AMBARGO-I

Ambargo; kelime anlamı olarak, bir ülkenin, kendi limanlarında bulunan gemilerin ayrılmasını yasaklaması veya bir malın satılmasını veya naklini engellemek için alınan yasal ünlem veya bir veya birçok malın serbest alım satımını içeride ve/veya dışarıda yasaklamak, haber, veri veya benzeri bir unsurun, aktarılmasını/yayımlanmasını geçici sürelerle durdurmak vb şekillerde tanımlanmıştır. Silah, gıda, enerji, ticari emtia, para, ilaç, mal varlığının dondurulması veya banka hesabının dondurulması, seyahat yasağı gibi çeşitli ambargo türleri mevcut olup, bunlardan bir veya birkaçının birlikte uygulandığı ambargolar da olabilmektedir. Tarihte çok değişik ambargo türleri uygulanmıştır. Müşrikler, Haşim oğulları ve Muttalip oğullarının Müslüman olan ve olmayanlarının tümüne karşı ambargo uygulamışlardır. Bu ambargo maddelerinin bir kısmı; Peygamberimizin öldürülmesi için kendilerine teslim edilmesi, kendilerine acımamak, kız alıp vermemek, bir şey satmamak ve almamak, onlarla oturmamak, görüşmemek, konuşmamak, evlerine gitmemek şeklinde özetlenebilir. Cinayet/şiddet ve tehdit de içeren, baskıcı, orantısız, zalimce nitelikli ticari, sosyal, psikolojik özellikleri de olan, geniş kapsamlı bir ambargo uygulandığını görmekteyiz. AB de, Suriye savaşında, küresel hegemonik güçlerin ve terör örgütlerinin işlerini daha çabuk bitirmeleri amacıyla Suriye'ye ambargolar uygulamıştır. 28 Mayıs 2018'de Avrupa Birliği konseyi, Suriye rejimine yönelik olarak ifadeettiği ambargoyu, 1 Haziran 2019 tarihine kadar uzatma kararı almıştır. Sivil halka karşı provokasyonları bahane ederek ve bu tür saldırıları Suriye'nin meşru yönetimine mal ederek, direnen ve ülkesini koruyan kesimlere yönelik kısıtlayıcı tedbirler almıştır. Bu kapsamda, Suriye’ ye karşı, Petrol ambargosunun yanı sıra, belirli yatırımlara yönelik kısıtlamalar, finansal varlıkların dondurulması, bazı ekipman ve teknoloji ile internet, telefon iletişiminin tespiti ve takibi ile ilgili çeşitli ekipman ve teknolojilerin ihracatına kısıtlamalar getirmiştir. Geçmişte de yoğun ambargo süreçlerinin yaşandığı dönemler olmuştur. 1940'ta, Norveç'in İtalya'ya, Petrol taşınmasına yasaklaması getirmesi; İtalya'nın da aynısı ile karşılık vermesi. 1941'de, ABD’nin, henüz 2. Dünya Savaşı'na resmenkatılmamışken, ABD karasularında yatan Alman, İtalyan, Danimarka ve Fransız gemilerine el koyarak, bazı devletlerin ticari aktiflerini durdurması, yine ABD'nin 1937 İspanya iç savaşı ile ilgili olarak da uyguladığı silah ambargosu… Özellikle 18 yüzyılda, İngiltere'nin başvurduğu en önemli siyasi misilleme yöntemlerinden biri idi ambargolar, tek ülke tarafından uygulanabildiği gibi; birkaç ülkenin birlikte veya çeşitli kuruluşlar tarafından da uygulanabilmektedir. 1807 de ABD’nin, uluslararası yükümlülüklerini çiğnedikleri gerekçesiyle, ABD limanlarını, ABD ya da yabancı ülke gemileri ile yapılan ihraç malları taşımacılığına kapatması bir örnek olarak gösterilebilir. Böylece Büyük Britanyadan ithal edilen mallara bir kısıtlama koymuş oldu... ABD’nin Küba’ya uyguladığı ve 50 yıldan uzun bir süre devam eden ambargo da önemli ambargolardan biridir. Küba'ya uygulanan ambargonun kaldırılması için, BM genel kurulunda defalarca yapılan oylamalara rağmen, ambargo devam etmişti. 1959 yılındaki Küba Devrimi'nin ardından başlayan ambargo, yıllar içerisinde giderek sertleşti. Zamanla kısmi gevşemeler de gösterdi. 2009’ da, Küba asıllı Amerikalılar için ambargoyu gevşetme kararı alındı. Bunların, ailelerini ziyaret etmeleri kolaylaştırıldı. Türkiye de, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı nedeni ile ABD tarafından silah ambargosuna maruz kalmıştır. O günlerde çok ciddi zorluklar yaşanmıştır. Kıbrıs Savaşı sonrasında, o günkü kamuoyunun gündeminde; 60 dolarlık uçak parçasını,karaborsadan 600 dolara satın alındığına dair haberler vardı. Türkiye'ye, 5 şubat 1975 yılından başlayarak 3 yıl uygulanan Amerikan silah ambargosunun nedenleri; Kıbrıs Barış Harekatı ve bu savaşta Amerikan silahlarının kullanıldığı iddiası, haşhaş ekim yasağının kaldırılması, ABD'nin Vietnam'da aldığı yenilginin acısıyla yaşadığı agresiflik, hükümetin Amerika'ya karşı emir komuta hiyerarşisini takmamaya yönelik tavrının, Amerika'nın, hükümete duyulan güvenini sarsmış olması gibi nedenlere dayandırılıyordu. Yine 1991-1992 yıllarında, Irak’ ın, Kuveyt’ i işgal etmesi nedeniyle Irak'a uygulanan ambargodan da Türkiye, ciddi şekilde etkilenmiş, büyük ekonomik kayıplar yaşamıştı. II. Dünya Savaşı sırasında da ABD, İngiltere ve Fransa'nın; düşmana faydalı olabileceği gerekçesiyle, tarafsız ülkelerin gemilerinin taşıdığı yüklere el konulması, askeri ambargolara bir örnek olarak gösterilebilir. Ortadoğu ülkelerinin de, önemli ekonomik varlıkları olan petrolün, değerinden daha ucuza satılmaması ve bu yönde sömürülmemeleri için çabaları olmuştur. 1974'te Petrol üreten Arap ülkeleri; hem İsrail'e hem de Petrol alıcılarının İsrail'e karşı siyasetlerini değiştirmeye zorlama amacıyla, sanayileşmiş batılı ülkelere, petrol ambargosu uyguladıklarını görmekteyiz. Milletler Cemiyeti de çeşitli ambargolar uygulamıştır. 1935'te, faşist İtalya'nın, Habeşistan'ı işgal etmesi ve buna bağlı olarak Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’da güç dengelerinin değişmesinin oluşturduğu endişe, BM' in İtalya'ya karşı;silah, stratejik malzeme ve benzeri maddeler satılmasını engellemeye yönelik ambargo koymuştur. Yine 1951'de, Kore Savaşı sırasında BMGK, silah ve stratejik malzemelerin, savaşan taraflara ve savaşın yapıldığı bölgeye gönderilmesini yasaklamıştır... Suriye'de olduğu gibi; Yemen'de de aynı amaçlarla ve aynı hedefleri gerçekleştirmek üzere, kirli bir savaş yürütülmektedir. Yemen de çeşitli ambargolar altında ezilmektedir. Milyonlara varan çocuklar açlık ve ilaçsızlık tehlikesi ile karşı karşıya kalmışlardır. BM, 3 yıl önce, Yemen'deki gıda krizinin, 2017'de kıtlığı dönüşebileceğine dair bir uyarıda bulunmuştu. O tarihten bugüne Yemen'de binlerce çocuk hayatını kaybetmiştir. Bugünlerde Yemen'in; gıda, ilaç gibi insani ihtiyaçlarını karşıladığı Liman şehri olan Hudeyde de bulunan ve 9 milyona yakın insanın kıtlıkla boğuştuğu Yemen’in nefes alabildiği tek limanı olan Hudeyde Limanı’ na Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri' nin, Amerika'dan ve İsrail’den destek alarak, büyük saldırılargerçekleştirdiklerine tanık olmaktayız. Husi güçlerin; Lima'nın denetimini BM'ye devretme teklifi ise duymazlıktan gelinmektedi...