MEVSİMLER VE KİTAPLAR
Mevsimlerin kitap okuma üzerinde nasıl bir etkisi var? Mesela kışın daha mı güzel olur kitap okumak, daha mı fazla okunur, ya da her kitap her mevsimde okunabilir mi, bazı kitaplar bazı mevsimlerde daha mı zevkle okunur? Açıkçası üzerine kafa yorulması gereken bir mevzu. Zira doğru kitabı doğru zamanda doğru kişinin okuması kitap okuma bahsinde önemli bir yere sahip.
Bu konu üzerine küçük çaplı bir tarama yaptım, paylaşayım. Mevsimlere göre kitap okuma oranında çok bariz farklar olmamakla birlikte Sonbaharın %29 ile önde olduğunu görüyoruz. En az kitap okunan mevsimin kış olduğunu görüyoruz: %21. İlkbahar ve yaz mevsimlerinde ise oranlar eşit: %25. Şahsen kış mevsiminde daha fazla kitap okuyan biri olarak sonuç şaşırttı beni. Kitap okuma eylemini en iyi akşam ve gece ifa eden bir okur olarak uzun kış gecelerini daha fazla kitap okumak için bir fırsat olarak görüyorum. Yazın uzun günlerinde, gündelik işlerin yoğunluğunun kitap okuma seviyemi düşürdüğünü ifade edebilirim. Sanırım sonbaharda okuma oranının nispeten yüksek olmasının altında yatan sebep; yazın tatil ve sıcaklar sebebiyle kitaptan uzak kalan okurun sonbaharla daha ciddi bir okuma disiplini içerisine girmesidir.
Merakımın ikinci yönü ise hangi mevsimde hangi tür kitapların okunacağı meselesi idi. Bu konuda belirli bir çalışmaya rastlamamakla birlikte kitap sitelerinin mevsimlere göre kitap önerilerinin değiştiğini görüyoruz. Özellikle“tatilde okunacak kitaplar” ya da “yazın okuyabileceğiniz en iyi on kitap” gibi reklam sloganları eşliğindekitap dergileri ve kitap satış siteleri yaz kitaplarının sanki farklı bir niteliği varmış gibi bir algıyla büyük oranda ticari ranta dönüştürme kaygısını taşıyor.
Bu konuda düşüncem şu ki; evet mevsimlere göre okuma nitelikleri değişebilir belki ama bu durum kişiden kişiye farklılık gösterecektir. Mesela bazı okurlar yazın daha rahat kitapları okumayı tercih ederlerken, bir başka okur kesimi daha ağır sayılabilecek kitapları yaz mevsimine bırakabiliyorlar. Ya da tam tersi bir durum olarak bazı okurlar, daha ağır kitapları sonbahar ve kış mevsiminde, daha rahat kitapları ilkbahar yaz mevsimlerinde okumayı tercih edebiliyor.
Mevsimlere göre okumanın niteliği konusunun bendeki karşılığı nedir, ya da bende mevsimlere göre okumanın niteliği değişiyor mu? Bu soruyu kendime sorduğumda aldığım cevap, sonbahar ve kış mevsimlerinden ilkbahar ve yaz mevsimlerine geçişte okumamın niteliğinin değiştiği yönünde olacaktır. Sanırım bu fikrimin oluşmasında; mevsimlerin insan üzerinde etkilerini önemsiyor oluşumun payı var. “Tıpkı mevsimler gibi insanda farklı iklimleri yaşıyor. İnsan da mevsimler gibidir. Mesela bir bahar gibi şen ve şakrak olur mutluluğa çağırır. Bazen hazanda dalından kopmuş bir yaprak olur hüzne bürünür. Bazen yaz gibi sıcaktır rehavete kapılır. Ve Kış olur karanlığa sessizliğe ve yalnızlığa gömülür.” Böyle yazmışım bir yazımda. Dolayısıyla bu bakışımın mevsimlere göre okumamın niteliğini de belirlediğini ifade edebilirim.
Kış insanın kendi içine kapanmasıdır. İçine, dışarılardan içerilere, eve, evine, kendi evineyönelmesidir. Zira dışarısı soğuktur, dışarısı kasvettir, dışarısı yağmurdur, dışarısı kardır, dışarısı barandır… O yüzden kış en çok sıcaklığına sığınılacak evidir insanın, evine dönüşüdür, kendine dönüşüdür, geceye sığınmasıdır. İnsanın kış hali okumalarına da yansıyacaktır. Daha çok kendi içine yönelmeye, kendi ile baş başa kalmaya, düşe, düşünceye, tefekküre yol açacak kitaplar okumak için kış ve güz en güzel mevsimlerdir o yüzden.
Mevsimler ve kitaplar üzerine çok şey söylenebilir belki ama görünen o ki; kişiye göre değişen bir durum var karşımızda. O zaman sözü şöyle hulasa edelim; Aslolan okumaktır. İnsan yaşadığı zamanı çoğaltmak için, zamanın içinde başka zamanlara yelken açmak için okumalıdır. Mekânın sıkışıklığından çıkarak, mekân içinde mekânıyaşamak için okumalıdır. Mevsimleri güzelleştirebilmek; yazı başka yaza, kışı başka bir kışa çevirebilmek için okumalıdır…