı tedbirler alınabilir. Bu konuda ise ciddi bir seferberliğe girişilmeli ve kamunun da içinde olduğu tasarruf, üretim ve istihdam öncelikli sosyal devlet perspektifli politika ve uygulamalara geçiş geciktirilmemelidir. Selam ve dua ile.