YARIN BAYRAM!

Nice bayramlar gelip geçiyor çocuklara uğramadan. Bayramlar artık güldürmüyor, sevindirmiyor çocukları. Kaç bayramdır, öldürülen Yemenli çocukların babaları, onları öldüren askerlere bir füze atınca, kınıyor, o çocuklar ölürken susan, başka bir ülkedeki amcaları. Bilmelerine rağmen çocuğun bayram; bayramın çocuk olduğunu. Bilmelerine rağmen çocuklar gülerse; gülümser dünya, çocuklar yoksa; bayram gelmez. Her şeyin herkese yettiğini biliyor çocuklar ama yine de yaşatmazlar, açlıktan, ilaçsızlıktan uzun uzun öldürürler çocukları. Ya da sorgulamaya götürürler veya bombalarlar,güvercinlerin, avludan semaya uzayıp gitmeleri olur ölümü çocukların. Çocuklar, ah çocuklar! Ne çok ölürsünüz siz böyle. Siz bu haldeyken gelmekte bayram ve sizi kurban ederken kirli eller, kirli zihinler; nasıl bilmezler neyi kurban edeceklerini? Bilirler bazıları, bilirler de ülkelerinin menfaatine sanırlar sessiz kalmayı, unutuverirler çocukların Rabbini. Yine de ey siz hala nefes almakta olan çocuklar. Beni dinleyin ve erken kalkın. Giyinin en güzel giysilerinizi. Çünkü yarın bayram! Çünkü "“Yarın bayram, Erken kalkın çocuklar…” Böyleydi bu şarkı, bilirim. Bilirim, çocuklardır bayram. Çocuklardır vicdan ve merhamet ve adalet ve intikam dahi. Bilirim, çocuklardır çiçeklerin kalbi, dünyanın can çekişen yüreği. Bir de Yemenli çocuklar bilirim; açlıktan, koleradan, vebadan ve savaştan dolayı erken ölenler. Babaları ızgara işkencelerinde çevrilen. Dünyanın en büyük deneyleri yapılırken bedeninle ve ruhunla. Dünyanın sabrı ölçülüyor adeta. Taştan da katıymış, ne sabırmış bu böyle? Yarın bayram, Erken kalkın Suriyeli çocuklar, gözlerinizi göklere dikin, koklayın havayı ve kulaklarınızı açın; diğer çocukların, duyuyor musunuz seslerini? Kaybolan, kendini derin sulara bırakıveren kardeşlerini duyuyor musun? Çadırlarınızdan fırlayın ve hatırlayın, bu muydu sokağınız, hani evinizin kapısı? Yarın bayram, hatırla; baban vardı. Yarın bayram, Erken kalkın Filistinli çocuklar, bugün hangi ablanız kurşunlandı sokakta? Sizden olduğunu söyleyenlerden hangisi yeni bir ihanete imza attı, düşmanı övdü ve sizi yerdi? Hangisi sessiz kaldı? Yarın bayram, Erken kalkın çocuklar ve gözlerimizin içine bakın, artık görmediğimizi görüyor musunuz? Yarın bayram, Erken kalkın çocuklar, kimsenin sizi görmediğini görüyor musunuz, kimsenin sizi duymadığını? Yarın bayram, Erken kalkın Afrikalı çocuklar, siz, dünyanın en güzel gülen çocuklarısınız yine de. Yarın bayram, Erken kalkın çocuklar. Sorun annenize; nerede babam, diye. Yarın bayram, Erken kalkın çocuklar… Yüreklerimiz hepten de katı değil elbet. Sen bakınca gözlerimize, bizim de yanar yüreklerimiz Yemen’de, Filistin’de, Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da, Arakan’da, Suriye’de velhasıl tanıdık olan neresi varsa orada. Yarın bayram, Erken kalkın çocuklar, hiç kimse görmese de sizi, bir gören var bilesiniz. Ve biz tanıyorsak seni, yine de inadına gülümseyeceksin. Tüm bombalara, savaşlara, ihanetlere, vicdanların körleşmiş olmasına rağmen sen, “giyeceksin en güzel giysilerini, elinde en güzel kır çiçekleri, üzmeyeceksin anneni…” Ve "bunca telefon direğine rağmen, hiç bir ses gelmese de", bilirim, gülümseyeceksin yine de. Çünkü “ İçimde öyle bir sızı var ki, Yalnız sen anlarsın… Çabuk ol… Annemiz bugün bizi bekler, Bayramlarda hüzünlenir melekler…” Kutlu olsun bayramınız yine de. Bütün çiçekler, bütün kelebekler, bütün melekler, bütün anneler ve çocuklar. Yarın bayram, erken kalkın çocuklar!"