DÜNYANIN İHTİŞAMIYLA ŞIMARANLARIN ACI SONU (I)

Yeryüzünde,insanoğlunu şımartan etkenlerin başında kibir gelmektedir. Kibrineyediremediğinden dolayı, şeytan, Hz. Âdem’e secde etmemiş ve yaptığı zulmün acısonuna da katlanmıştı… Karun’ un dünya malıyla şımararak; insanlarınkendisinden aşağı görüp, Musa (a.s)’a kafa tutması ve giydiği kibir elbisesiyüzünden, sonu acılarla, telinle bittiği de bilinen hakikatlerden… İnanoğlu’nundünyada, en çok güvendiği malların, evlatların ve dünya ihtişamının; onunfelaketini hazırladığından bihaberdir çoğu kere!... Makamve mevkileriyle övünüp, insanlara tepeden bakan zavallıların akıbeti de;insanlıktarihi boyunca aynı olmuştur ve olmaya da devam edecektir… Unvanlarına, çokakıllı ve zeki oldukları sayesinde ulaştıklarını zannedenler; çok zekiolduklarından dolayı zengin oldukları zehabına kapılanlar, aşireti kalabalıkoldukları için insanlara kafa tutanlar, lüks binekleri ve katları olduğu içindiğer insanların dertleriyle dertlenmeyenlerin sonu da tatlı olmayacaktır…Kocaman arazileri olduğu halde zekât vermeyenler, üstüne üstlük birde sudanbahanelerle asılsız delil getirip kendi nefislerine zulüm edenlerin de sonu dakaranlıkve acı olacaktır… Dünyaihtişamı, mal ve evlatlar, insanın aşireti, unvanı, kariyeri, diploması, makamve mevkisi; hepsi kulluk imtihanının birer sonucu olarak verilmiş ki; yüceALLAH insanları onlarla sımamaktadır… İşgal ettiği makamın hakkını vermediğihalde, yetkisini kullanarak adam kayıran, işini düzgün yapmadan yaşayanların dasonu iyi bitmeyecektir… Bağ bahçeler, yazlık evler, bağ evleri, arıtılmışsular, çeşidi bol zengin sofralar; bir de bunların vermiş olduğu kibir, sahibiiçin felaketten başka bir şey getirmeyecektir… ALLAH’INvermiş olduğu nimetlere şükür edeceğine, şımarmakla ölümü, ahireti, hesabıunutup kendine özel gözüyle bakanın sonunun bakın Kur’an’ıKerim nasıl tasviretmektedir: “Onlara iki adamın misaliniver! Onlardan birisine iki üzüm bağı verdik. Her ikisinin de etrafınıhurmalıklarla çevirdik ve aralarında da bir ekinlik yaptık. Her iki bahçe/ bağda yemişlerini vermiş, ondan hiçbir şeyi eksik bırakmamış ve ikisinin arasındanda bir ırmak fışkırtmıştık. Onun (başka) geliri de vardı. Bu yüzden arkadaşıylakonuşurken ona dedi ki: “Ben malca senden daha zenginim ve nüfuzca/ adam sayısıbakımından da daha güçlüyüm.” (Kehf/32.33.34) Dünyanınihtişam ve metaıyla şımarıp, ölüm ve ötesini hesaba katmayanların sonu;felaketlerle, acılarla, pişmanlıkla son bulacaktır. Tıpkı dün olduğu gibi, bugün de yarın da; böyleydi, böyle olmaya devam edecektir. İnsanların, (yanihepimizin) “Salebe ve Karun’un; nasıl ki,makam, mevki, mal veevlatlarıylaşımarıp insanları kendilerinden küçük gördüklerinden dolayı,güvendikleriyle birlikte; yerle yeksan oldukları gerçeğinden ibret almalarılazım değil midir?… Dünyayaçıplak ve ağlayarak gelen insanoğlu, yine çıplak ve hiçbir şey götürmeden (Salihameller hariç) gideceğini bile bile; elindeki birkaç dünyalık akçenin vermişolduğu sarhoşlukla; ne zamana kadar şımarmaya devam edecektir acaba?Üç günlükolan dünyalık ihtişamının vermiş olduğu kibir ve gurur yüzünden akıl veistikametlerini kaybedenler, yollarını kaybedip ebedi hayatlarını rüzgârınesintisinesavuran müflislerdir. Evet,yukarıdaki ayetlerde, Kur’an’ın misalini verdikleri iki adamın hali; bu günküinsanların içinde bulundukları durumuna ne kadar da çok benzemektedir… Peki,mal ve evlatça diğer arkadaşına karşı böbürlenen kişinin durumu ne oldu? İşteKur’an’ı Kerim şöyle açıklamaktadır: “ “Kendinefsine zulmedici olarak (büyük bir kibirle) bahçesine/bağına girdi ve dedi ki:“Buranın ebedi olarak yok olacağını sanmıyorum.” (Tıpkı Titanik gemisinininkârcı sahibi gibi. Zira o da, bu gemiyi tanrı bile batıramaz deyip şımarmıştıda; daha ilk seferinde buz dağına çarpıp alabora olmuştu. İbret alanlarnerede?)Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Eğer Rabbime döndürülsem bile,(şüpheci olduğundan) şüphesiz bundan daha hayırlı bir sonuç/akıbet bulurum.” Kendisiyle konuşmakta olan arkadaşıona dedi ki: “Seni topraktan, sonra bir nutfe/damla sudan yaratan, sonra daseni bir adam şekline getiren (ALLAH’I) inkâr mı ettin?” (Kehf/ 35.36.37) Demekki, insan şımardıkça, şımarıklığı onu inkâra kadar götürebilirmiş! Günümüzdebile, mal ve evlatça zengin olup da, diğer insanları küçümseyenlerin; dün atarabasını bulmakta güçlük çektiklerini unuttukları için, bu gün yüksek modelarabalara sahip olduklarından dolayı, fakir kesime mensupinsanların bindikleri arabayı ve oturdukları semti ve evlerini hor görenlerin;yukarıda ayetle misali verilmiş olan adamın durumuna ne kadar da çokbenzemektedir… ALLAH muhafaza. Selam ve dua ile. 02 Kasım 2017