Müslümanlar Neden Bu Hale Galdiler?
Zalimlere meyil etmeyin, sonra ateşleri size dokunur!..
İslam’i hükümlerin amir olduğu dönemlerde, Müslümanlar; ALLAH’INayetlerine ve Resulü (s.a.v)’nün sünnetine göre hayatlarını dizayn ederlerdi.Her hangi bir konuda bir müşkülatları olduğunda, direk Resulullah’a (s.a.v)müracaat eder ve müşkülatları giderilirdi!... Tamanlamıyla o gün, ALLAH’IN kitabı ve Resulullah’ ın sünneti; Müslümanlarınhayatlarında söz sahibiydi. Ufak tefek ihtilafların dışında, hiçbir sıkıntılarıyoktu. Maddi anlamda, fakr-u zaruret içerisinde olanları vardı, ancak; bu onlariçin, dinlerini yaşamada hiçbir engel teşkil etmiyordu. Alınları açık, başlarıdik; dostlarına güven, düşmanlarına korku salıyorlardı.
Vakta ki, ALLAH’IN Resulü (s.a.v)ve Hülefa-i Raşiydin bu dünyadan irtihal eylediler; Müslümanların da yeryüzünedağılmasıyla birlikte, İslam düşmanları tarafından, İslam adı altında, İslam’a,inanç ve ibadetlere zıt birçok şeysokulmaya başlandı. Hani darb-ı meseldir: “meydanı boş bulanlar” yiğitliktaslamaya başladılar! Sözünde olduğu gibi; dünyada ne kadar inkârcı kavimlervarsa, hepsi yek koldan, İslam’a ve Müslümanlara karşı; siyasi, Ekonomik,Ahlaki, içtimai ve hayatın her safhasına karşı amansız bir savaş başlattılar.
İslam’a düşman olanlar, savaş veistila hareketleriyle başaramadıklarını; içerden bitirmek, yozlaştırmak vekemirmek için, her sahada mahir olan satılık adamlar bulup, onlarlaMüslümanların ahlakını ve nesillerini bozmaya teşebbüs ettiler. Tıpkı günümüzdeolduğu gibi, şer şebekeleri her taraftan; fitneleri körüklemek ve nesillerimizikendilerine benzetmek için, bize benzeyip ama bizden olmayanlarla, baştataklitçilik olmak üzere, hayatın her alanında bizi bozmaya çalıştılar, büyükgayretler sarf ettiler, yerine göre bedel ödediler ve ödettiler.
İmdi, günümüz dünyasında, İslamcoğrafyasının; Siyasi, Ekonomik, Ahlak-i ve kültürel olarak, büyük yozlaşmalarasahne olmakta olduğunu görmekteyiz. Nedeni ise, başta fertler olmak üzere,toplum ve devletlerin; Kur’an ve Sünnet ’in hükümlerine göre hareketetmediklerindendir. Kâinat’ın Efendisi(s.a.v)’ın: “Kabul etmeyen dışında ümmetimin hepsi girer” diye buyurmasına;Sahabelerin: “Ey ALLAH’IN Resulü, kabul etmeyen kimdir?” Diye sormalarıüzerine: “ALLAH’IN Resulü (s.a.v) şöyle cevap verdi: “Kim bana itaat edersecennete girer. Kim bana karşı gelirse, kabul etmemiştir.” (Buhari)
Evet, bu gün gelinen noktayabakıldığında; İslam coğrafyasında, Müslümanlar arasında, ALLAH ve Resulü ’nekarşı ciddi oranda itaatsizliğin olduğunu görmekteyiz. Başka milletlerin örf,adetve geleneklerini taklit etmekle, yeni yetişen gençlerin büyük bir oranında;batı hayranlığı, batı kültürü, batı giyim kuşamı, batı tarzı konuşma ve yaşama,batı gözüyle dünyaya bakmanın had safhada olduğu her gün biraz daha virüs gibiyayıldığını görmekteyiz. Hal böyle olunca, Kur’an ve sünnetle amel etmek yerineinsanlar; bid’at ve hurafelere daha çok önem vermeye başladılar.
Yukardaki hadisi şerif ’inmanasına baktığımızda, bu gün insanların kahır ekseriyetinin; Kur’an ve Sünnetile amel etmeden, ucuz yoldan cennet istediklerini müşahede etmekteyiz. Evet,itaat edenler cennete gireceklerdir, etmeyenler ise; kime veya kimlere itaatedip yaşadılarsa, onlarında onlarla birlikte olacakları muhakkaktır. Mesela,farz olan tesettür emrine riayet etmeyip, batı tarzı giyinen kadınların,kumarhane köşelerinde sabahlayan zavallıların, bar ve pavyonlarda isyaneden insanların,faizci çete ve şebekelerinin, yanardöner kukla olanların; kadınlı erkekli davetve şamataların hangi birisinde; ALLAH’A ve Resulüne karşı itaat var ki?...Yozlaşma büyük, yara büyük!?
Zaten ne geldiyse hep başkakavimleri taklit etmekten gelmedi mi başımıza. Namazı es geçen Müslümandan,Zekâtı vermeyen cimri zenginden, Haccın adap ve erkânına riayet etmeyen riyakârdan,har vurup harman savuran kuralsız insanların hangi birisinin; ALLAH’A veResulüne karşı, kayıtsız şartsız itaatleri var ki? İslam toplumları olarak,ağır şekilde kan kaybeden bir hasta gibi olduk!Her saniye değer yargılarındanve kimliklerinden kayıplar vermektedir Müslümanlar. ALLAH’A karşı isyanınayyuka çıktığı yer ve mekanlarda mesai tüketen gafillerin bol olduğu birdünyada; hak ve Hukuk’tan, ahlak ve adaptan, kural ve ilkelerden bahsetmekmümkün mü?.. Tek dertleri, gününü gün etmek isteyip ve arada bir bizdeMüslümanız diyenlerin; ne kadar samimi ve itaatkâr birer Müslüman olduklarınısizin yorumunuza bırakıyorum. Ateistlerin ve inkârcıların, hiçbir şeydençekinmeden Müslümanların değerlerine hakaret ettikleri bir ortamdabulunanların,kendi inanç ve değerlerine saldıranlara gereken cevabı vermektenkorkan yumuşak başlıların; sadece kör birer taklitçi, basiretsiz birerteslimiyetçi ve uysal koyun mezhebine mensup olan taklitçi zavallılardır!...
Rabbimiz! Bize Kur’an ve Sünneti anlamayı, anlayıp ve onlarla amel etmeyi nasipeyle!
Bizi sana ve Aziz Resul’üne itaat eden muttaki kullarından eyle. ÂMİN.