ÖZEL GÜNLERİ KUTLAMAK

Muhterem Kardeşlerim… Bilindiği gibi, Kandil Geceleri uydurma değildir. Ancak, dinimizde yer almayan, yani kutsal gün ve hafta olmayan bazı kutlama yapılan günler vardır ki, onların da birçoğu Avrupa ülkelerinden gelen adetlerdir. Bu günler ve haftaları kutlamak “adette bid’at” olduğu ve zararlı olmadığı, çirkin ve dine aykırı yönü bulunmadığı için kutlamakta mahzur yoktur. Anneler - Babalar günü Mesela; Anneler - Babalar Gününün dinimizde yeri yoktur. Çünkü anne – babayı senede 1 gün değil her zaman anmak, değer vermek gerekir. Anneleri - Babaları senede bir gün yerine her gün hatırlamak, onlara hizmet etmek, ölmüşlerse, dua etmek, hayır hasenatta bulunmak gerekir. Avrupa’dan gelen “Anneler - Babalar günü” âdettir. Yani, âdette bid’attir. Âdette bid’at olduğu ve zararlı olmadığı, çirkin ve dine aykırı yönü bulunmadığı için, anneler babalar günü tertip etmekte ve hediye vermekte mahzur yoktur. Anneler günü münasebetiyle, “Cennet annelerin ayakları altında” Hadis-i Şerifi belirtilerek açıklamalar yapılıyor. “Cennet, anaların ayakları altında” demek Cennete girmek için ana-babanın rızasını almak gerekir demektir. Doğum Günü, Evlilik yıldönümü, Yaş Günü Yine; Doğum Günü tertip etmekte, Evlilik Yıldönümü kutlayıp hediye vermekte mahzur yoktur. Doğum gününe önem vermeyi Hristiyanlar, Müslümanlardan öğrenip, almışlardır. Yaş günü kutlamak ibadet değil âdettir. Bu âdet Hristiyanlardan gelmiş olsa bile, ibadet olmadığı için Müslümanların doğum günü, evlilik yıldönümü gibi günler tertip etmesinde mahzur yoktur. Fakat gayrı müslimlerin ibadet olarak yaptıkları şeyleri, mesela bayramlarını kutlamak caiz olmaz. Evlilik yıldönümü gibi günah olmayan âdetleri taklit etmek caiz olur. Ancak faydası olmayan âdetleri almak, Batıyı körü körüne taklit etmek, onlara özenmek uygun sayılmaz. Fenni buluşları gayrı müslimlerden almak ise, dinimizin emridir. Çünkü “İlim Çin’de de olsa alın”, “Hikmet, fen ve sanat, müminin kaybettiği malıdır. Nerede bulursa alsın” Hadis-i Şerifleri, gayrı müslimlere uymayı değil, ilmi, fenni onlarda bile olsa, arayıp bulmayı ve onlardan üstün olmaya çalışmayı bildirmektedir. Bir kimsenin, her hangi bir mahluk değil de, insan olarak doğduğu için, şükretmesi ve doğum gününü kutlaması caizdir. İslamiyet’te doğum gününü kutlamak vardır, Allahü Teâlâ’ya şükretmek olur. Mevlid Kandili, Peygamber Efendimizin doğum günüdür. Peygamber Efendimiz, Pazartesi günü oruç tutardı. Sebebini sorduklarında, “Bugün dünyaya geldim. Şükür için oruç tutuyorum” buyurdu. (Müslim, Ebu Davud, İ. Ahmed, H. S. Vesikaları) Dinimiz sadece kâfirlerin ibadet ve haram olan âdetlerini yapmayı yasaklar. Mubah olan âdetlere izin verir. Peygamber Efendimizin papaz ayakkabısı ve Rum cübbesi giydiği muteber eserlerde bildirilmektedir. Doğum gününe önem vermeyi Hristiyanlar, Müslümanlardan öğrenip, almışlardır. Mevlid, doğum zamanı demektir. Peygamber efendimizin doğum günü, bütün Müslümanların bayramıdır. Mevlid Gecesinde, Peygamber Efendimiz doğduğu için sevinenlerin günahları affedilir. Bu gece, Peygamber Efendimiz aleyhisselamın doğum zamanlarında görülen halleri, mucizeleri okumak, dinlemek çok sevaptır. Kendisi de anlatırdı. Eshab-ı Kiram da bir yere toplanıp, okurlar ve birbirlerine anlatırlardı. Yaş Günü kutlamak ibadet değil âdettir. Bu âdet Hristiyanlardan gelmiş olsa bile, ibadet olmadığı için bir Müslümanın, Doğum Günü, Evlilik Yıldönümü, Anneler - Babalar Günü gibi günler tertip etmesinde, yılbaşlarında tebrik kartı yazmasında mahzur yoktur. Günah olmayan böyle âdetleri taklit etmek caiz olur. Ancak yaş gününde mum dikmek gibi faydası olmayan âdetleri yapmak uygun olmaz. Yaş Gününü veya Evlilik Yıldönümünü tebrik etmek ve hediyeleşmek âdettir, zararlı değildir. Sevgiyi artırır. Bunlar yapılırken, günah olan bir şey yapmamaya dikkat edilirse mahzuru olmaz. Peygamber Efendimiz, uzun entari giymiş, şalvar ve pantolon giymemiştir. Şalvar giymek âdette bid’attir. Âdette bid’at olan şeyi yapmak günah değildir. Uçağa binmek de âdette bid’attir, günah değildir. Bunun için âdet olan yerlerde, kâfirlerden gelmiş olsa bile, kadınların çarşaf ve erkeklerin pantolon giymeleri günah olmaz. Peygamber Efendimiz, bazen Rum, bazen Arap elbisesi giyerdi. Tirmizi’nin bildirdiği Hadis-i Şerifte, kolları dar Rum cübbesi giyerdi. (Mevâhib-i ledünniyye) Hakim’in rivayet ettiği “Bir kavme benzeyen onlardandır” Hadis-i Şerifindeki benzemek, ibadetlerde benzemektir. Kılık kıyafetle ilgili şeyler âdettir. Çirkin olmayan âdetlerde kâfirlere benzemek günah olmaz. İbadette kâfirlere benzemek bazı yerlerde mekruh, bazı yerlerde haram, bazı yerlerde küfür olur. Mesela haç takan kâfir olur. Fakat kâfir gömleği giymek, saç uzatmak günah olmaz. Çünkü bunlar âdettir. Allahu Teâlâ ümmeti Muhammed’e iyiyi-kötüyü, yanlışı-doğruyu, helali-haramı, günahı-sevabı ayırdedebilmeyi ve İslam dinimiz üzere yaşamayı nasib eylesin inşallah. (Amin)