DÜNYANIN YENİ KORKUSU:“KORONA VİRÜS”

Yıllarda beri süre gelen savaşlar, insan katliamları, sürgünler, işgal edilen ülkeler; göç dalgaları ve Uluslararası arenada bitmek tükenmek bilmeyen siyasi hesaplaşmalar ve menfaatperestlerin kör döğüşleri,şimdilik bir kenara itilip bırakılmış gibi gözükmektedir! Dünya, yeni bir sınamaylakarşı karşıya! (yoksa bizim bilmediğimiz yeni bir oyun mu) Adına Korona virüsdenilen bu korkutucu virüse teslim-i bayrakçeken birçok ülkede, hayat durmuş ve insanlar bu korkuyla yatıp kalkmaktadırlar adeta… Yaklaşık iki aydan bu yan Çin’de varlığınıgösteren ve dünya gündemini ciddi bir şekilde işgal eden Korona Virüs, şu sıralarda asli vatanıolan Çin’i terk edip dünya sathına yayılmaktadır. Dünyanın ve insanların,kâbusu haline gelen Korona Virüs denilen ölümcül mikrop; dünyayı babalarının çiftliği gibi hovardaca kullanıp tarumar eden başta batı Emperyalizmi olmak üzere; tüm dünya Müstekbirleri’ ni geçici de olsa hizaya getirmişe benziyor. Hızla yayılan virüsün etki ve korkusu, daha düne kadar konuşulan savaşları ve katliamları, İslam âlemindeki savaşve çalkantıları, Avrupa’ya göç etmeye çalışan Suriyeli mültecilerin Yunanistan sınırında uğradıkları insanlık dışı muameleleri ve daha birçok şeyi unutturdu götürdü… Başta sosyal medya olmak üzere, görsel ve yazılı basının gündemine oturan Korona Virüs; burnumuzun dibinde,dokuz yıldan beri devam eden Suriye savaşınıartık konuşulmaz oldu! Gündemin birinci maddesi, varsa yoksa Korona Virüsün, dünyada oluşturduğu korku, tedirginlik, panik, endişe ve insanların bozulan ruh halleri olmuştur sadece… Birde Kolonya ve makarna bilmecesi var ki, dramatik bir hal! Şimdi insanların ne kadar korkak, cılız, çaresiz ve Allah’ın en ufak bir musibetine karşı yetersiz kaldıklarının adetaprofilinioluşturan bu trajikomik hadise, özellikle içinde bulunduğumuz toplumun/toplumların, manevi manada mevta olupteneşir tahtasında yattığını göstermektedir… Elbette ki, “ÖNCE TEDBİR SONRA TEVEKKÜL” deyip, işimize gücümüze bakacağız/bakmak zorundayız. Çünkü dünyadaki hayatımızın bir parçasını; hastalık ve ölümlerin oluşturduğunu unutmamamız lazımdır. Her ne kadar olana ve ölüme çarenin olmadığı biliniyorsa da/olan olmadan, ölüm gelmeden önce bize düşen vazife; esbaba tevessül etmemizdir. Bizden istenen budur, gerisi takdiri ilahi ve teslimiyettir! İnsan her hangi bir hastalık veya tehlikeyle sınandığı zaman; onun yapacağı ilk iş, sıhhatle ilgili tıbbi tedbirlere, diğer tehlikelere karşı ise onunla ilgili çarelere başvurmalıve sonrasında; sabır ve metanetle bekleyip işin sonucunu Allah’a bırakmalıdır… Korkunun ecele faydası yoktur deyimini, bir yönüyle de bu manada anlamak ve yorumlamak gerekmektedir. Afrika’ da başlayan çekirge istilasının yolculuğu, Asya’ya doğru hızlı bir şekilde yayılması da imtihanın ayrı bir parçasıdır, insanlığın. Şimdi bir kısım çevrelerin kalkıp, “şu virüs ve çekirge istilası üzerinden de Siyaset yaparak; sanki Korona virüs salgını ve çekirge istilası da birilerinin ihmalkârlığıymış gibi göstermekle toplumu germeye çalışanlar, tam bir münasebetsizlik ve had bilmezliğin içine gömülmüş olan zavallılardır… Sosyal medyayı kullananlara da istirhamımızdır:“lütfen olur olmaz paylaşımlardan, yalan mı doğru mu, sıhhat derecesi nedir sonucu kesinlik kazanmamış olan haberlerden; kes yapıştır, ortalığı karıştır ahlakını meslek edinmiş olanların, yaygaralarına inanmayın! İnsanların, tedirgin hale gelmelerine zemin hazırlayacak her türlü söz ve eylemden uzak durun. İşin aslını, resmi ve birinci ağızdan duymadığınız müddetçe, “şu havada uçuşan mesnetsiz ve delilsiz haberlere asla itibar etmeyin. Bu gün konuştuklarımızın çoğunun, bizden sonra gelecek nesillerin sayfa aralarında kayıtlı birer not olarak okunabileceğini asla unutmayınız. İnsanız, dünyanın bin bir türlü bela, musibet ve zorlukla imtihanı vardır. Bilelim ve inanalım ki, özellikle biz Müslümanların inanç dünyasında; “dünya hayatımızda önümüze çıkan/çıkacak olan imtihanın şeklinden, zaman ve zemininden sorumlu olmadığımız hakikatinin, öncelikli olduğunu hiçbir zaman unutmayalım. Ancak,nasıl ki birkaç sene önce,insanlar kuş gribi, onun ardından domuz gribiyle sınandıysa; şimdi, bu gün de Korona Virüs denilen bir mikropla tüm dünya sınanmaktadır/sınanmaktayız. Bu tür şeylerden, menfi veya müspet bazı sonuçlar çıkarma gayretinde olsa da bazı insanlar; aslında bu gün bu tür şeylerin konuşulacağı zamanı ve zemini olmadığını bilmemizde fayda mülahaza etmekteyiz. Evet, dünyada Özellikle Müslümanlara karşı büyük bir zulüm işlenmektedir. Çin’de Uygur Müslümanları olmak üzere, Arakan’da, Filistin’de, Almanya da tırmanışa geçen ırkçı Nazilerin Müslümanlara ve mabedlerine yapılan saldırılar; hâsılı kelam Mısır’da, Yemen ve Libya’da, mazlum insanların canlarına ve ırzlarına teşebbüs ve tecavüz edildiğini bilmeyen yoktur? Lakin, el-an; tedbir, temkin, sağ duyu ve sükûnet vaktidir… Evet, şu anda sınandığımız bela ve musibetlerin, dünyada işlenen bunca olumsuz şeylerin birer karşılığı mıdır acaba gibisindeki mevcudiyetin keyfiyetini biz bilemeyiz. Her şeyin en iyisini bilen, En büyük olan Cenabı ALLAH’TIR! Başta âlemi İslam olmak üzere, Ülkemizin içinde bulunduğu bu zorlu süreçten en az zararla çıkmasını temenni ve niyaz ederim. 18 Mart 2020