KENTİN MENFAATİ İÇİN HANGİ KONUDA BİRLİK OLACAĞIZ?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan Urfa ziyareti esnasında, El Ruha Otel’de basına kapalı bir şekilde gerçekleşen toplantıda yüreğimi adeta buz eden bir uyarıda bulunduğunu duydum.
Yıllardır yazıyorum, takip edenler bilir. Urfa’nın en önemli sorununun birlik sorunu olduğunu söylüyorum hep. DEDAŞ, okul, öğretmen, hastane, doktor, yol, su, işsizlik, yoksulluk, tefecilik, madde bağımlılığı, arazi anlaşmazlığı gibi hemen hemen tüm sorunlarımızın çözümü birlik olmayı başarabilmemize bağlı.
Bilal Erdoğan da şehirde idareciler ve siyasiler arasında çekememezlik olduğunu gözlemlemiş veya duymuş olmalı ki, bundan kaynaklanan birlik sorunumuza vurgu yapmış ve bu yönde tavsiyelerde bulunmuş.
Şanlıurfa’nın şuanda canını en çok yakan DEDAŞ örneğinden yola çıkarsak; Bizim birlik olmayı başarmamız halinde DEDAŞ diye bir sorunumuzun olmayacağı bir gerçek. Tüm sorunlarımız aynı şekilde. Yıllar önce çözüme kavuşmuştu ve şimdi farklı şeyleri konuşuyor olacaktık. 8 yıldır gelen siyasetçi giden bakan çözeceğiz deyip başka sorunlarımızı dile getirmemize fırsat vermedi.
Önceleri basın açıklaması ile tatmin olurdu Sivil Toplum Kuruluşları (STK). Şimdi en delikanlısı ürkek-korkak birer tweetle sorunu dile getiriyor. Ama sadece tweetle… Kimse çözüm odaklı olmak için demokratik haklarını kullanarak farklı yöntemler izlemeyi düşünmüyor.
Düşünse de ya korkuyor muhalif çıkış yapmaya ya da kişisel menfaatine dokunur diye sesi çıkmıyor. Faruk Çelik döneminde kimi aşiret reisimize meclis üyeliği, kimi STK başkanımıza daire başkanlığı, kimi muhtarımıza İŞKUR kadrosu verildi. Zaten terazinin öteki tarafındaki muhalifler de bir bir yakalanıp cezaevine atıldı. O günden sonra sesler daha da kısıldı. Şimdi Çelik döneminde bal tutup parmağını yalayanlar, evlatlarına da yalatmak için başkanları adeta taciz ediyorlar. Birçoğu başardı, kalan kısmı da çalışmasını sürdürüyor!
Uzun bir süredir hasret kaldığımız demokratik tepki Müteahhitler Odası’ndan geldi. Peş peşe yapılan zamlardan en fazla inşaat sektörü etkilendi ve bu yüzden protesto amaçlı 15 gün inşaatlardaki çalışmaları durdurma kararı aldıklarını açıkladılar. Oldukça kalabalık bir müteahhit topluluğuydu basın açıklamasındaki kareye yansıyan.
Hemen hemen her konuda birlik olup amacına ulaşmayı beceremeyen Şanlıurfa, bu konuda da bizi hayal kırıklığına uğratmadı ve çoğu inşaat ara vermeden çalışmasına devam etti. İşte kimi STK yöneticileri de bu gibi insanların yüzünden kenara çekilip sessiz kalmayı tercih etti. Çünkü “yürü” diyenler arkanızı döndüğünüzde ilk kaçanlar olabiliyor. STK yöneticileri de “canınız cehenneme” deyip kendi işine yoğunlaşıp bir daha örgütlü hareket etmeme konusunda kendince karar kılıyor.
Hangi STK başkanına sorsanız yalnız bırakıldığından ve sadece kendisinin bedel ödemesinin beklendiğinden bahseder ama bir kısmı gerçekten doğru.
“Allah, birliğimizi bozmasın” diye yazıyı bitiremeyeceğim çünkü kimin bedduasını aldıysak zaten birliğimiz yok. Belki duamız, olan da gitmesin şeklinde olabilir.