KAFAYI YEDİRTTİNİZ!
Sultanlara, vezirlere, valilere ve devlet büyüklerine yazdığı mektuplarla; onlara daima iyiliği, hayrı, adaleti, halka şefkatle muameleyi tavsiye eden Molla Cami’nin, “İnsan işi ile büyümez belki iş insan ile büyür” şeklindeki sözü dahiyane bir sözdür.
Bu söz herkes için mihenk taşı olmalı ama özellikle siyasetçiler için ders niteliği taşıyor. Son zamanlarda vatandaşların siyasetçilerle ilgili serzenişlerinin temelinde de, işi sayesinde büyük görünmeye çalışanlar yatıyor. Sosyal medyada yaptıklarını paylaşmaya çalışanlar tepki ile karşılaşıyor. Aslında yapılan pek bir iş de yok. Asıl tepki de bundan kaynaklanıyor.
Sosyal medyaya yansıyanlar işin görünen kısmı bir de görünmeyen kısmı var. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik darboğaz nedeniyle yatırımlar durdu. Yarım kalanlardan da 3-5 ile ilgili vatandaşın siyasetçilere tepkisi oluyor. Siyasetçiler de bu yatırımlarla ilgili en küçük bir gelişme de “müjde” yarışına giriyor. En büyük sıkıntı da bu noktada yaşanıyor. Her siyasetçi gelişmenin kendisi sayesinde olduğunu duyurmak ve işi sahiplenmek için ayrı ayrı paylaşımlar yapıyor, haber merkezlerine haber servis ediyor.
Siyasilerden gelen bilgileri paylaşan haber merkezlerine, bir yandan işin sonuca varmayacağına inanan vatandaşlar tepki gösteriyor bir yandan da aynı partinin diğer aktörleri… Vatandaşların haklı yanı saymakla bitmez. Örnek vermek gerekirse, 3-4 yıl yapıldı-yapılacak dendikten sonra 2017 yılının sonunda yapımına başlanan Çevik Kuvvet Kavşağı hakkında kaç yetkili ve siyasetçinin bitirileceği yönünde müjde verdiğini saymaya kalksak bunalıma gireriz herhalde.
Bu işin vatandaşa yansıyan ve daha doğrusu mağdur eden kısmı… Bir de gazeteciler olarak bize yansıyan ve adeta kafayı yedirten bir durum var. Ne zaman Urfa hakkında bir gelişme olsa sosyal medyada istedikleri yankıyı uyandıramayan siyasetçiler, haber merkezlerinin kendileri ile ilgili haber yapmasını sağlıyor. Çevik Kuvvet’in dışında buna benzer bir durum da uçak seferleri ile ilgili var. Bir sefer sayısı artsa bile yetkilinin veya vekilin biri çıkıp kendi sayesinde sefer sayısının arttığını açıklıyor. Aynı parti mensupları arasında yaşanan bu rekabetin mağdur olan tek tarafı ise gazeteciler. Başka bir siyasetçi de çıkıp “yok o vekil veya yetkili yapmadı ben yaptım” diyor. Bir toplantıda kafasının ucunun göründüğünü söyleyip, haberde adının geçmemesine sitem eden bile var.
İşin aslını öğrenmeye ve hakkaniyetli olmaya çalışan gazeteci, popülizm peşinde koşan siyasilerin yüzünden kafayı yer. Adeta manyak olur. Falanca yaptı diyorsun diğeri kendisinin önce çalışma yaptığını anlatıyor. İkisi veya üçü yaptı diyorsun “onun hiç emeği olmadı” tepkisiyle karşılaşıyorsun. Amacı farklı olan gazeteciler için ise harika bir ortam bu. Kimden daha çok nemalanıyorsa o siyasetçiye mal ediyor haberi.
İşin trajikomik yanı aslında ortada iş falan olmaması. Ankara-Urfa trafiğinin tek bir yoğunluğu var o da atamalar. Onu da kimse sahiplenmiyor zaten. Öyle ya çıkıp “bu benim adamım onu ben atadım” diyecek halleri yok. Keşke yatırımlar olsa da hepsinin adını tek tek yazsak. Yeter ki Urfa’ya hizmet gelsin.
Elbette tüm yetkilileri veya siyasetçileri aynı kefeye koyarak genellemek doğru değil. kentin her sorununu kendisine dert edinip sessiz sedasız çalışanlar da var.
Adını sosyal medyaya veya haberlere değil de altın harflerle tarihe yazdırmak isteyenler Molla Cami’nin uyarısına kulak vermeli.