ŞIMARIKLIK
Henüzsorumluluk çağına ermemiş çocuklar dışında affedilmeyen kötü hasletlerden birişımarıklıktır. Akıllıca düşünmeyip, gerçeklere gözünü kapayan şişirilmişhislerle hareket etmeyi sağlayan bir düşüncedir.Şımarıklık haddini bilmemektir,insandan beklenen ulvi düşünceyi engelleyen insanlık defosu bir vasıftır.Ayrıcaşımarıklık, kişinin servet ve makamına güvenerek kendi kendine yeteceğinizannedip kendini herkesten üstün görmesi şeklinde ortaya çıkan, aslında büyükbir yanılgı olan şeytani bir özelliktir.
Şımarıklık,mal, servet çokluğu ve nimet bolluğuiçinde her istediği lezzete ve fanteziyeerişebilmenin verdiği “şükürsüzlük” hissinden kaynaklanmaktadır.Şükür, acz vezaafını anlayıp mun’im-i hakiki (nimetin asıl sahibi ve vericisi) olan yüceAllah’a karşı minnet duyarak O’na teslim olmaktır. Bu itibarla şükreden aslaşımarık olmaz, şımarık olan şükretmez. Nimet ve servet bolluğu insanda “istiğna”denen “kendini hiç bir şeye muhtaç görmeme” düşüncesine sebep olur. Buda şükürsüzlüğün temeli olan ve “enaniyet” duygusundan kaynaklanan böbürlenme,kendini beğenme gibi kötü hasletlere yol açar. Bunun sonucu da şımarıklıktır.Allah’a karşı acizlik ve fakrını hissedip O’na yalvararak ve kulluğu takınarakşükür ve istiğfara bürünmedikçe şımarıklık gittikçe şişer, aklı ve tüm ulvîduyguları etkisi altına alır, zamanla insan azgınlığının son noktası sayılan “firavunluk”düşüncesine götürür. Kur’an-ı Kerim, “İnsan kendini müstağni (muhtaçsızlık)içinde görünce azgın olur”(Alak, 6-7) ayetleriyle, azgınlığın kökeninin“kendini müstağni görmeye” dayandığını bildirmektedir.
Kur’an-ıKerim, şımarıkları “mütref”, “ferîh”, “eşir” gibi kavramlarla ifade ederekşımarıklığınnimet bolluğundan, mal ile böbürlenmekten kaynaklandığına dikkat çekmektedir.Hazineleriyle ünlü Karun’u anlatan ayetlerden, şımarıklığının zenginliğinverdiği “kendini beğenmişlik ve şükürsüzlükten” olduğu anlaşılmaktadır.Kendisinebu serveti veren Allah’ı tanımamazlıktan gelerek nankörlük etmiştir.KasasSuresinde bununla ilgili olarak şöyle buyrulmuştur:
“Karun, Musa’nın kavminden idi; ama onlarakarşı azgınlık etti. Ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını taşımak,kuvvetli bir grubu bile zorluyordu. Kavmi ona: “Şımarma, çünkü Allah,şımarıkları sevmez” demişti. “Allah'ın sana verdikleriyle âhiret yurdunukazanmaya bak; dünyadan da nasibini unutma. Allah sana nasıl ihsandabulunduysa, sen de öylece insanlara iyilik yap. Yeryüzünde bozgunculuk yapmayada kalkma. Çünkü Allah bozguncuları sevmez.”Karun: “Bu bana ancak bende olanbilgiden ötürü verilmiştir.” dedi. Bilmez mi ki Allah, önceki nesiller arasında ondan daha güçlü ve topladığı (mal)daha fazla olan nice kimseleriyoketmiştir? Suçluların suçları kendilerinden sorulmaz.” (Kasas, 76-78.)
Şımarıklık, kişinin akıllıca düşünmesineengel olduğu için ahmaklaştırır. Yaşadıkları debdebe, ihtişam ve keyfin hiçbitmeyeceğini sanarak hakikata karşı basiret gözleri körleşir. Bu nedenleİnsanları uyarmak üzere gönderilen peygamberlerin karşısına dikilenler de hepşımarıklar olmuştur. Kur’an-ı Kerim bu konuda şöyle buyurmuştur: “Bizhangi memlekete bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklı ve şımarıkkişileri: Biz, size gönderilmiş olan şeyi inkâr ediyoruz, demişlerdir.”(Sebe', 34.)
Şımarıklarınanlamsız kaprisleri yüzünden cennet gibi yaratılan bu dünya cehenneme dönmüş,tarih boyunca nice zulümlere sahne olmuştur. Haddini bilenler, haddinibilmeyenler yüzünden zindan hayatı yaşamışlardır.
Günümüzderefah ve zenginlik arttıkça şımarıkların da sayısının arttığı görülüyor.Önceleri bir parça ekmeğe muhtaç olan bir kısım varlıklı kişilerin inanılmazbir şımarıklık sergiledikleri gözlerden kaçmıyor. Kendini beğenmişlik, diğerinsanların haklarına saygısızlık, kamuya ait ortak nimetlerin yalnız kendiistifadesine verildiği vehmi gibi tutum ve davranışlar şımarıklıktankaynaklanmaktadır. Oysa herkes bilmelidir ki varlıklı olmak, insanı kulluktançıkarmaz; akıllıca düşünenler için daha iyi bir kul, yani “şakîr bir kul”olmanın yolunu açar. Zenginlik “istiğna”nın sebebi değil, “şükür veistiğfar”ın sebebi olmalıdır.
Çocuklarınşımarıklığıise, asıl çocuklardan değilonları yetiştirenlerin yanlıştutumlarından kaynaklanır. Sözünü ettiğimiz çirkin hasletten farklı olupçocukların masumiyetini bozmamakla beraber, yine de sevimsiz etmektedir.
Şımarıklıko kadar çirkin bir haslettir ki, masum ve tatlı çocukları bilesevimsizleştirir.
Çocuklarınşımarık duruma getirilmesinde baba, anne ve çevreninaşırı düşkünlükten ve şefkati yanlış kullanmadan kaynaklanan tutumları en büyüketkendir. Gerçekte çocuk masumdur, bu itibarla her çocuk sevimlidir. Büyüklerdeiğrenç bir vasıf olan şımarıklık, masum çocukları bile sevimsizleştirir. Bunedenle şımarıklık, çocuklara has doğal bir duygu değil, büyüklerden çocuklarabulaştırılan bir kirdir. İşte bu kir sevimsizdir.