SAF İYİ / POTANSIYEL İYİ
Modern Felsefe ile ilgilenenler iyi kavramını iki açıdan elealırlar.
Birinci grup iyiyi, sonuçlarına göre değerlendirmeyi esasalırken; diğer grup, iyiyi niyetlere göre değerlendirmeyi esas alır.
Tabi bu iki yaklaşım da kendi içerisinde yetersizlikleresahip.
İslam'ın iyiyi formüle etme biçimi daha sağlıklıdır.
"Tek başına iyi "/ saf iyi insanın doğuştan sahipolduğu iyi duyguları ifade eder. Bu iyi duygular ve bunların tezahürü olaneylemler tek başına iyidir.
Buradaki tek başına iyi, müdahale edilmemiş bir kavramıifade etmektedir yani işlenmemiş iyiyi ifade etmektedir. Ancak buradaki kaynakda yine ilahidir, herhangi bir naklin / Vahyin ulaşmaması durumunda bu tekbaşına iyi dediğimiz kavram adeta din mesabesindedir.
Yani insana, kendi içindeki potansiyel iyi duyguları tercihettiği zaman bu, iyi insan olmak ve iyiyi bulmak olarak ifade edilebilir.Tabiiki bu tek başına iyi kavramına dayanan eylemler bir noktaya kadardeğerlidir ancak iyinin, onaylatılması gereken merci bakımından ölçüsüilahidir.
Biz, akıl ve vicdanınızla yapacağımız değerlendirmelerleelbette ki bazı iyi eylemler gerçekleştirebiliriz. Bu eylemlerden bazı iyisonuçlar da sağlayabiliriz. Ancak yine de bu, bir anlamda köksüz, dalsızbudaksız bir formun ötesine geçmez.
İyide esas olan, meşruiyetin tam anlamıyla gerçekleşmişolmasıdır.
Eğer nakil ulaşmamışsa, vahiy ulaşmamışsa, bu "potansiyel iyi " çok değerlidir ancak nakil ulaştıktan sonra tek otoriteolan Allah'a onaylatılır.
Bir eylemin bizim açımızdan iyi olma vasfını kazanmasıdemek; iyinin, meşruiyet bakımından kendi mecrasına girmesi, kendi mecrasındaolabilmesi demektir. Bunun da birinci şartı onun Allah rızasına uygunluğudur.
Niyet de bu birinci değerlendirmenin kapsamına girmekte amabiz yazıya başlarken iki yaklaşımdan bahsettiğimiz için ve bu iki yaklaşımniyet ve sonucu birbirinden ayıran yaklaşımlar olduğu için ayrı ayrı üzerindedurmak zorunda kaldık.
Toparlayacak olursak, İslam'ın İyiyi formüle etmesinde onameşruiyet kazandırmasındaki yaklaşımı ve temel ilkesi onun Allah rızasınauygunluğu şartıdır.
Ahlak ve iyi kavramları bir bakıma birbirinden ayrılamaz.Dolayısıyla iyi olanı yapma ve iyiyi arayış ahlak olarak tanımlanabilir yaniAlak iyi davranıştır. Bu açıdan iyiyi bulduğumuz zaman iyi ahlaken da bulmuşoluruz.
Öyle ise bu konuda aklın ve naklinin fonksiyonları nereyekadar olacaktır ve iyiyi formüle ederken aklı ve naklı hangi hiyerarşidekullanacağız?
Aişe annemizin peygamberimiz için:"Onun ahlakıKur'an'dan ibaretti" sözü naklin bizim için önemini ifade eder vePeygamberimizin de ameller niyetlere göredir sõzü de niyetlerin önemini ifadeetmek bakımından oldukça özetleyici ve açıklayıcı birer ilkedir.
Bu iki unsur açısından olayı toparlayacak olursak iyieylemin vazgeçilmez şartı iyi niyettir. Dolayısıyla iyi niyetle yapılan veAllah'tan onay alan bütün eylemler İyi olma vasfını kazanmış olurlar.
Eylemi sonucuna göre değerlendirmek sağlıklı değil. Eylemde,sonucun iyi olması verimli olması hedeflenebilir ancak sonucun kötü olması bueylemin iyi veya kötü olduğunun ölçütü olamaz.
Rabb'im bizleri, her savrulduğumuzda, tekrar doğruistikamete yönelenlerden ve yolunda ayakları sabitlerden kılsın.
Selam ve dua ile.