AH ÇOCUKLUĞUM
Ah Çocukluğum,ah masum çocukluğum;
Ne çabuk da kayboldun, kurban olduğum.
Hani, mevsimlerden bahar idi, rüzgâr eserdi; güney doğudan,
Yüzlerce ekleme ipli, uçurtmamı uçurtmuştum gökyüzüne.
Seslenirdi aniden ablam! N….. dedim! Azarlardı ki,haydi hüzün’e!
Ah Çocukluğum, ah masum çocukluğum;
İlkokul kıyafetim, beyaz yakalı siyah önlüktü sahip olduğum.
Tam sekiz ay misafir ettiğim, o yamalı sadık esvaplarım;
Birde yamalı ayakkabım, içine balon şişirdiğim,futbol topum!...
Kilit tutmaz çantam, birkaç defter vekitaptı arkadaş olduğum..
Ne bu günkü gibi, kirlenmişliğimiz vardı;
Ne de, her tarafta savaş, kan ve gözyaşı akardı!
Belki de vardı, biz bilmezdik savaşın korkunç adını;
Okul ödevimiz Türkçe’de, Hasan ile çomarı ezberlemek vardı!
Ah Çocukluğum, ah masum çocukluğum;
Aynı sınıfta, onlarca akranımla ders okuduğum.
Acı tatlı beş yıl, sonra beraber mezun olduğum,
Şimdi birçoğu hayatta bile değil, göç ettiler ötelere,
Uğrayamaz oldular artık, çocukluğumuzun geçtiği yerlere!
Ah Çocukluğum, ah masum çocukluğum;
Sabah olunca seslenirdi, a…..i Z…. ablam!
Kalk yoğurt almaya git derdi,buydu tek ettiği kelam,
Alırdım elime, minnacık kova ile kalaylı bakır tası;
Süleyman amcanın evine giderken; bazen puslu olurdu havası?
Dut ağacının altında, her sabah Fatma abla yayıklarken yoğurdu,
Ablam da! Tez var bize ayran yoğurt kap gel; diyordu.
Gitmesi kolaydı tabi, ya beyaz saldırgan Köpeğe ne demeli?
Tasıma yoğurt, minnacık kovamdaki ayranla ona görünmemeli!
Her sabah aynı korkuyla gider gelirken, düşlerimse bir bir kayboluyordu!
Ah Çocukluğum, ah masum çocukluğum;
Var, var iken, nedenineydi? yok ile hasrete gark olduğum.
Oysa yok, yoktu benim hayatımda; “Hep Var’” içindidurmadan koştuğum!
Hafız Süleyman’ın yanında başlamıştı, Kur’an’la ölümüne dostluğum
Ve sonra fetret, yıllarca düşlediğim aşkımdan mahrum olup solduğum!
Ah Çocukluğum, ah masum çocukluğum,
Bir ağır yük idi ki, altında yıkılıp yorulduğum.
Dilini bilmediğim insanlar mı çoğaldı şu dünyada ne?
Yoksa dilimi bilmeyen insanlar mıydı tanık olduğum?
Düşüme bir kere girmekte olsa, gel; kurban olduğum…
Gel de, gör bu gün çocukluk neye tanıklık eder olmuş?
Kimi annesinden babasından, birçoğu çocukluğundan olmuş!
Masumiyetini kirlettiler çocukluğun, zamanın zalimleri;
Gözleri yaşlı, gönülleri buruk, yaralı minik yürekleri…
Ey yüce kudret! Kahret, masumiyetin her kimse düşmanı;
Yeniden, masumlarınolsun Hakkınölümsüz zaferi!....
19Nisan 2018. Şiir defterimden. Sizinle paylaşmak geldi içimden… Vesselam.