HZ. MEVLANA VE MESNEVİSİ
Hz. Mevlâna diyar diyar gezmiş, büyük bir mütefekkir, bir sofi, kısacası Allah dostu bir evliyadır.
Hem ilim sahibi hem de hal sahibidir.
Bu halini nereden biliyoruz?
Tabi ki MESNEVİ den.
Kendisi sadece orta Asya ile sınırlı kalmamış.
Bilindiği gibi, orta Asya da doğmuş ve ömrünün gençlik yıllarına kadar burada geçirmiş bir ilim erbabıdır.
Medrese hayatı yaşamış: ancak sadece medrese ile sınırlı kalmamış, halkın içine girmiş ve hayatını böyle sürdürmeyi uygun görmüştür.
Nasıl anlıyoruz bu durumu?
MESNEVİ den.
MESNEVİ, hikâye tarzı bir yol takip ederek, halkın dili ile konu anlatılır, sonuç kısmında ise varsa ya bir ayet ya da bir hadis ile konu bitirilir.
Yani, MESNEVİ de tüm verilmek istenen mesaj hikâye tarzı ile verilmeye çalışılır.
Ancak, sonuç ayet ve hadislerle bitirilir.
MESNEVİ, herkesin okuyabileceği bir kitaptır.
Ne yazık ki, tercümesi çok sıkıntılı.
MESNEVİ, hikâye yolunu seçerek hakikati anlatmaya çalışmasının bir nedeni, herkes anlasın diye bu yol seçilmiş olunabilir.
MESNEVİ, sadece bir hikâye kitabı değildir.
Hiç şüphesiz bir hakikat kitabıdır.
Hz. Mevlana’nın, diyar diyar gezerek, görmüş olduğu her konuyu ele almaya çalışmıştır.
Bu bilgi zenginliği de birçok kültür ile karşılaşmış olmasıdır.
Fars, Türk, Arap ve Kürt kültürü ile beslenmiş ve bu özler den eser ortaya çıkmıştır.
Orta Asya, İran, Bağdat ve Anadolu onun beslenme sahası olmuştur.
İnşallah bir sonraki yazımızda, örnekler vererek Mesnevi’yi anlatmaya devam edeceğiz.
Bu kıymetli eseri tanıtmaya devam edeceğiz.
Kalın selametle.
Allah’a emanet olunuz...