DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
“Umarız verilen tümçabalar, suyun üzerine yazılan yazılar gibi olmayacaktır.” (N.Y)
<<… Sizin kadınlar üzerinde hakkınızolduğu gibi, onların sizin üzerinizde hakları vardır.>> (Vedahutbesinden) <<Muhammed’in (s.a.v) kadınlara ait hususlarda yaptığı mühimderecedeki değişiklikleri, hiçbir büyük kanun vaazı yapmamıştır. Diyor (SatnleyLone-Poole)
Her yıl8 mart dünya kadınlar günü vesilesiyle, dünya genelinde, konferanslar;konserler, oturumlar paneller ve TV programları tertiplenmektedir, güya dünyakadınlarının onuruna!.. Tabi kadını, kapitalist bir bakış açısıyla değerlendirenmodernkapitalist zihniyet nezdinde; kadının, şeref, onur ve namusunun hiçbirdeğer ifade etmediği bilinmektedir aslında. Karun iştahlıların dünyasında kadın;varoşların süsü, vitrinlerin teşhirat mankeni, erkeklerin şehevi duygularınıtatmin eden bir yaratık; fabrika tezgahlarına mahkum edilen bir robot, veyabazı bedevi zihniyetlilerin gözünde bir köle….!
Kadının364 gününü, kadınlık şerefve izzetini zindan ve kâbus haline getirenlerin; sadeceyılın bir gününü, yani her yıl 8 Mart’ı, kandırmaca bir gün tahsis etmelerininhince ve samimiyetsizce olduğunu bilmekte fayda vardır. Oysa ALLAH’IN! Efendimize(s.a.v) inzal buyurduğu yüce İslam dininin tarifine göre kadın: “İlk ana, ilkeş, iyi gün kötü gün dostu, Ehseni takvim üzere yaratılmış olan insanın dünyayagelmesine vesile olan şerefli varlık; ALLAH’IN, erkeklere emanetettiğinadide emanetidir.Kadın, Namus, iffet ve hayânın sembol ismi diye en doruk makamda yerinialırken, bizimkiler (!) de kalkmış, batının batıl ve atıl kadın tarifleriüzerinden hareketle; kadına değer biçmeye gayret ediyorlar, ne kadar inandırıcıolur bu....?
Neymişefendim, bir tekstil fabrikasında ayaklanan kadınların direnişleri sonucu;birkısım kadınların öldürülmesi sonucunda, her yıl 8 Mart dünya kadınlar günüilan edilmiş vs.. Bu gibi zihniyetle kadına değer biçmeye çalışanlar; kadına enbüyük zararı verenlerdir aslında. Ya umumhanelerde kadını, bir mal gibiistifleyip; namus ve şerefini beş paralık eden, onurunu rencide eden namusdüşmanlarına,reklamların üryan kuklası, kozmetik sektörünün vazgeçilmezi halinegetiren modern YahudiFreud-ların,kadının kadınlık onuru üzerinde yaptıklarıtahribatlara ne demeli?..
Moderndinozorların yapmacık kadın tariflerine kahroluyorum şahsen ben. Bir Müslümanolarak, kadına bakış açımız ve yaklaşımımız; vahiy ve sünnet eksenlidir. İslamadı altında, kadını istismar eden modern İbn-i Übey-lere de prim vermeyecekkadar,olaya karşı aşina, ayık ve uyanığız Elhamdülillah!..
Kapitalistsistemlerin geliştirdikleri projelerinden biri de kadın hakları ve özgürlüklerimasallarıdır. Bu yalanlarına yaldızlı kılıflar giydirmek suretiyle, kadını; hakettiği yerin uzağına ittiler. Şarkı, türkü, sinema salonlarına, tiyatro, bar vepavyon sahnelerine varıncaya kadar; müstehcenliğin kirli kucağına itmekle, hemhürriyetini elinden aldılar, hem de kadınlık hukukuna ipotek koydular kadının!..Müşrik Devletler; sömürülerini sürekli kılabilmek için “Çağdaş Kadın” masallarıylabunu daima zinde tutmak için, korkunç bir propagandayla yaymaya muvaffakoldukları da bir gerçek. Kadının hak ve hukukunu suiistimal eden modern çağınkapitalistleri; “başta moda olmak üzere, kozmetik sanayii ve diğer israfyollarını sevimli gösterebilmek için çırpınır. Dururlar (M. Aktaş/Çağımızdakadın sh: 219) Yetmedi eğitim kurumlarında “Freudizm” alıp yürümüş; bu sapıkfelsefeye göre: “bir çocuk daha doğar doğmaz annesinin memesini şehvetle emermiş!...
Buderece iğrenç bir teoriyi ortaya atan bu Yahudi filozof ’un, eğitimkurumlarında “Büyük” insan diye tanıtılması; batının ve onun güdümünde olandevletlerin, kadının şahsiyetini ne denli rencide ettiklerinin en barizgöstergesi değil midir?.. Şimdi sormak lazım: “8 Mart dünya kadınlarına nekazandırdı, neyi kaybettirdi diye muhasebe yapmanın zamanı gelmedi mi acaba?..
Oysaİslam nizamında kadının yeri ve değeri tartışmasız bir biçimde korunmuş, ihlaledilmesi halinde ise gerekeli önlemler alınmıştır. Ama son bir asırdır, İslam’iyaşam biçiminin dışında tutulan kadın, beşeri düzenlerin kirli oyunlarınagelmiş ve hukuksuzluğun kirli pençelerine teslim edilmiştir. Kadına seçme veseçilme hakkı vermekle, çalışıp hayatını kendin kazan sloganıyla, masa başında sadecememure etmekle; artı toplumun en savunmasız ve en mağduru haline, ve aile yuvasınınyabancısı haline getirmekten başka kadına neyi verdiler ki?..
“Daha Cumhuriyet’in ilk aylarında,Atatürk’ün Konya’daki konuşmasında kadınla ilgili düşüncelerini beyan etmesi;bugün kadın haklarından dem vuran hak ihlalcileri için büyük bir uyarıniteliğindedir: “Daha selametle, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır.Büyük Türk kadınını mesaimizde müşterek kılma, hayatımızı onunla birlikteyürütmek, Türk kadınını ilmi, ahlaki, iktisadi hayatta erkek şeriki, muavin vemüzahiri yapmak yoludur. Eğer kadınlarımız şer’in tavsiye dinin emrettiği birkıyafetle, (Tesettürü kast etmiş olması gerek) faziletin icap ettiği tavruhareketle içimizde bulunur, Milet’in ilim, sanat, içtimaiyat hareketlerineiştirak ederse bu hali, emin olunuz Milet’in en mutaassıbı dahi takdirden men-inefs edemez. Bilakis o halin aleyhinde söylenecek sözlere karşı, belki onumüteşebbislerinden daha fazla müdafii olur.” Bu da Kemalizm’in arkasına gizlenipyoldan çıkmış olanlara gitsin (M.H.P ve Kadın isimli kitapçıktan: sah:35)
Evet,bugünün sözde feministlerinin kadın haklarını savunurken;onlara, 8 Martıdünyakadınlar gün olarak, armağan (!) edilen yapmacık günün aksine birde, yukarıda vermişolduğumuz; Atatürk’ün Konya konuşmasıkarşısında durup, bir kere aynaya bakmaları yeterlidir sanırım. Nihayetitibariyle, eğer dünya kadınları, kapitalistlerin kirli Mengenlerindenkurtulup, gerçek Hürriyetlerini elde etmek istiyorlarsa; tek kurtuluş yolu olan:“İslam’i bir kimlik ve İslam’i bir yaşam biçimine bürünmeleri, ve zaman kaybetmedenbuna karar verip başlamaları lazımdır!.. Bu vesileyle, bir milat olarak 8Mart’ın, dünya kadınlarının evrensel İslam şemsiyesi altında buluşmalarını veçağlar üstü İslam nizamının içtimai hayatta hakim olması temennisiyle!...