SAPIKLIK
Cenab-ı Hak, yarattığı her şeyde bir ölçü koymuş, varlık amacına götüren bir ilahi programatabi bir fıtrat yerleştirmiştirki günümüzde “doğallık” tabiriyle ifade edilmektedir. Yaratan, hayatın bu fıtrat üzere devam ettirilmesini istemektedir. Ancak buna uyulmadığı zaman bu özellik bozulur. Yaratılışta dercedilen bu fıtrata aykırı tutum ve davranışların tümüne ya da doğal özelliğin bozulmasına “sapıklık” denir.
“İslam, fıtrat dinidir” sözüyle emir ve yasakları ilahi program olan doğallığa uyumlu ve onu tatmin edici özellikte olduğu kastedilir. İslam’ın içeriğinde yer almayıp sonradan eklenen bütün davranışlar “bid’at” olarak isimlendirilmiştir. Dikkatle incelenirse, bid’atlerin tamamının fıtrata aykırı olduğu anlaşılır. Bu nedenle Peygamber (ASV) “Her türlü bid’at sapıklıktır ve her sapıklık ateştedir.” buyurmuştur.
Sapıklık, ayet ve hadislerde “dalalet”ve “fesad”kavramıyla ifade edilmiştir. Canlılar içinde sapıklığa düşenlerin yalnızca insanlar olduğu da bir gerçektir. İnsanlardan uzak, doğal ortamda yaşayan hiç bir hayvanın, kendisi için tayin edilen fıtrata aykırı davrandığı görülmemiştir. Ancak günümüzde bir kısım hayvanların hatta bitkilerin insanlar tarafından saptırıldığı örneklerine rastlamak mümkündür.
Kur’an’ı Kerim, insanların tarladaki ekinleri ve canlıların neslini bozacaklarını, karada ve denizde insan eliyle fesat (tahribat, bozulma) olacağını haber vermektedir.
“İşbaşına geçtiğinde ise, yeryüzünde fesat çıkarmaya, tarladaki ekinleri ve nesilleri helâk etmeye çalışır. Fakat Allah bozgunculuğu sevmez.” (Bakara, 205)“İnsanların kendi elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat ortaya çıktı.” (Rum, 41) ayetleri,yeryüzündeki sapıklıkların sorumlusunun insan olduğuna işaret etmektedir. Günümüzde genleriyle oynanarak yaygınlaştırılan GDO’lu ürünler, hayvan ve insan nesli üzerinde yapılan tahribatlar,ona bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklar, bu ayetlerin işaretleri arasındadır.
Sapıklık, doğallıktan saparak ona aykırı tutum ve davranış içine girmek olduğundan, “günah” kavramından biraz farklıdır. Bir genelleme yapmak gerekirse, “her sapıklık günahtır ama her günah sapıklık değildir” denilebilir. Örneğin zina büyük bir günahtır ama sapıklık değildir. Çünkü insan doğasında var olan şehvet gücünün etkisiyle gerçekleşen bir günahtır. Ama eşcinsellik tabir edilen Lut kavmi ahlakı büyük günah olmakla beraber sapıklıktır. Çünkü gerçekte insan doğasında bu günaha yol açacak bir güç yoktur. Fıtratın bozulmasıyla bu günaha yer açılmış olmaktadır.
Bir kimsenin mensup olduğu kendi ırkını diğerlerinden üstün tutması,dinin yasakladığı ve şeytanın işi bir günahtır. Bu anlamda ırkçılık günahtır. İnsan fıtratında var olan “bencillik” duygusuna dayandığı itibariyle sapıklık değildir. Ancak kişinin kendi ırkını değil de mensubu olmadığı başka bir ırkı üstün tutması ise sapıklıktır. Çünkü bunu sonuç veren fıtri bir duygusu yoktur, ancak fıtratın bozulmasıyla açıklanabilir.
Aynı şekilde bir yaratıcının varlığına inanmak yerine birden fazla ilah kabul etmek, putperestlik, ya da kendi elleriyle yaptıkları putları ilah kabul etmek, inanç itibariyle sapıklıktır. Kur’an-ı Kerim, her alanda sapıklığa düşen Hıristiyanlar için, “dallîn=sapıklığa düşenler” kavramını kullanmıştır.Teslis (üç ilah kabul etme) inancıyla, büyük ölçüde çocuk edinmeyi bırakıp köpek edinmekle, fıtrata iğrenç gelen domuz gibi hayvanları yemekle, aklı kapatan şarabı kutsal ayinde kullanmakla, eşcinselliği meşru kabul etmekle ve daha birçok tutum ve davranışlarıyla hayatın her alanında sapıklığa düştükleri,Kur’an’ın onlar hakkında “dallîn” kavramını kullanmasının da ne kadar yerinde olduğuaçıkça anlaşılır.