GELENEKSEL TABULAR
Düğünlerimiz ve taziyelerimiz, acı ve sevincin paylaşıldığı iki farklı platform…
Ancak bu iki önemli günde de bazı olumsuzluklara tanık olabilmekteyiz. Düğünlerde, sevincimiz acıya dönüşebilmekte; taziyelerde de acımızın paylaşılmasına gölge düşmektedir.
Düğünlerde silah sıkılması, zamansız ve tedbirsiz havai fişek kullanımı, tehlikelerinin yanı sıra gürültü kirliliği açısından da rahatsız edici.
Özellikle herkesin balkonda olduğu yaz mevsiminde, zaten yeterince denetlenmediği için büyük gürültü çıkaran egzoz sesleri yeterince rahatsız ediciyken, buna, zamansız havai fişek ve silah sesleri de eşlik edince rahatsızlık dozu daha da artıyor.
Düğünlerde silah sıkarak gençlere kötü örnek olmaması gereken insanların da, bazen farklı sosyolojik tavırlar gösterdiğine tanık olmak üzücü.
Düğün ve taziye sahiplerinin bazı külfetlerden ve bazı alışılmış geleneklerden kurtarılması gerekir, taziye yemekleri gibi. Bu konularda, toplumsal duyarlılığı geliştirmeli, örnek düğün ve taziyeleri gündeme taşımalı, kamu spotlarıyla yapılan uyarıları arttırmalıdır.
Düğünlerde aşırı lüks ve israfın uygun olmadığı kanaatindeyim. Özellikle doğudaki bazı düğünlerde, ‘kilolarca ağırlıkta altın takıldı’ gibi manşetlerinin medyada geniş yer bulması, doğu insanını, hali vakti yerinde ve hiçbir sorunu yokmuş gibi göstererek yanlış bir algı oluşmasına neden olmaktadır.
Kız tarafının erkek tarafına fazla yüklenmesi sonucu, erkek tarafı zor bu talepleri karşılamada zorlanmakta ve borçlanma yoluna gidebilmektedir. Mutluluklarını borçlu başlatan gençlerimize yazık etmek akıl karı mı?
Bilim, teknoloji ve eğitimin bu kadar geliştiği bir çağda, insanların böylesi gelenekleri sürdürmesi ve anlamsız bazı davranışlara adeta kutsiyet atfetmesi anlaşılır değildir. Artık şatafat ve gösteriş gibi hareketlerin yapılmaması bu tarz davranış ve göreneklerin terk edilmesinin zamanı gelmiş de geçmiştir bile.
Taziyelere gelince; insanın bir yakını daha ölmeden, yakınları onun taziyesi ile ilgili kaygılanmaya başlıyor, sağdan soldan borç veya kredi arayışına gidiyor. Taziyelerde yemek ikramı, kesinlikle kaldırılmalıdır.
Taziye ortamları, gençlerin sorumluluk yönlerini geliştirmekte, onların sosyalleşmelerini sağlamaktadır. Taziye ortamı, küçük ve büyüklerin, birbirlerine saygı ve sevgi duygularını pratiğe geçirdikleri bir zemim.
İlişkilerin sanallaştığı, dijitalleştiği günümüzde, bire bir ve yüz yüze iletişim gibi bir fırsat sunuyor taziye geleneğimiz. Yani tabir caizse, insanın, insan olarak kalmasına büyük katkı sunuyor.
Hele bu ekonomik kriz dönemine girdiğimiz zamanda, taziyede dağıtılan suyun kolisinin 6 liradan 12 liraya, çayın 40 liradan 80 liraya çıktığı koşullarda, taziye gibi güzel bir gelenekten vazgeçmek bile isteyenler varmış. Oysaki taziye, elimizde kalan son güzel geleneklerimizden, vefat edenin yakınlarının ilk şoku kolayca atlatmalarının, birbirlerini görme fırsatı olmayan insanlara tekrar görüşme olanağı sunuyor. Taziyeler, sosyal kaynaşmayı, dayanışmayı canlı tutmaktadır.
Özellikle düğün ve taziyelerde, ama özellikle taziyelerde formaliteleri kaldırıp, esas gayeyi ön plana çıkararak daha bilinçli ve faydalı bir tarz yakalamalı ve taziye geleneğimizi, Allah rızası için sürdürmeliyiz diye düşünüyorum.
Bu konuda, komşumuz Adıyaman’dan örnek bir uygulamayı dikkatlerinize sunmak istiyorum.
“Adıyaman Belediyesi aldığı kararla taziyelerde yemek verilmesini yasakladı. Alınan bu karar olumlu karşılanırken, vatandaşlar Şanlıurfa için de benzer bir uygulama bekliyor…
Zaten acısı olan ve sıkıntılı haldeki taziye sahipleri, taziye evlerinde gelenekleşen yemek ikramı nedeniyle daha da zor durumlarda kalabiliyor. Taziye süresince her öğün verilen yemekler, taziye sahiplerini ciddi bir maddi külfet olurken, bu yemekler 10-20 ve 30 bin lira gibi yüksek rakamlara mal olabiliyor. Her ne kadar aile ve dostlardan yemeğin karşılanması için yardımlar gelse de, ev sahibi bazen borçlanmak hatta bazen kredi çekmek zorunda kalıyor.
Durum böyle olunca taziyeler, taziye sahipleri için daha acılı duruma gelirken, Adıyaman Belediyesi bu konuda önemli karara imza attı. Belediye tarafından alınan karar ile taziye evlerinde yemek verilmesi yasaklandı.
Alınan bu karar özellikle sosyal medyada çok olumlu karşılanırken, vatandaşların üzerindeki maddi yükü alması konusunda da çok önemli bir adım olduğu konuşuluyor. Yine alınan karar ile birlikte sadece taziye sahipleri için bir öğün verilecek ve onu da Adıyaman Belediyesi kendi bütçesinden karşılayacak.
Yaşanan durum örnek olurken, taziye evi sayısının bir hayli fazla olduğu Şanlıurfa'da, büyükşehir veya ilçe belediyelerinin bu tür bir uygulama getirip getirmeyeceği ise belirsizliğini koruyor."/MustafaPAYIK/AJANS URFA”
Ajans Urfa’nın haberleştirerek gündeme taşıdığı bu sürecin, bizde de benzer şekilde sonuçlanmasını umuyorum. Ajans Urfa’yı da, bu sosyal duyarlılığından dolayı tebrik ederim.