KURBAN KESMENİN FAZİLETİ (4)
Muhterem Kardeşlerim…
Mübarek Kurban Bayramı yaklaşıyor. Bizde siz okuyucu kardeşlerimizi kurban konusunda genişçe bilgilendirmek istiyoruz. Kurban konusuyla ilgili genel bilgiler vererek sizleri aydınlatmaya, bilgilendirmeye gayret edelim…
Bugünkü yazımızda sizlere, mübarek Kurban Bayramı’nda kesilmesi vâcib olan kurban kesmek hakkında bilmeniz gerekenleri hatırlatmaya devam ediyoruz.
EFENDİM;
Şüpheli alacaklar, yani senetli veya inkâr edilmeyen alacaklar, iflas edende ve fakirde de olsa, nisaba katılır. Ele geçince, geçmiş yılların zekâtı da verilir. Eğer kurban kesecek kadar parası varsa, kurban da keser.
İbni Âbidin Hazretleri buyuruyor ki:
Şirkette çok malı olup da alamayanın, kurban kesecek kadar parası, malı varsa, keser. Borçlarınızı düştükten sonra nisap miktarı 96 gramı bulunca kurban kesmek vacib olur.
Şu anda nisab miktarı malı olmayan ancak Kurban Bayramından hemen sonra eline nisab miktarından çok fazla para geçecek kimsenin kurban kesmesi gerekmez. Vacib olması için, bayramın üçüncü günü eline geçmesi gerekir.
Alacaklar zekâtta olduğu gibi nisaba dâhil edilir, fakat elinde parası olmayan, ihtiyacından fazla malı olsa da fıtra vermeyen, kurban kesmeyen İmam-ı Muhammed’e göre günahtan kurtulur. Ödünç alıp veya bir malı satıp keserse Şeyhayn’a göre vacib sevabı alır.
Nisabın üstünde çok kıymetli bir arsası olan kimseye, İmam-ı Muhammed’e göre kurban kesmek vacib olmaz. Şeyhayn’a göre vacib olur. Vacib sevabı kazanmak için Şeyhayn’a göre kesmelidir.
Bir ev ve araba, kurban nisabına dâhil edilmez. Borçlar mevcut paradan ve hisse senetlerinden çıkarılır, geriye nisab kadar para kalırsa kurban kesmek gerekir.
Beyaz eşya, mobilya, süs eşyaları, halı, mutfak malzemeleri gibi çeyiz eşyaları kullanılmadığı için tamamı mı nisaba dâhil olur. Yani kullanılmayan her eşya dâhil edilir.
Nisab miktarı borcu olanın, elinde nisab miktarı parası olsa, önce borcunu öder, kalanı nisab miktarını bulmuyorsa kurban kesmez.
PARA VERMEDEN KURBAN KESTİRMEK
Alacağı olup, elinde parası olmayan kimse, alacağı olan şahsa, “Bir hayvan 500 lira, benim için bir tane kurban kes, 500 lirayı da alacağımdan düş” dese caiz olur. Hatta hiç alacağı olmasa, nisaba malikse birine, “benim için bir kurban kes” dese, o şahıs da kesse, kestiren vacib sevabına kavuşur.
Zekât verirken de böyledir. Birini vekil etseniz, benim için şu kadar zekât ver deseniz o da verse, zekâtınız verilmiş olur. Para vermekle ilgisi yok. Yani vekil kendi parasından verebilir. Vekil kendi parasıyla kurban kesebilir. Daha sonra sizden para isteyebilir veya hediye de edebilir.
Borcu olan, borcunu çıkardıktan sonra nisab miktarı (96 gr. Altını) parası olmazsa, kurban kesmesi gerekmez.
Fırın, çamaşır makinesi, buzdolabı, bulaşık makinesi gibi çeyizlerinizi kullanıyorsanız kurban nisabına katılmaz. Kullanmıyorsanız, nisabı da buluyorsa, her yıl kurban kesmeniz gerekir. Çeyiz için zekât olmaz.
İhtiyaçtan fazla eşyaları, tahsil edemediği alacakları veya bunlar gibi başka bir sebeple nisaba malik olan kimsenin, kurban kesecek parası yoksa ödünç alarak kesmesi gerekmez. Keserse, yine vacib sevabı alır. Fakat altını varsa, parası da vardır demektir. Kâğıt parası olmaması mazeret olmaz. Altınlarından bozdurarak kesmesi gerekir. Dövizi olanın da bozdurup kesmesi gerekir.
DEVRE MÜLK VE KURBAN
“Bir evinden başka, bir de devre mülkü veya bir arsası olan yahut başka bir eve de ortak olan kimsenin, bunları kurban nisabına dâhil edip, kurban kesmesi gerekir mi?” konusunda ise; İmam-ı Muhammed’e göre dâhil etmez, yani kurban kesmesi gerekmez, fetva da böyledir. İmam-ı A’zam ve İmam-ı Ebu Yusuf’a göre ise, dâhil ederek kurban keserse vacib sevabı alır. Bu büyük sevaba kavuşmak isteyen, ikinci kavli tercih etmelidir.
Efendim;
Elinde mevcut birikmiş parası olmayıp da, evi, arabası olan kimsenin, kurban kesmesi gerekir mi?
Cevap: İhtiyacı olan eşyadan ve borçlarından fazla olarak, zekât nisabı kadar malı, parası bulunan her Müslümanın, fıtra vermesi ve kurban kesmesi vacib olur. Fıtra ve kurban nisabına malik olana zengin denir. Bunun zekât alması haram olur.
İhtiyaç eşyası demek, kıymetleri ne kadar çok olursa olsun, bir ev, bir aylık yiyecek, her yıl üç kat elbise, çamaşır, evde kullanılan eşya ve aletler, binecek vasıtası, meslek kitapları ve ödeyeceği borçlarıdır. Bu eşyanın mevcut olması şart değildir. Eğer mevcut iseler, zekât, fıtra ve kurban için nisap hesabına katılmazlar. Ticaret için olmayan, ihtiyacından artan eşya, kiradaki evler, evindeki süs eşyası, yere serili olmayan halılar, kullanılmayan fazla ev eşyası, sanat ve ticaret aletleri, burada ihtiyaç eşyası sayılmaz. Bunlar fıtra ve kurban için, nisap hesabına katılır. Oturduğu ev büyük ise, ihtiyacından fazla, kullanılmayan odaların nisaba katılmaması sahihtir.
Köyde, çölde, şehirde mukim olan, akıllı, baliğ, hür ve Müslüman erkek ve kadının, ihtiyacından fazla nisap miktarı malı veya parası varsa, Kurban bayramı için niyet ederek, belli günlerde, belli bir hayvanı kesmeleri vacib olur. Şeyhayne göre, babasının, zengin çocuğu için de çocuğun malından kesmesi lazımdır. Etini bu çocuktan başkası yiyemez. Çocuktan artan et satılıp, parası ile çocuğa, elbise gibi, devamlı kullanılabilecek şeyler alınır. Fakat fetva İmâm-ı Muhammedin ictihadına göredir. Buna göre, babanın çocuğu için kendi malından da, çocuğun malından da kesmesi vacib değildir.
Elinde dinin bildirdiği zenginlik ölçüsüne göre parası olmayan kimsenin, bahçesi, tarlası varsa, kurban kesmesi konusu ile alakalı olarak İbni Âbidînde buyuruluyor ki:
“Tarlasından aldığı mahsul veya tarlanın, evin, dükkânın, atölyenin, kamyonun bir senelik kirası, ne kadar çok olursa olsun, bir yıllık ev ihtiyacını veya aylık geliri ve aldığı maaş, ücret, aylık ihtiyacını, kul borcunu karşılamayan kimse, İmam-ı Muhammede göre fakirdir. Fetva da böyledir. İmam-ı A'zam ile İmam-ı Ebu Yusuf’a göre zengin sayılır. Çünkü mülkü olan tarlanın ve bu demirbaş malların değeri, ihtiyacını karşılar ve nisap kadar da artar. Bunun kirayı her alışta, bir miktar ayırıp, biriktirerek fıtra vermesi, kurban kesmesi ve büyük sevaba kavuşması lazımdır. Fıtra vermez ve kurban kesmezse, İmam-ı Muhammed’e göre, günahtan kurtulur.”
Görülüyor ki, her iki ictihad da yerindedir ve Müslümanlara rahmettir. Bu hâlde olan kimse, fıtra vermezse veya kurban kesmezse, İmam-ı Muhammed’in ictihadı, bunu azabdan kurtarır.
Tarlasından hiç mahsul almayan, kiraya da veremeyen kimse ve ihtiyacından fazla malı olup da, parası bulunmayan erkek veya kadın, İmam-ı Muhammed’in ictihadına uyarak, fıtra vermez ve kurban kesmez. Verir ve keserse, ikinci ictihada göre, fıtra ve kurban sevabına kavuşur. Üzerine vacib olmayan ibadeti yapan, yalnız nafile ibadet sevabı kazanır. Vacip sevabı kazanmaz. Etini fakirlere verirse, sadaka sevabı da kazanır. Vacip olan fıtra ve kurban sevabı ise, nafile ve sünnet sevabından kat kat daha fazladır. Her ibadet de böyledir.
KURBANA ORTAK OLACAKLARDA ARANAN ŞARTLAR
Bazıları şöyledir:
1- Her ortağın Müslüman olması, kurban ve ibadete niyet etmesi ve her birinin hissesinin yedide birden az olmaması şarttır. Sırf eti için ortak olan varsa ve biliniyorsa, hiçbirinin kurbanı sahih olmaz. Bilinmiyorsa sahih olur. Ortakların bir kısmı ölmüş olsa yahut bunak olsa zararı olmaz.
2- Biri adak, biri akika, biri vacib olan bayram kurbanı, biri nafile, biri ölü için, biri de Peygamber Efendimiz için olmak üzere kurban kesmek istense, bir inek kesilebilir. Akika, vacib, adak hepsi katılır. Yedi kişiye kadar ortak olmak caizdir. Ancak ilk alırken, yedi kişiye kadar ortak olmak niyetiyle hayvan alınmalıdır. Sırf kendisi için alıp da sonradan başkasını ortak etmek mekruh olur.
3- Mutlak adağı olan ortaklığa giremez. Yani belli bir hayvanı, mesela (Şu boynuzlu kara koçu keseceğim) diye adayan, bunun yerine başka kara koçu kesemez, bu adağı için ortak olarak giremez.
4- Zenginin sırf kendisi için satın aldığı sığıra, sonradan ortak olmak caizse de mekruhtur. Yedi kişiye kadar ortak bulmak niyetiyle satın almalıdır. Bir kavle göre fakir, bir sığırı kurban etmek için satın alsa, sonra başkalarını ortak edemez. Onunki adak hükmüne girer.
5- Bir sığırı mesela bir ineği, en çok 7 kişi kesebilir. Bir sığıra 3, 5, 7 gibi tek ortak şartı yoktur. 2, 4, 6 gibi çift de olur. Tek sayıda olması iyidir. Sünnet-i zevaiddir.
Hadis-i Şerifte buyuruldu ki:
“Allahü Teâlâ tektir, teke riayet edeni sever. Ey Kur’an ehli, teke riayet edin!” [Tirmizi]
6- Bir kişi, geçen yıl kesmediği vacib kurbana niyet edip kurban kesse, o kurbanı kaza etmiş olmaz, kestiği nafile olur. Böyle zamanında kesilemeyen kurbanın bedeli, altın olarak fakirlere verilir.
7- Bir sığırı veya deveyi, yedi kişiye kadar Müslüman ve âkil baliğ kimselerle ortak olarak da, satın alıp kesebilirler. Bunlara adak veya akika kurbanı da ortak edilebilir.
8- Eti tartarak, eşit olarak paylaşmak gerekir. Yağ, sakatat ve yenilen her şey paylaşılır. Tartmadan bölüşüp helalleşmek caiz olmaz, faiz olur. Yedi kişiden dördüne etle birlikte birer bacak, beşinciye etle birlikte derisi, altıncıya etle birlikte başı verilirse, tartmadan paylaşmak caiz olur. Yedinciye bir şey koymak gerekmez.
9- Yedi kişi, kurbanlık ineği birine teslim edip, “Kesmeye, kestirmeye, etini dilediğin gibi sarf etmeye seni umumi vekil ettik” deseler, umumi vekil bölüştürmeden etin tamamını herhangi bir kimseye verebilir veya tartmaya lüzum kalmadan ortaklar arasında göz kararıyla paylaştırabilir.
10- Mutfakları bir olan karı koca veya baba oğul da, kestikleri kurbanı, tartıp paylaşırlar. Paylaştıktan sonra, biri diğerine isterse etin tamamını hediye edebilir. Paylaşmadan hediye edemez. Yahut yukarıda bildirilen usullerle tartmadan paylaşmak caiz olur.
11- Bir sığırı mesela bir ineği, en çok 7 kişi kesebilir. Yediden fazla kişi, bir veya birden fazla, ineğe ortak olamaz. Mesela, 8 kişinin 7 sığırı ortak satın almaları caiz olmaz. Çünkü her birinin her hayvanda hissesi vardır. Hiçbirinin hissesi yedide birden az olamaz. Bunun gibi, 10 kişinin 15 ineği, kurban etmek için, ortak satın almaları da caiz olmaz. Çünkü 10 kişi, 15 ineğin her birine onda bir oranında ortak olmuş olur. Onda bir, yedide birden azdır. Bunun gibi, 3 kişinin 9 koyunu ortak satın almaları da caiz olmaz. Çünkü 3 kişi, 9 koyunun her birine üçte bir nispetinde ortaktır. Bir koyunu ise, ancak bir kişi kesebilir. Birden fazla kişinin, bir koyunu ortak alıp, kurban olarak kesmeleri caiz olmaz.