2020 BİTTİ Mİ?
2020 yılında önemli olaylar yaşandı, büyük felaketlere maruz kalındı. Bu felaketlerin bazısı doğal değildi. Trump’un politikaları gibi. Bazıları ise doğal olmadığı izlenimi veriyor ve bu izlenim giderek daha görünür hale geliyor. Pandemi süreci gibi.
Dolayısıyla birçok önemli olayın yaşandığı 2020 yılının bitip bitmediğini bu ve benzeri süreçlerin ve belirleyeceğini söyleyebiliriz.
Eğer, ABD başta olmak üzere büyük şeytanlar, küresel ifsad politikalarını sürdürür, savaş, suikast, yaptırım, işgal ve terör eylemlerine devam ederler ve pandemi sürecini de bir silah olarak kullanırlarsa 2020 yılında belirginleşen insanlığın kötüye gidişi devam edebilir.
Pandemi sürecinin ilk günlerinde Trump’ un da içinde bulunduğu kimi kesimlerin maske takmamakta ısrar etmeleri, itiraz ve tepkilerinin her herhalde virüsün kendisine yönelik olduğu söylenemez. Küresel egemen güçlerin, virüsle ilgili küresel politikalar üzerinden çekiştikleri izlenimi ve Küreselci Biden’ in başa geldikten sonra küreslcilerin konrolünde olan DSÖ’ nün nasıl bir yol izleyeceğinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Dünya Sağlık Örgütü’ nün Covid-19'dan daha büyük salgınlar olabileceği, 'Bu bir uyarı alarmıydı' açıklamasını da bu bağlamda dikkatinize sunuyorum.
DSO ve benzeri örgütlerin mahiyeti ve küreselci hegemonların dünyaya ve mazlumlara yönelik planlarının, komplo teorilerinden arındırılarak sağlıklı bir şekilde okunması önem arz eder.
Hiç kuşkusuz dünyada her yıl önemli olaylar yaşanır. Mazlumlar ve küresel adaletsizliğe karşı direnç gösteren erdemli insanlar ve toplumlar için ise önemli olma ölçütü pek değişmez.
Yeryüzünde adaletsizlik ve kötülüğün egemenliği devam ettikçe; haksızlık, adaletsizlik, hukuksuzluk, zorbalık, adaletsiz paylaşım vs devam ettikçe de yılın 2020 ya da 2021 olmasının önemi olmayacaktır.
Pandeminin, küresel ölçekli adaletsizliği daha görünür yapması fazla bir şey değiştirmedi. Pandemi de yoksul ülkelere, yaptırım altında, haksız savaşlara ve işgale maruz ülkelere, sürgün edilmiş milyonlara, açlıktan ve ilaçsızlıktan kırılanlara ve kendi ülkelerindeki zayıflara veya işini kaybedip mağdur duruma düşenlere yönelik yapılanlar ve yapılmayanlarla daha olumsuz ve yıkıcı etkilere bırakmış, küresel sistemi sadece daha görünür kılmıştır. Ama bu süreç küresel adaletsiz sisteme karşı genel anlamda yeterli bir bilinç oluşturmamıştır.
İnsanlık, 2020 yılının önemli olaylarını değil; 20201’ e girdiğimiz halde devam eden/devam edecek olan bu felaketin/küresel hegemonyanın, küresel zulmün, küresel terörizmin, savaşların, işgallerin, terörlerin, küresel ekonomik sistemin vs kendisinin, yani mevcut gidişatın/küresel dünya sisteminin en büyük felaket olduğunu gündemleştirmelidir.
Yıl kaç olursa olsun, bir toplum için en büyük felaket; insanların ortak rızkını/insanlığın temel kaynaklarını ve kaderimizi gasp etmiş ve özgürlük, demokrasi, serbest piyasa, uluslararası toplum, feminizm, laiklik gibi kavramlarla konuşan NATO, BM, DSÖ vb kurumlarla dünyaya çökmüş küresel kapitalizm ve emperyalizm için vicdan, merhamet, barış, adalet, hukuk, hak gibi hiçbir insani veya kutsal kavramın ve değerin olmadığını, tek değerin; sömürüyü ve hegemonyayı devam ettirebilmek yani kar elde etmek olduğunu görmememiz ve bunu görüp direnenlerle beraber olamayışımızdır.
Bu bilinç gelişmedikçe, bu sistem değişmedikçe yılın değişmesi bir şeyi değiştirmeyecektir. Açın, mazlumun, haklının, ötekinin durumu değişmeyecektir.
Zengin, zengin olmaya devam edecek; yoksul yoksul kalmaya devam edecektir. Bir toplum ne kadar değer üretse de bu taksim değişmeyecektir.
Irkçılık, hırsızlık, hukuksuzluk, soykırım ve katliamlar, yaptırım saldırıları, terör saldırıları, ablukalar, kuşatmalar, aç bırakmalar devam edecek ve bunu normal görerek ‘normalleşme’ dayatılacaktır/dayatılmaktadır da.
Yine de umutları kırmak çok gerçekçi olmayacaktır. Zalimlerin bir hesabı varsa; Allah’ın da bir hesabı olduğunu biliyor ve inanıyoruz.
Her geçen gün insanlık vicdanının dirilmeye evrildiğine, zulme karşı bir direncin ve bilincin geliştiğine ve küresel agresifliğin ve paniğin de nedeninin bu olduğuna tanık oluyoruz.
Küresel saldırı ve politikaların tüm çabalarına karşı teslim olmayan bir direncin güçlenmesi ve gelişmesi, umudumuzu hep canlı tutmamız gerektiğine işaret etmektedir. Küresel güçlerin mazlumlar üzerindeki her saldırı ve planın başarısızlıkla sonuçlanması, onları agresifleştirmekte ve çaresiz bırakmaktadır.
Toplumların; Uluslararası kurumların, bankaların, yurtlarındaki yabancı üslerin inciticiliğini hissedeceklerini ve bunların mahiyetini daha da anlayacakları ve kimden gelirse gelsin; zalimlerin, zorbaların her türlü eylem ve politikalarına, dayatmalarına, temel insani haklarına karşı her türlü saldırıya karşı toplum olarak itirazlar geliştireceklerine ve yönelteceklerine dair umudumuz ve inancımız hep canlı kalmalıdır.
Küresel kötülük/küresel emperyalizm, tüm askerleri, kitle imha silahları, medyası, satılmışları, sapıtmışları, sermayeleri, rüşvetleri, sapkın projeleri, üsleri, bankaları ve ellerinde ne varsa var güçleriyle ne yapsalar da Allah' ı ve Allah' a/Allah' ın vaadine inanan ve güvenenleri mağlup edemeyeceklerdir.
2021’ in insanlığa ve mazlumlara bilinç, eylem, direnç ve huzur getirmesini dilerim.
Selam ve dua ile.