DİN BAĞI/DİL BAĞI/YOKSA KAN BAĞI MI? HANGİSİ?
Adem babamız ve Havva annemizin dünyaya gönderiliş serüvenleriyle başlayıp ve bu günümüze kadar gelen, kıyamete kadar da devam edecek olan insan nesli; tarihin her devresinde olduğu gibi, bu gün dahi iki kutup, iki zümre, iki saf halinde olup ve daima mücadele halinde olmuş/olacak ve olmaya da devam edecektir.
Kabil'in Kardeşi Habil’i katletmesiyle birlikte, ilk olarak yeryüzüne dökülen insan kanı; Âdem babamızın zürriyeti arasında, hak ile batılın mücadelesinin temellerini oluşturdu. Allah'ın yasalarını, yaşamlarına rehber edinenler hakkın hizbini oluştururken; heva ve heveslerinin peşinden gidip Allah’ı unutanlar ise; şeytanın hizbini oluşturmakla, Katil Kabil'in izini sürmekten yana tercihlerini kullandılar!...
Böylece, şeytanın safında yer alan zümre; yeryüzünde, fitne ve fesadın tohumlarını ekip dünyanın düzen ve nizamını bozmaya çalıştılar. Allah'ın, Ademe secde et emrine isyan eden Şeytan; yeryüzünde ilk olarak, ırkçılığın fitnenin, fesat ve bozgunculuğun temellerini atmış oluyordu... Böylece, Şeytan ve Kabil'in izini süren insanlar; inanç bağından önce, ırk, dil, kan ve benzeri faktörlerin mücadelesi başlatmakla, hakkın ve hakkın davasına sahip çıkanların karşısına dikilip onları, kötülüğe ve günaha meyletmeleri için durmadan tahrik taktiğini kullandılar...
Aziz ve Celil olan Rabbimiz, kerim kitabımızda; söz konusu güruhun tehlikelerine karşı, iman eden kullarını şöyle uyarmaktadır: "Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışıp, bir arada yaşayıp ve kaynaşasınız diye, sizi şubelere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki, sizin Allah indinde en kerim (değerli) olanınız, Allah'tan en çok korkanınızdır. Allah gafurdur, Rahimdir. Bu ilahi emir ve ikazla, yüce Rabbimiz; dil, ırk vs. bağından önce, "DiN" bağını oluşturup Ümmet ruhunu ikame etmeyi kullarının üzerine vazife olarak yüklemiştir...
Bundan maada, Müslümanım diyen hiçbir insan için; İslam dininin yasakladığı fikir ve düşünceleri savunması, yayması, bu uğurda mücadele edip çaba sarf etmesinin muhayyerliği yoktur, olamaz da!... Bir insan, Müslümanım diyorsa; onun referansı Kur'an ve Sünneti saniyeden başkası olamaz. Müslüman, ırkçılık yapamaz, kavmiyetçilik mücadelesi veremez, ideolojik birer ürün olan modern çağın birer felaketi mesabesinde olan parti ve pürtiler için koşturmamaz, insanları bu tür yollara davet edemez. Ettiği takdirde, inancını sorgulaması lazımdır. Çünkü, İslam keyfe kafidir.
Gelinen noktaya bakıldığında, yaşadığımız modern asırda; yeryüzünde, başta İslam âlemi olmak üzere, ırkçılığın, kavmiyetçiliğin, particiliğin, meşrep aşiretçilik vb. taassuplar hastalıkların tavan yaptığı görülmektedir. Hal böyle olunca, toplumlar arasında merhamet, paylaşmak, diğerkâmlık, hak yolunda infak gibi meziyetlerin yerini; yukarıda vermiş olduğumuz manevi hastalıklar işgal etmiştir.
Halbuki, yüce Rabbimiz yarın mahşer meydanında hesap gününde bizden; dilimizi, aşiretimizi, memleket ve partimizi değil; inancımızı ve dinimiz için nasıl hizmet ettiğimiz konusunda bizi sorguya çekecektir... Elbette ki, kan bağı da önemli bir etken ve nimettir. Ama gelin görün ki, bu gibi hasletler tek başına yetmiyor ve yüce Rabbimiz; yaratmış olduğu kullarından öncelikli olarak kendisine hiçbir şeyi ortak koşmadan iman etmelerini istiyor.
İman ve Salih amel ekseninde, hak ve hakikat yolunda olan akrabalık vb. hasletler birer nimet olduğu gibi, aynı zamanda dinimizin tasvip ettiği erdemli amellerdendir. Bunun aksini düşündüğümüzde, misal olarak; Nuh (a.s) ve oğlu Kenan ile hanımı, Lut (a.s) ile hanımı, Hz. Asiye ile kocası olan inkarcı Firavun; İbrahim Halil (a.s) ile azgın Nemrut, en nihayet Efendimiz (s.a.v) ile yakın akrabalarından hakkı inkar etmede ısrarcı olan başta amcası Ebu Leheb olmak üzere, Ebu Cehil, Ümmeye ibni halef, As ibni Vali gibi birinci derecede kan bağıyla birbirlerinin yakınları oldukları halde, zıt inançta olmaları hasebiyle, birbirleriyle hiç bir bağlarının olmadığını/kalmadığını, yine kerim kitabımızdan öğreniyoruz... Öyleyse, ey Müslüman kardeşim! Her bağdan önce, inanç bağını kuvvetlendir ve Ümmet ruhunu ikame etmeye gayret et. Azığın takva, rehberin Kur'an ve Sünnet olsun. Kalın sağlıcakla efendim…