GAZETECİLER OLARAK YENİ SAYFA AÇALIM
Ülke genelindeki şehirlerde yerel çapta bir veya iki cemiyet varken, Şanlıurfa’da maalesef yaklaşık 10 gazeteci cemiyeti var.
Dernek statüsündeki cemiyetler kurumsallaşamadığından adeta Ahmet’in, Mehmet’in derneğine veya cemiyetine dönüştü. Hal böyle olunca “onunki var benimki neden yok” denilerek cemiyet üstüne cemiyet açıldı Urfa’da.
Bunların nasıl ortaya çıktığının detaylarını ayrı bir yazıda ele almak gerekiyor. Ancak gazetecilerin geldiği ve durduğu yeri irdelemek daha öncelikli bir konu olsa gerek. Şanlıurfa’da her alanda ve her yerde “birlik” sorununun acısını iliklerimize kadar hissediyoruz. Bu bölünmüşlük içerisinde gazetecilerin sorunu kente en fazla zarar vereni oluyor.
Kentte yaşanan Sivil Toplum Kuruluşu (STK) sıkıntısına bir darbe de gazeteciler vuruyor. Çoğu şehirde en güçlü STK gazeteci cemiyetleriyken ve kentin gelişiminde rol oynarken, biz her alanda olduğu gibi bu alanda da birbirimizi yiyoruz. Bırakın kente, kendimize bile faydamız olmuyor. Oysa gazeteciler kentin sorunlarını en yakından takip eden ve çözümü en etkili sunacak meslek grubudur. Diğer STK’lar dahi gazetecilerden edindikleri bilgilerle hareket ediyor.
Bu sebeple herkes kişisel hesaplarını, hırslarını, heveslerini, ön yargılarını, komplekslerini, çıkarlarını bir tarafa bırakmalı. Özellikle de gazeteciler. Birlik olmalı. Farklılıklarına rağmen kentin, insanların, gelecek nesllerin selameti için aynı çatı altında toplanabilmeli. Gazete sahipleri bunun ilk meşalesini yaktı. Bir araya geldi. Kendi sorunlarına çözüm bulmakla başlayan yol haritasında Şanlıurfa için çok güzel projeler çıktı ortaya. Gazete sahiplerinin peşinden televizyon sahipleri de geldi. Mesleki dayanışma ile başlayan bu birliktelik sayesinde kentin sorunlarına eğilme, ilgilenme ve muhatapları ile görüşme imkanları oluşmaya başladı. Vali, belediye başkanları, başsavcı ve kurum amirleri ile kentin sorunlarını konuşma imkanları oluştu. İnşallah dijital ortamdaki ve ilçelerdeki meslektaşlarımız da bu kervana katılır.
***
Bir basın toplantısında dahi nasıl davranılacağını bilmeyen yeni meslektaşlarımız var. Hem kendi meslek örgütümüzde eğitimler ve semineler olmalı hem de gazeteciliği kişisel çıkarları için kullananlar ve mesleğin saygınlığını yerle bir edenlere karşı mücadele verilmeli. Bir yandan da “meşru” ve “helal” kazanç elde edebilmek için çalışmalar yapılmalı. Kendisine saygısı olan, mesleğine saygısı olan, sırtını dayamak ve okuru olmasını istediği halka saygısı olan herkes bir çatı altında toplanmalı dedik ve yerel gazeteler olarak bir adım daha attık. Bir cemiyeti veya derneği daha kaldıramayacak durumda olan Şanlıurfa’da, bu konudaki serzenişleri de sonlandıracak bir federasyon kurulacak. Peş peşe kurulan ve aralarındaki çizgi giderek kalınlaşmaya başlayan cemiyetlerin yöntemini, çizgisini, anlayışını değiştirmeye kalkmadan (meşru çerçeve dahilinde) olduğu gibi kabul eden bir federasyon olacak.
Kimseden bir şey koparmaya kalkmadan “kendimiz için ne yapabiliriz”, “Urfa halkı için ne yapabiliriz”, “işsizlik için ne yapabiliriz”, “tanıtım için ne yapabiliriz” gibi soruların yanıtını güç birliği yaparak aramayı planlıyoruz. Aramıza fitne sokmaya çalışanlar olsa dahi kendimizi ifade etmeye ve bu işte ne kadar samimi olduğumuzu göstermeye çalışacağız.
Birbirimize destek olmaya çalıştığımız halde bunu suiistimal edenler de çıkarsa yapacak bir şey yok, tüm çıplaklığıyla kamuoyunun bilgi sahibi olmasını sağlarız diye tahmin ediyorum.
Bu detaylar henüz konuşulmuş değil. Yazdıklarımın çoğu benim fikrim. Ama eminim ki Urfa’da gazetecilik yapan herkes aynı hassasiyet içerisindedir.
Bu köşeden sitem etmek, dertleşmek, anlatmak istediğim çok şey vardı ancak yeni bir sayfa açma kararlığındayım.
Bana göre “önyargı” bir kenara bırakılmalı ve artık ciddi bir şeyler yapmalıyız.