ZULÜM TARLASINDA ADALET YEŞERMEZ (I)
“Zalimlerinyaptıklarından ALLAH’IN haberdar olmadığını sanma. O kendilerini öyle bir güneerteliyor ki, o (gün) gözler (şaşkınlıkla) belirip kalacaktır. Hepsi debaşlarını dikerek koşacaklar, gözleri kendilerine bile dönüp bakamayacaklardır.Kalpleri de bomboştur. İnsanlara o azabın kendilerine geleceği gününtehlikesini bildir ki (o gün) zalimler: Ey Rabbimiz bizi yakın bir müddetekadar geciktir de davetine icabet edelim, Peygamberlere tabi olalımdiyeceklerdir. Hâlbuki daha önce dünyada siz kendinize hiçbir zeval yoktur diyeyemin etmediniz miydi? Siz kendilerine zulmedenlerin diyarında da yerleştiniz.Onlara neler yaptığımız sizin için apaçık meydana çıktı. Size birçok misallerde gösterdik.” (İbrahim/42-45)
Evet,Zulüm; çorak toprağa benzer, çorak toprakta, her hangi bir mahsul ’ünyeşermediği gibi; zulmün olduğu yerlerde, Adalet kaim olmaz!.. Zulüm; ateştenbir kaftandır, onu giyip kabullenen her kimseden; insana karşı sevgi, saygı veacıma duygusu beklenemez çünkü onların merhamet duyguları körelir!... Çünküzulüm üzerine ikame edilmiş olan düzenlerde; nizam ve intizam olmaz. Olsa olsa,Kaos olur, korku olur, düzensizlik ve dengesizlik olur! Filhakika, yüceRabbimiz; zalimlerin yaptıklarından habersiz değildir, onları belirli birsüreliğine erteler ve sonra, müthiş bir inkılapla onları yerle yeksan edecektir…Şüphesiz ki, Allah’ın her şeye gücü yeter!
Yeryüzünü kusursuzbir biçimde, donatıp istifademize sunan yüce ALLAH; bizden bu nimetlerininşükrünü, fikrini ve ubudiyetvazifesini istemektedir. Uluhiyet ve ubudiyetilişkisini kaybeden bireyler ve toplumlar; zulmün ve adaletsizliğin pençesindecan çekişmeye mahkum olurlar…. Yaşadığımız yüz yılda; dünyayı zulüm vehaksızlıkla kirleten güçlerin yüzünden; masum ve mazlum insanların yakası birtürlü bela ve musibetlerden kurtulamıyor! Birde zalimlerin zulmüne ön ayakolup, onların zulmüne destek olan yağdanlıklarının yüzünden?…
ŞuGarip dünyanın, çileli asrının; derbeder insanları olduk! Zalimlerin ve onlarınşakşakçılarının yüzünden; dünya da ne huzur kaldı, ne de asayiş. Zalimlerinyarın mahşer gününde, yüce Rabbimizden; dünyaya geri gönderilmeleriniistemelerini, Kur’an nasıl güzel de tasvir etmektedir. Evet, onlar dünyaya gerigönderilseler (ki bu asla olmayacaktır); hiç şüphesiz kaldıkları yerden, zulümve adavetliklerine devam edeceklerdir. Gerçek şu ki, zalimler için; Cehennemebediyen yaşayacaktır..
Cabir b. Abdullah (r.a) anlatıyor: “Fetihyılı Habeşistan’a Hicret etmiş olan Sahabeler döndükleri zaman Resulullah(s.a.v) kendilerine dediler ki: “Habeşistan’da şahit olduğunuz en ibretli birşeyi bana anlatınız. “İçlerinden bir Grup: “Peki ya Resulullah” dedi. “Bir günbirlikte oturuyorduk. Habeşli ihtiyar bir kadın, su testisini başının üstündetaşıdığı halde yanımızdan geçti. Bu arada Habeşli bir gencin yakınındangeçerken o genç, kadının iki omuzundan tutup onu itti. Kadın diz üstü çöktü, buarada su testisi de kırıldı. Kadın ayağa kalktı ve gence şöyle seslendi: “Beheyzalim! Cenabı Hakk tahtını kurup bütün mahlûkları topladığı zaman, el veayaklar da yaptıklarını itiraf ettikleri zaman görürsün. Deyip geçti!” Hz.Peygamber (s.a.v) bunun üzerine şöyle buyurdu: “Zalimlere karşı düşkünlerinhakkını korumayan bir milleti Cenabı ALLAH yüceltir mi?” (İmam Zehebi, kebairsh: 130)
Demekki, zalimlerin saltanatından medet umarak; düşkünlerin ve çaresizlerinçektiklerine seyirci kalanlar asla iflah olmayacaklardır. Hadisi şerifte buyurulduğu gibi: “Kim haksız yere başkasına bir sopavurursa, kıyamet günü ondan kısası alınacaktır.” Her küfür bir zulümdür,her zulüm küfür olmasa da; zalimlerin yaptıkları her iş; karanlıktır,dengesizliktir. Zulmün birçok çeşidi vardır. “En büyük zulüm; ALLAH’A şirk koşmaktır.” (Lokman suresi) Mesela,zulüm sadece; başkasının tırnaklarını kerpetenle çekmekle sınırlı bir hadisedeğildir. Hak etmediği halde, eşine veya her hangi bir başkasına haksız yeretokat atan,hakaret eden ve hakkına tecavüz eden de zalimdir!...
İdeolojik savaşların verildiği günümüzdünyasında, zalimlerin nöbet değişimlerine şahit olmaktayız. Başta şeytanıEkber olan ABD, ve batının diğer ülkelerinde; sistemin yeni bekçileri, zulümnöbetlerini devralmaktadırlar. Başta Müslümanlar olmak üzere, dünya insanlığıiçin; söz konusu haydutların, iyilik namına yapacakları katre kadar bir şeyleriolmayacaktır. Çünkü zulme dayanan sistemlerin, kandan ve menfaattenbeslendikleri bilinen bir gerçektir!.Irkçılığın boy gösterdiği İslamcoğrafyasında; zalimlerin namı hesabına örgütlenmiş çeteler, mazlum vesavunmasız insanlara, akla hayale gelmeyen zulümler yapmaktadırlar. Daha sağ vesollarını bilmeyecek kadar küçük yaştaki çocukları silahla tanıştırmak; başlıbaşına bir zulüm değildir de ya nedir? Uzun lafın kısası ve sözün hülasasışudur: “Zulüm tarlasında Adalet yeşermez ve hiçbir zaman da yeşerdiğigörülmedi!.. Selam ve dua ile. 24 Temmuz 2017.