VESAYET
Bir yöneticinin başına gelebilecek en kötü şey vesayettir. Ya iktidarsızlıktan dolayı vesayet altına girer ya da aşırı ceberut bir etki altındadır. Her iki durumda da yönetmekle vazifeli olduğu kitle zarar görür.
Makro ölçekte, vesayetlere karşı duranların ne denli takdir topladıklarını tarihi süreçte net olarak görmek mümkün. Ancak bunlardan ana fikir çıkarmak herkesin harcı değil. Hal böyle olunca bol miktarda vasi türeyip duruyor.
Vesayet altında tutan erk; sorumluluk almadan sürekli yetki kullanır. Vasilik ettiği yöneticiyi kuklaya çevirir. Genellikle bir grubun ekseninde yaşamaya alışmış kişiler ya da akraba niteliğinde olan aile bireylerinin haris tutumu altında ezilen silik karakterler bu duruma düşerler.
Kişi dirayetli olursa hepsini idare edebilir ya da onların önünü ustalıkla keser. Fakat dirayet yoksa! İşte o zaman seyreyleyin gümbürtüyü.
Fıtrat olarak yönetmeye müsait olmayan kimselerin, sorumluluğu ağır olan konumlara gelmemesi elzemdir.
Kişi kendini tanır. Birileri tarafından ne kadar şişirilirse şişirilsin fark etmez. Kendi özünü bilir. Özgür ruhlu olup olmadığının farkındadır. Cemil Meriç’in dediği gibi “özünün gür olup olmadığını” iyi bilir.
Hayatı boyunca fikir sahibi olmamış ya da fikri açıdan oradan oraya savrulmuş olan bir birey, bu tip mesuliyetli konumları elinin tersiyle itmelidir. Aksi taktirde verilen emaneti heba etme ve suiistimallere uğratma vebali yakasındadır.
Günümüzde birçok noktada düşük profilli kimselerin tercih ediliyor olması maalesef adetten bir hal almış durumda. Sebep olarak ise,
-Hükmümde olsun,
-İstediğim yöne evirebileyim,
-Çok sevilmesine gerek yok,
-İyi işler yapmasa da olur,
-Zaten iyi işleri ancak ben yapabilirim,
-Bana muhtaç yaşasın, gibi dürtülerle büyük şirketlerin ya da kurumların ayları, yılları karar vericiler tarafından israf edilmekte.
Peki bu dürtülerle hareket edilince nelere sebebiyet verilmiş olunuyor?
-Düşünebilenler için cevap çok.
-Nefsini tatmin edenler için ise vebal çok.
Kim bir adım atacaksa, bu mesuliyetleri göz önünde bulundurmalıdır. Şayet rey hakkı varsa, kesinlikle “özü gür” ruhlu bireylerin lehine kullanmalıdır. Gözü kapalı bir şekilde hareket etmek; fikir beyan etme konumundaki rey sahiplerini de bağlar.
Sonra bir bakarsınız, ortada büyük bir fiyasko olduğu halde, başarılıymış gibi rollere bürünmüş olan kuklalar geçidinin seyircisi ve alkışlayıcısı olmuşsunuz.