DÜNDEN BU GÜNE SEÇİMLER

Türkiyeolarak, onlarca seçim, onlarca darbe ve gizli açık e-Muhtıraya hem ev sahipliğihem de şahitlik yapan belki de tek ülkeyiz… Son yüz yıl Türkiye’sinebaktığımızda, Cumhuriyet’in (1923) ilanından bu güne; ülke her on yılda bir,Askeri darbeyle sarsılmış; ülke insanı yoksullaştırılmış, bir avuç zorbayönetici ülkenin altını üstüne getirmiş ve Ülke yıllarca, çağın gelişim veilerleyiş fırsatlarından geri bırakılmakla, dışa bağımlı hale getirilmekistenmişti… Seçimdenseçime, halkla buluşan o günlerin siyasi kadroları; hayali vaatlerde bulunmaklainsanları kandırmakiçin yaldızlı kelimeler ve yöntemlere başvurmuşlardı! Varolan imkân ve olanakların önüne setler çekerek, olması mümkün olmayan şeylerinsözünü veren, her dönemin seçilen kadroları; Demokrasi, özgürlük, insanhakları, sosyal adalet ve hukuk devlet söylemleriyle; insanları kandırmış veülkeyi kaostan kaosa sürüklemekten hiç çekinmemişlerdi…Koalisyon hükümetlerle, azınlık ve emanetçi yönetimlerle idare edilen halk; birkuru soğana muhtaç hale getirilmiş, hata zamanı gelmiş insanlar süpürgetohumunu yemiş, ama onları idare eden o günün halk kahramanları (!) onlaraacımamış, ve güzelim Anadolu’nun fedakar insanı, medeniyet yoksunu Avrupakeferesine muhtaç hale getirilmişti... Kendiöz vatanında geçinemeyen insanlarımızın birçoğu, başta Almanya olmak üzere;Avrupa’nın birçok ülkesine çalışmaya gitmeye mecbur kalmış ve birçoğu,sadecebayramlarda kendi ülkelerine gelebilmişlerdir. Gurbet ellerinde, dünyaya gelençocukların bir kısmı ancak manevi değerlerini koruyabilmiş, çoğu Avrupa-iolarak yaşamayı yeğlemişlerdir. Açık oylama, gizli tasniflerle başa gelen 1940li 50 yıllardakikadrolar; kurtuluş savaşında büyük fedakârlıklar göstermekle;ülkesine, ezanına, bayrağına, devletine ve manevi değerlerine canı pahasınasahip çıkan Anadolu’nun hürriyetperver insanına, kendi ülkesinde paryamuamelesini reva görmüş ve potansiyel suçlu durumuna düşürmekle, birçoğunu daidam sehpalarında sallandırmışlardır. Şimdi,o günlerin üzerinden yıllar geçti! O günlerin acı hatırlarına şahitlikedenlerin nesli tükendi gibi. Diğerleri, yani bizim kuşak ise o günleri ancaktarih sayfalarından okuyup öğrenmekle bir şeylere ulaşmaya çalışmışızdır. Şimdio karanlık günlerde, ülke insanına dünyayı zindana çevirenlerin bu günküvarisleri; yine seçim meydanlarında,bizi parçalamaya namzet olan güçlerleişbirliği yaparak, yeni yeni kandırma yöntemlerle insanların idaresini ellerinegeçirmeye çalışmaktadırlar. 27Mayıs 1960 Askeri darbeyle, Ülkenin başbakanı olan Adnan Menderesin,bakanlarının ve arkadaşlarının idam edilmesi; ülke tarihine kara bir lekeolarak geçtiğini bilmeyen mi var?! Ondan önce zaten yıllarca halka kankusturulmuş, insanların manevi değerlerine adeta savaş açılmıştı!... Hafıza-ibeşere nisyana müsaittir kaidesi, geçmişini ve tarihini okumayan, bilmeyennesiller ve toplumlar; daima başkaları tarafından kandırılmış ve kafaları hepezilmiştir… Sadeceşunları bilmemiz, değişmeyen zihniyetsahiplerinin karanlık dünyalarını ve ayakoyunlarınıtanımaya yetecek sanırım! 28 Şubat 1997’nin biraz öncesi ve birkaçyıl sonrası; İstanbul Üniversitesi Rektörü olan Kemal Alemdaroğlu, Anayasamahkemesi başkanı Yekta Güngör Özden, YSK başkanı Kemal Gürüz ve dahanicelerinin; keyfi ve hukuksuz uygulamalarla, güzelim ülke gençliğinin eğitimve öğretim haklarını gasp edip dünyalarını zindana ve kâbusa çevirmediler mi? Bizimkisadece hatırlatmadan ibarettir. Hani insanoğlu, unutmaya elverişlidir ya. İşteonun için diyoruz ki; Allah (Haşa) Türkçe bilmez mideyip, tam on sekiz yılEzan-ı şerifin Arapçasını yasaklayıp Türkçe okutanlardan; seyyar mahkemelerle,gazyağı kuyruğuna girer gibi insanları idam için sıraya dizenlerden; Müslümankadınlarının Tesettürüyle uğraşanlardan, ülkede taş üstüne taş koymakiçindeğil, taş üstünde taş gövde üstüne baş bırakmamak içinçalışanlardan; dâhili veharici düşmanlarımızla iş birliği yapıp Ülkemizi yeniden darbelerin o karanlıkyıllarına geri götürmeye çalışanlardan; ne bu ülkeye ne de bu ülkenin insanınahayır ve bereket gelmeyecektir. Gerisiinsanların bileceği iştir. Dünden bu güne, ülke yönetimine talip olansiyasetçilerin; insanlara, bir birlerinden farklı vaatlerinin ve sözlerininolduğunu bilmeyen yoktur… Ancak şunun bilinmesini isteriz ki; biz bu satırları23 Haziran 2018 Cumartesi akşamüstü yazmışız ve seçim sonucunun ne olacağını dabilemez kestiremez durumdayız… Ertesi gün yani, 24 Haziran 2018 Pazar seçimolacak ve yazımız ise 25 Haziran 2018 Pazartesi günü yayınlanacaktır… Bizi herhangi bir yere tarafgirlikle falan, eleştirenler olsa da, biz bildiğimiz,okuduğumuz ve gördüğümüz doğruları; yazmaktan ve söylemekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. Çünkü Peygamber Efendimizin (s.a.v), Hz. Ebu Zerr-i Gifari’ye:“Ya Eba Zerr: acı da olsa hakkı söyle; buyruğu bizim ezeli ve ebedi kılavuzumuzolmaya devam edecektir… Geçmişte cereyan etmiş olan hadiselerden ders almayantoplumların, birbirleriyle uğraşmaktan; düşmanlarıyla uğraşmaya zamanbulamayacaklarını asla unutmayalım… Selam ve dua ile. 25 Haziran 2018.