ÖLÜME SEBEP OLMAK
Geçen gün bazı ihtiyaçları temin için bir markete gittim. Orada bulunanların bir kısmı maskesizdi, bir kısmı da maskesi çenesindeydi. Takanların da çoğunun maskesi yetkililerin “korumuyor” dediği siyah maskedendi. Manav reyonunda maskesizlerden biri, virüsten dolayı dokunmaya korktuğumuz salatalığı alıp yıkamadan katır kutur yedi. Kasada ödeme yaparken de maskesi olmayan gençten biri, bana yaklaşınca uyardım, “hem masken yok, hem mesafeye uymuyorsun, bana yaklaşma!” dedim. Öfkelendi, “korkma dayı!” dedi ve yaklaşmaya devam etti. Bunun üzerine kasadaki görevliyi uyardım, “Benim işlemim bitmeden niçin başkasını yanaştırıyorsun, maskesizleri niye engellemiyorsunuz? dedim” O da maskesini açıkta olan burnunun üstüne çekerek, “Dayı, biz de baş edemiyoruz.” diyebildi. Bu gidişle virüsün daha çok zaman aramızda dolaşacağını, öldürmeye de devam edeceğini düşündüm.
Hatırlayın: İlk birkaç vak'a İstanbul'da tesbit edildiğinde tüm ülkede, Şanlıurfa'da dahi sıkı tedbirler alınıyor, çok dikkat ve titizlik gösteriliyordu. Birçok kişinin maske ile dolaştığını görüyorduk. Oysa bugün virüs aramızda kol geziyor, her gün yüzden fazla vak'ayla kendini gösteriyor. Birçok masumu da öldürüyor, ölüm kusuyor.. O zaman Şanlıurfa'da hiç vak'a yokken gösterilen dikkatin az bir kısmı dahi bugün gösterilmiyor, umursamazlık başını almış gidiyor.. Sağlık Bakanının açıklamasına göre, Şanlıurfa'yı günlük vak'a artışı en çok olan beş il içinde görünüyor. Hatta yoğun bakımda olanların en fazla olduğu illerden biri de Şanlıurfa..
Dikkatsizlik ve doğal olarak vak’a artışı yönünden elbette sadece Şanlıurfa değil, güneydoğunun bütün şehirleri aynı durumdadır. Sanki milletçe şimdi göstermemiz gereken dikkatin hepsini aylar önce gereksiz yere harcadık, artık bugün için dikkatimiz kalmadı.. Hiç vak’a yokken aşırı dikkat, vak’a çoğaldıkça hiç dikkat göstermeme huyumuz, milletçe bir türlü orta yolu bulamadığımızın işaretidir. İnanın aylar önce Şanlıurfa’da hiç vak’a yokken gösterdiğimiz dikkati şimdi gösterebilseydik, virüs şimdi çoktan yok olup gitmişti..
Korona, öldürdükleri masum insanları bizden koparmakla yüreğimizi acıtmaya devam ediyor. Masum diyorum, çünkü ölenlerin hiç birinin suçu yoktu, bizden biriydi, sevdiğimizdi, büyüğümüzdü. Hiç biri ölümü hak etmemişti. Sadece bir taşıyıcının bir şekilde ona bulaştırmasıyla hastalığı kapmış, vücudu ona yenik düşmüştür.
Marketler, çarşılar, yollar hatta parklar alabildiğine kalabalık. Demek artık kimse evinde durmuyor. Marketlerde dahi maskesizler çok. Maskeyi takanların da market görevlileri dâhil yüzde doksan dokuzu maskesi çenesinde ya da ağzını kapatmış burnu açıkta... Yani uygunsuz, korumasız durumdadır. Uyardığın zaman maskesizler yavuz hırsız misali tepki gösteriyor.
Yetkililerin açıklamasına göre, virüsü kapanların yüzde yetmişi hiçbir belirti göstermeden ayakta geçiriyor. Ancak taşıyıcı olmakla bulaştırdığı bazı insanlarımızın ölümüne sebep oluyor. Bu virüsün kimi alıp götüreceği de bilinmiyor. Bu nedenle birçok virüs taşıyıcısının farkında olmadan ölüme sebep olma, daha açık bir ifadeyle “katil olma” ihtimali var. Her gün Korona'dan ölümler gösteriyor ki, insanlar birbirini öldürüyor. Katiller, kuralları umursamayan virüs taşıyıcılarıdır. Kur'an'a göre bir masumun öldürülmesi, bütün insanların öldürülmesi kadar büyük bir şenaattir. (Maide, 32.)
Maske takmayanlar veya kurumayacak şekilde takanlar, uyarıldıkları zaman kaba tepki gösteriyorlar ya da “bir şey olmaz” diyorlar. Bazısı da “ben kendimi koruma ihtiyacı duymuyorum..” cevabını veriyor. Oysa maske takmamakla başkasının hayatını tehlikeye atıyor. Maske takmayan o şahsın kendisi virüs kapmış olsa da belki ayakta geçirecek, hiçbir hastalık belirtisi hissetmeyecek ama bünyesi farklı ölüm riski olan birine bulaştırmakla onun ölümüne sebep olmuş olur. Arık bu durumu bilmeyen kalmadı, “Ne yapayım, bilmiyordum.” mazereti de yoktur. Virüs taşıyıcısı olduğunu bilmeyen ve maske takmayan bir şahıs, bu umursamazlıkla başka bir masuma bulaştırıp onun ölümüne sebep olursa, ahrette “bir masumu öldüren katil” olarak hesap vermekten kurtulamayacaktır. Bütün gençlerimizi ve bu işi umursamayan bütün insanlarımızı akıllıca düşünmeye, insafa ve dikkatli olmaya, davet ediyoruz. Uzmanların ve yetkililerin uyarılarına kulak verelim, maskemizi kuralına göre takalım, başkasının ölümüne sebep olmaktan Allah’a sığınalım.
Yetkililer virüs taşıyıcısı katilleri durdurmak için harekete geçmeli, ne lazımsa yapmalı.
Umursamazlık devam ederse, insanların kasten birbirini öldürmesine devlet engel olmalı. Devlet maske takmayanları 900 TL ile cezalandırma kararı aldı ancak ceza uygulanmıyor. Uygulanmayan ceza yok hükmündedir. Marketlere maskesizlerin girmesi önlenmeli. Bunun sağlanması için bir arkadaşımızın güzel bir teklifi var: Emniyet güçleri, marketin kamaralarından tespit ettiği maskesiz bazı şahıslara ceza göndermeli. Birkaç gün bu işlem yapılırsa maskesizlik önlenebilir kanaatindeyiz.