KUR'AN'I KERİM'İ NASIL OKUMALIYIZ?

“Kur’an’ıokuduğun zaman, kovulmuş olan şeytandan hemen ALLAH’A sığın.” (Nahl/98)Kovulmuş şeytanın ve şeytanlaşmış bazı varlık ve metaların; ALLAH ile kulaarasına girmeye çalışan her varlık ve nesnenin şerrinden de ALLAH’A sığınmak,İman edenlerMüminleri selamet menziline götürür… Kur’an’ı Kerim; hayatımızınbiricikrehberi, gönüllerimizin şifa kaynağı ve yolumuzu aydınlatan nurdur… Müminleriçin Kur’an ’sız geçen hiçbir an ve zaman düşünülemez. Çünkü Müminlerin; ibadetinde,ticaret hayatlarında; ekonomik ve sosyal ilişkilerinde, ahlak ve siyasidüşüncelerinde; fikir ve zikirlerinin her yerinde Kur’an vardır. Bunun aksinidüşünmek veya inanmamak, küfrü muciptir… ALLAH Muahafaza! Rabbimizinkelamı olan Kur’an’ı; Müminler olarak, onu, hayatımızın her safhasındauygulamak ve referans almak zorundayız… İman edenlerin inancına göre, Kur’an’sız her iş bereketsiz ve ebterdir… Müminlerin, Kur’an dışında başkareferanslar almak,başka deliller aramak konusunda; muhayyerlikleri yoktur,olamazda. Çünkü Müminler bilir ve inanırlar ki, Kur’an’ın konuştuğu yerde; akansular durur durmalı, konuşan diler susar susmalı ve dikkatler ona doğru kesilir,kesilmelidir. Kur’an Rabbimizle konuşmaktır, onunla sözleşme tazelemektir; ahd-imisaktaki söz bağını güçlendirmenin açık ve bariz şeklidir… Peki,Kur’an’ı nasıl ve ne şekilde okumalı ve anlamalıyız?.Bunu da, Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi (k.s)’dendinleyelim:Zira o az ve öz olarak ne güzelde izah etmiştir, Kur’an’a olanbakışı: “Kur’an’ gözünle bakarsan yazıyı görürsün. Aklınla bakarsan ilmigörürsün. Kalbinle bakarsan aşkı görürsün. Tüm ruhunla bakarsan Rabbinigörürsün!” Aslında bu tarif, Kur’an’a aşık olan ulu ruhların bakışı,Resul’ün yolunda ayakları tozlanan fedai ve sevdalıların bakışıdır!.. Kur’anhayata yön veren eşsiz bir kitaptır. O, kendisine tabi olanları; karanlıkdehlizlerden çıkarıp ALLAH’IN yoluna yolcu yapar da sonu Rabbinin rızası ve cennettir… Müminlerindünya ve ahiretini ilgilendiren tüm konular, Kur’an’ı Kerim de mevcuttur.Müslüman olduklarını iddia edip de, Kur’an’a rağmen kurtuluşu ve huzuru başkayerlerde arayanlar; akıllarını, basiretlerini ve işitme duyularını kaybeden nasipsizleridir.“Bir İslam Âlimi ne kadar da güzelsöylemiş: “Dururken nuru Kur’an’ı, ne gerek ilmi yunanı.” Kur’an’ın (Şeriat-igarra) hükmettiği yerde; batıdan ahkam dilenciliği yapmak; şimale müteveccihennamaz kılmaya benzer diye çok ince bir noktaya işaret etmiştir!... Ne kadargüzel, doğru ve isabetli bir seziş bu... Müslümanolduklarını her vesileyle dile getiren bazı çevrelerin de, söz konusu Kur’an’ınevrensel hükümleri olduğunda; onların batı menşeli ideoloji ve ideologlarınasığındıkları görülmektedir… Gâvurcuk düşünürlerin bazı çalıntı bilgilerinigetirip, İslam ve Müslümanlığa yamamaya gayret ettikleri görülmektedir, nefecaat?. Neden? Çünkü, adamların birinci derecede referans aldıkları,aslındaKur’an olmayıp, söz konusu ideolojiler olduğu içindir… Gönül ve mana bağlarıKur’an ile bağlantılı olmadığı içindir de ondan. Söz konusu çevrelerininandıkları Kur’an; cenaze, Mevlut ve düğün merasimlerinde okutulması gerekenbir kitaptır. Haşa, haşa, binlerce kezhaşa! Bu tamamen batıl ve atıl düşünceler yumağının birer tezahürü olarak;hurafe ve bidatlerin birikmiş hali ve inanış şeklidir ki; adı asla İslamdeğildir!... Oysa,Kur’an Müslümanın her işinde vardır ve olmalıdır… Müslümanın inancına göre,dünya ile ahiret işi birbirinden ayrı mütalaa edilemez. Bilakis, her ikidünyayı ihmal etmeden itidali öğütleyen bir anlayış ve inancı emreder Kur’an. ÖyleyseKur’an’ı Kerimi Okurken anlamaya, anlarken de hayatımıza tatbik etmeye vedolayısıyla; onun hükümleri etrafında teşekkül eden bir toplum meydanagetirmekle yükümlü olduğumuzun bilincinde olmalıyız. Siyasetine, ahlakına,sosyal ilişkilerine; ticaret ve ekonomisine, yönetim ve yargısına Kur’an’ıkarıştırmayan toplumlar; her gün milyonlarca hafız yetiştirseler de nafile!Çünkü yüce ALLAH Kur’an’ı; hayatın tüm kademelerinde uygulansın diye indirdi… Evet,Kur’an’ı nasıl okumalıyız? Sorusu etrafında bir ömür boyu dolaşsak da murad edilenmenzile ulaşamayız. Filhakika, murad edilen menzile ulaşabilmek adına, birçokmerhale kat etmemiz mümkün olacağı kesindir. Şair’ in dediği gibi: “İnmemiştirbu Kur’an, hele hakkıyla bilin; ne mezar başında okumak, ne de fal bakmakiçin.” Evet, Kur’an’ı anlamak ve hayatımıza tatbik etmek için okumalıyız ki;tüm dert, bela ve musibetlerden uzak olalım. Başımıza (yani Ümmetin başına)gelen bunca felaketlerin kaynağının, Kur’an’ın hükümleriyle amel etmediğimizdenkaynaklandığını anlamalı ve inanmalıyız artık?Çok geç olmadan, toplumsalhafızayla birlikte kendi nefislerimizi de buna adapte etsek; Kur’an’a bağlılıkanlamında en iyi seçimi yapmış olacağız!... Selam ve dua ile. 12 Ekim2017.