'NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE!'
“BenMüslümanım diyenden daha doğru sözlü kim olabilir.” (Fussilet/33)
Sonzamanların yükselen sloganlarından biri: “Ne mutlu insanım diyene!”DücaneCündioğlu’nunfacebook sayfasının ser-levhası. İfadenin özünde herhangibir sorun yok, lâkin sadır olduğu paradigma pek masum değil gibi. Yıllar önceüstat Nuri Pakdil tarafından dile getirilen bir motto vardı: “Ne mutluMüslümanın diyene!”
Tarihselgelişim süreci şöyle: “Ne mutlu Türküm diyene!”, “Ne mutlu Müslümanın diyene!”,“Ne mutlu insanım diyene!” Biri millet, biri din, diğeri biyoloji. Her üçündende mutlu olmak, mutluluk duymak gayet normal. Buradaki mutluluğu teşekkür vetahdis-i nimet anlamında kullanmak şartıyla ama.
“Nemutlu insanım diyene!” söylemi zahirde daha evrensel bir parametreyi/aidiyetiimliyor gibi ama mefhum-u muhalifinden “Ne mutlu Müslüman’ın diyene!” söyleminezımni bir cevap niteliği taşıyor sanki. Birinci söyleme göre bir insanın budünyadaki en önemli meselesi/vazifesi insan olmayı becerebilmesi iken; ikincisöyleme göre bir insanın bu dünyadaki en önemli meselesi/vazifesi imanınıkurtarmaktır.
İnsanolmayı istemek ile imanını kurtarmayı istemek arasında bir tezat yok şüphesiz.Fakat biri son tahlilde gelip geçici bu dünya hayatına vurgu yaparken; diğeriebedi olan ahiret hayatına vurgu yapar. Gelip geçici şu dünya hayatının gerçekanlamının ahiret hayatı olduğunu ima ve ilan eder.
İnsanolmak ile İslam olmak aynı şeyler mi? İslam’ı büyük insanlık (İnsaniyet-iKübra) olarak anlamak/tanımlamak neden caiz olmasın. Zira her Müslüman insandırfakat her insan Müslüman değildir. İslam olmak insan olmayı içerir ama insanolmak İslam olmayı içermez. Sahih bir nokta-i nazardan hareket edereksöyleyecek olursak insan olmak çok ‘değerli’ ama tek başına İslam olmak içinyeterli bir merhale değildir. Sadece insan kalıp İslam/Müslüman olmamak insanitekamül açısından kafi değildir.
Peygamberimizin(asm) amcası Eb-u Talip insandı ama Müslüman değildi, Gandi insandı amaMüslüman değildi, Tagor insandı ama Müslüman değildi… İslam açısından sadeceinsan kalıp Müslüman olmamak yeterli değil. Onun için “Ne mutlu insanımdiyene!” demek, “Ne mutlu Müslümanım diyene!” demek için bir basamak olmalı,yerine geçmemeli. Aksi takdirde hümanistik söylemin aldatıcı ve ayartıcıtuzağına düşmek kaçınılmaz olur.
Buradakiİslam’ı kurumsal/müesses anlamında ele almıyoruz sadece bazı Müslüman modernistyazarların çok sevdiği tabirle “özünü Allah’a teslim etmek” şeklinde çok dahaevrensel bir anlamda ele alıyoruz. Bir müşrik bu en genel ve en evrensel sözcükanlamda bile insandır ama Müslüman değildir. Ateistleri, deistleri,paganistleri söylemeye hacet yok.
Eğer“Ne mutlu insanım diyene!” demek kafi gelseydi birçok ayette (Bakara/217,Araf/117, Muhammed/1) Allah’a ve ahiret gününe inanmayanların bütüniyiliklerinin boşa gideceğini söylemenin -haşa- bir manası, bir kıymet-iharbiyesi kalmazdı. Kur’an terminolojisinde Allah’a ve ahiret gününe imanyeryüzünde üzerinde güneşin doğup battığı her şeyden daha önemlidir. Bir insanbu imana kasten sahip değilse ne kadar insan olursa olsun, ne kadar insaniözellik taşırsa taşısın, ne kadar insani tavırlar sergilerse sergilesin Allahkatında boş ve değersizdir.
“Nemutlu insanım diyene!” demek her türlü saygıyı hak eden mümtaz bir erdem ancakonu “Ne mutlu Müslümanım diyene!” ile taçlandırmak şartıyla. Akıbet açısındanikincisi olmadan birincisinin bir anlamı kalmıyor çünkü. Hâsılı,DücaneCündioğlu’nun ser-levhasına hak veriyorum ama bütün kalbimle üstat NuriPakdil’e katılıyorum.
“Nemutlu Müslümanım diyene!”