ADALET TOPLUMU OLMALIYIZ

En erdemli söylemler bile tolumda yankı/karşılık bulmuyor.İnandırıcılık yok. Çünkü yapmadıklarımızı söylemekteyiz. Eminlik sıfatınıkaybetmenin sonu kaostan başka nedir? Rabb'im muhafaza etsin. Geçmişte butoplum, acı tecrübeler yaşadı. Hala da çeşitli zorluklar yaşanmakta. Ancakyaşananlardan çıkarılan dersler de oldu. Bir ara işkence sıfırlandı. Umarımedinilen bu kazanımın korunmasına devam edilir. Meşhur bir söz vardır; birtoplumun, küfürle bile devam edebileceği ama zulümle kısa ömürlü olacağınıanlatan. Dolayısıyla toplumun bir arada tutulabilmesi ve bekası için yargısistemi, adalet gibi müesseseler oldukça hayatidir. Hasan Mezarcı’yı birçoğumuzhatırlar. Hasan Mezarcı 90’lı yıllarda Refah Partisi’nin milletvekiliydi. Cesurve akıllı bir vekildi. İtikadı sağlam, verimli, tavizsiz ve çalışkan birvekildi. 28 Şubat’ın muktedirleri; ona, hala konuşulan bir cezayı revagördüler. Mezarcı’yı, önce hapse sonra mezara kadar götüren sürecin ana nedenineydi? Muhafazakar ama şeriatçı olmayan bir kişiliği olan Mezarcı,Mustafa Kemal ve laiklikle ilgili görüşlerini de açıklamaktan çekinmezdi.Verdiği bir röportajda “Halk ne isterse o olsun” ifadelerini kullanmıştı. Ogünkü konjonktür, partisinin de onu taşıyamayacağı/sahip çıkmayacağı birdurumdaydı ve ihraç edildi. Cumhuriyet tarihinin, hakkında en fazla dava açılanvekiliydi Mezarcı… Yakalandı, Almanya’da hapis yattı, yıllar sonra garipkıyafetler giyip, Mesih olduğunu ilan edecek bir yıkıma uğratılmış olarak çıktıkarşımıza… Turgut Özal’ın mezarı açıldığında, üç çeşit zehirle zehirlendiğisaptanmış ancak otopsiyi yapanlar ya da raporu hazırlayanlar; “Zehir var,zehirlenme yok! Gibi acayip bir rapor hazırlamışlardı. Muhsin Yazıcıoğlu’nun da Türkiye’nin gözleri önünde nasılöldürüldüğü de bilinmekte. Seçilmiş başbakanını bile asan bir tarihi hafızamız var. Buörnekleri çoğaltmak mümkün. Hemen not düşmek gerekir ki; kolay yakalanmayan veçok değerli bir kazanım olan ‘işkenceye sıfır tolerans’ tan artık geriyedönmemek son derece önemli. Mütefekkirlerimize karşı da yanlışlıklar yapılmışgeçmişte. Mesela: Said Nursi gibi bir şahsiyetin mezarını bile henüz toplumolarak bilmemekteyiz. Elbette, mevcut yasalara göre suç teşkil eden fiilleriolanların, rutin yargısal süreçlerden geçirilmesinde, adalete halel getirecekayrıcalıklı uygulamalar talep edilmez. Bu filler, usulüne uygun olarakkanıtlandığında, ceza almaları da yadsınamaz. Ancak, bunun dışındaki hukuk dışımuameleler, toplumun hafızasında derin olumsuz izler bırakır. Geçmişte bu yöndehaksızlıklar yapılan kimilerine iade-i itibarda bulunuldu. Demem o ki;hürmetler çiğnememeli. Tolumun değerlerine sahip çıkılmalı. Kadim toplumlar,düşmanlarına karşı bile nezaketli davranabilmekteler. Tarihte bunun örneklerineçok yerde rastlamaktayız… Salih Mirzabeyoğlu Cezaevinden çıkan Mirzabeyoğlu’nun halinde de garipliklervardı. Sanki o gitmiş, yerine başka biri gelmiş gibi. Nihayet ebedi alemeintikal etti. Mirzabeyoğlu’na, telegram denilen bir zihin kontrolüişkencesinin uygulandığı söylenmekte. Zihin kontrolü işkencesinde; verilenkimyasal ilaçlarla, zihnin kodlarıyla oynanmakta ve halisünasyonlargördürülmekte. Zamanla delirmek veya başkalaşmak söz konusu olmakta. İnsanlıkdışı bir uygulama ve işkence türü. Şair ve mütefekkir olan Mirzabeyoğlu; Necip Fazıl’dandevraldığı “Büyük Doğu” fikir sistemini, “İbda” ismiyle yaşatamaya çalışmış vebu fikri oluşumun külliyatını yazmıştır. Çocuğunu okuldan almaya giderken tutuklanıp on yedi seneiçeride tutulan Mirzabeyoplu’nun, annesinin ve babasının da cenazesinegitmesine izin verilmemiş olması dikkat çekicidir. 28 Şubat sürecinden acımasızuygulamalarına maruz kalan Mirzabeyoğlu; on yedi yıl yattığı Bolu F TipiCezaevi’nden, 22 Temmuz 2014 tarihinde serbest bırakılmıştı. Necip Fazıl’ın temellerini attığı Büyük Doğu Fikriyatının,Türk İslamcılığında büyük etkileri olan bir ekol olduğu bilinmekte.Mirzabeyoğlu, doğrularıyla, yanlışlarıyla fani dünyadan ayrıldı. Çilekeşolduğuna şahid olduk. Onun fikirlerinden korkulduğuna şahid olduk. Onun, dizçökmeyen, mücadeleci yaşamına şahid olduk. O, herşeyden önce, bu ülkenin azyetiştirdiği büyük mütefekkirlerinden biriydi. 68 yıllık ömrüne 60 kitapsığdıran yazar ve düşünce adamıydı. Üstadı; Necip Fazıl’ın da olduğu gibi; Onunda gençliğe hitabı vardı. Gençliğe Hitabı: “Salih Mirzabeyoğlu: Gençliğe Hitab ediyorum Belli başlı bir ideolocya temeli üzerine oturtulmuş, herferdinin tek kıbleye dönük olduğu, bütün iş bölümlerinin bir saat nizamiyleçalıştığı, herkesin ve her işin maddî ve manevî hakkını tam aldığı, mükemmel vemüesses cemiyet; kısaca, fildişi kaldırımlarda, fildişi sokaklarda giden, hiçbirbirine çarpmayan, herbiri birbirinin emrinde ve ALLAH korkusu altında,herbiri bugün ölecekmiş gibi iki büklüm ve yine herbiri hiç ölmeyecekmiş gibidimdik insanların cemiyeti... Sen, bu ideali gerçekleştirmeye memur, mecbur, hattâmahkűmsun! Büyük fikir, İslâmın saffet, asliyet ve tamamiyetinden zerrefeda etmeksizin bizzat İslâmı anlama ve anahtarın kumdaki yatağı gibi ona uymamânâsına yepyeni bir idrake kavuşmak, "İslâma muhatap anlayış"davasıdır. Bunu anlamak, öz keşifleri içinde müflis ve yeni bir din aramayolunda perişan insanlığa anlatmak; cihanı kaldıracak manivelânın dayanaknoktasını Türkiye kabul etmek, oradan İslâm âlemine, oradan da topyekûnbeşeriyete el atıcı muazzam bir plâna sahip olmak... Sen, ideali aksiyona döndürmek ve aksiyonu idealleştirmekgibi zorların zoru bu iç içe işi gerçekleştirmeye memur, mecbur, hattamahkumsun! … "Hepçilik"ten vazgeçmemek ve zerrecetaviz vermemek... Strateji ve taktik dilinden anlamak ve taviz vermemeyiöküzlük etme sanmamak... Millet tarlasını, ünüformalı ve ünüformasız gençfidanlar ve yeni ekinler halinde donatmak... Yepyeni bir diyalektikle muazzambir kültür ve telkin savaşına girişmek, gerektiği yerde gerekeni yapmak, sırdolu bir strateji yolundan istikbalini hazırlamak... Sormak makamındayım ki, aynada çehresini seyreden ve zamandagayesini işleyen BÜYÜK DOĞU, aslın gölgeye kendisinden daha yakın olmasıhikmetiyle her sahada muhatabından neyi ister? Büyük Doğu'nun muradı ve İslâmcımücadelenin hayatî suali budur... Her sahada bunun cevabını ver! Salih Mirzabeyoğlu - İslama Muhatap Anlayış, 1984, sf.183” Müfid Yüksel’in Taziye Mesajı: Tâziye: Muş Sancağı mirlerinden/eşrâfından Cinyarlı Merhum Mirzâ Beysülalesinden, Merhum Kürt Hacı Musa Bey'in ahfâdından, Merhum İzzet Bey'intorunu, Merhum Muammer Bey'in (Kumandan) mahdumu, Hamidiye Kürt Süvari AlaylarıReislerinden Haydaranlı Merhum Kör Hüseyin Paşa'nın Kerîmezâdesi, kadim aile dostumuz,Mütefekkir, Yazar ve Çilekeş/Yürekli Dâva adamı Salih Mirzabeyoğlu (Salih İzzetErdiş) Hakk (C.C) 'ın Rahmetine kavuşmuştur. … Sonuç olarak, önümüzde zorlu süreçler var. Toplumumuzunhuzura ihtiyacı var. Her makam ve sıfattaki insanların adalet ve hukuk sözkonusu olduğunda; tarafsız ve hakkaniyetli tavırlar sergilemesi, bu yöndebeyanlarda bulunması önem arz eder. Bu vesileyle, yapılabilecek yığınla güzel işler mevcutolmasına rağmen, cezaevindeki insanlarımıza yönelik insani, hukuki, tarafsızbir reforma ihtiyaç olduğu açıkça ortadadır. Bu bağlamda; inanç ve düşüncesine bakılmaksızın, yeniden veadil yargılanması gereken davalar da göz önünde bulundurularak; 15 Temmuzmağdurları ve 28 Şubat sürecinin mağdurları dolayısıyla tüm mağduriyetlerinhızlı bir şekilde giderilmesi, düşünce ve inancına bakmaksızın bütün hastatutukluların, gerekli tedbirler alınarak tahliye edilmesi gibi konular baştaolmak üzere, ciddi düzenlemelere ihtiyaç vardır. Hrant Dink, Tahir Elçi, Muhsin Yazıcıoğlu davaları gibidavaların, geciktirilmeden sonuçlandırılması önem arz etmektedir. Yargının,tekrar toplum nezdinde itibar kazanması ve toplumun yargıya olan güvenininyeniden tesisi açısından bu tarz adımlar oldukça önem arz etmektedir. Rabbim,fert ve toplum olarak bizleri adaletten ayırmasın. Selam ve dua ile.