ÜÇÜNCÜ YOL
Küresel savaş riskiartıyor. Riyad Zirvesi, kapışmanın gerçekleşeceği bölgenin,zaten saldırı ve işgal ile boğuşan İslam coğrafyası olacağınıgöstermekte.
Bu savaşın yine ikitarafı olacak. Bölgede devam eden vekalet tarzı savaşınkapsamı genişletilerek ülkeler "İslam ülkeleri" bu defaİsrail’e vekalet edecek şekilde aleni bir pozisyon alacaklar. İlan edilenbu.
Ancak öncelikdireniş örgütleri ve bünyesinden direniş örgütleri çıkarabilecekyapılara ciddi darbeler vurmak vekitlesel yapılanrın marjinalleştirilmesi olacak. Bu hedefe ulaşmakiçin, onları teröre yõneltmek ve buyolla şeytanlaştırmak isteyeceklerdir.
ABD, dışoperasyonları ayırdığı bütçeyi artırarak hem bu faaliyetleri hem de egit donatve daha farklı terörist faaliyetlere ağırlık vereceğini gösterdi.
Okların İran'a yönelmesi bu açıdan önemli. Ana hatlar artık açıkça belli olmuştur.
Katar ve SuudiArabistan arasındaki İhvan ve İran’a yaklaşma noktasında başlayansürecin/problemin nasıl sonuçlanacağı kısa vadede önem arz eder ancaküçüncü ülkelerde bundan etkilenecek gibi.
Örneğin Türkiye veSuudi Arabistan bölgesel duruş noktasında partner oldukları halde, Türkiye'nin İhvan' a bakış noktasında Katar’la aynı çizgide olması, Türkiye' yi bukonuda zorlayan bir erkendir. Türkiye' nin İhvan konusunda birtercihe zorlanması yakın vadede önemli bir problem.
Ancak bu husustaABD ve Suudi Arabistan Türkiye' ye hem baskı yapacak hem de fazlazaman tanımayacak gibi.
Katar' ı tekrarhizaya getirmek noktasında ABD, şimdilik bir pazarlık yapılaraksorunu karantinaya almak şeklinde bir politika izleyebilir. Katar Buanlamda zor bir ülke değil. İşlerini zor kalacakolan İran'la yakınlaşma hususudur. Körfez ülkeleri, çıkmaz olduğunubildikleri bu yoldan dönme noktasında bir dalgalanma yaşarsa, işler daha dakarışabilir.
Türkiye’nin İran'la ilgili, Suudileri memnunedecek bir yaklaşım sergilemesi yani İhvan'a tavıralması; hem Rabia’yı tüzüklerine koyan AK Parti hem de genelanlamda Türkiye politikasının dayandığı bölgesel ittifaklar konusundasarsıcı olabilir.
ABD, kendisiyle PYDkonusunda sorun yaşayan Türkiye’yi, İran’a karşı tavır değiştirmeye zorlayacakyöntemleri de deneyebilir. Nitekim uzun bir aradan sonra,aradakiçatışmasızlığa rağmen İran" a yönelikson PEJAK saldırısı, bu anlamda işaretler de taşımaktadır.
Her ne kadaryeni pozisyonların çizgi değiştirmelerin habercisi olan"İslam natosu" diye oluşturulmak istenenşer ittifakının ana ayakları Suudi Arabistan, Mısırve BAE olsa da, Türkiye’nin bu ittifaka çekilmesi için büyük çabalarsarf edileceği muhakkaktır.
İşin diğer birboyutu ise, bölgesel kaos derinleştikçe Rusya ve Çin'in alacağıpozisyon. Kuzey Kore üzerinden ve neredeyse Çin kıyılarındayapılan tatbikatlarla Çin ve Rusya’ya mesaj yollayan ABD, bu iki ülkeninatacağı adımları da hesaplamış olmalı.
ABD' nin terör vekausu yaygınlaştırma konusundaki sicili malum. Flipinler’dekisaldırılar, Avrupa ile ABD arasındaki yeni pozisyonlar oluşturma egzersizlerive İngiltere’deki terör saldırıları da dahil tüm yaşananlar yeni dönemin ipuçları niteliğindedir.
Ancakhenüz saflarını netleştirme olanağı bulamamış bölge ülkelerini,bu yeni dönemde zor kararlar beklemekte. Çünkü İhvan ile ilgili bir karar, İranile daha sert politik ilişkiler/saf belirlemeler, daireler genişledikçe başkaanlamlara gelmekte. Bunlar, ana saflaşmaların parçalarımahiyetine bürünmekteler.
Merkez dairelerdeki ana saflaşma;İran ve İslami direnişler karşısında İsrail’den yana mı; İran’ınyanında İsrail ve ABD' ye karşı mı şeklinde iki ana seçenekten oluşmaktadır.
ABD’nin bölgedeuygulamak istediği politikalar göz önüne alındığında, özellikle Türkiyegibi ülkelerin üçüncü bir yol izlemesini destekleyecekbir eğilimde olmayacağı anlaşılmaktadır.
Bu sıkışmışlıktan kurtulmakiçin, Türkiye’nin, Rusya Hindistan ve Çin ile geliştirdiği ilişkilerin,saf belirlemenin kapıya dayandığı bir noktada ne denli katkılarıolacağını zaman gösterecektir. Belki de Kürtler ve İran konusunda daha keskinpolitik değişikliklere gitmek gibi sürprizlerle de karşılaşabiliriz, kimbilir?
Sonuç olarakTürkiye, Suudi Arabistan ve İhvan' dan ziyade, ABD’nin yanında mı; karşısındamı olacağı noktasında bir tercihe zorlanmaktadır denebilir. ABD' yekarşı olma sıkıntılı bir tercih. ABD'den yana olmak ise İran’lasavaşa kadar gidebilecek potansiyel risklerle dolu.
Türkiye üçüncü biryol arayışına girer mi veya üçüncü bir yol bulabilir mi gibi soruların cevabınıönümüzdeki günlerde göreceğiz. Bu bakımdan önümüzdeki günlerin önemligelişmelere gebe olduğunu söyleyebiliriz.