MEVLA GÖRELİM NEYLER NEYLERSE GÜZEL EYLER
Hak şerleri hayr eyler, zannetme ki gayr eyler. Arif onu seyreyler, Mevla görelim neyler; neylerse güzel eyler.” (İbrahim Hakkı Erzurum-i)
Zaman son hız ilerlemekte, çocuk olanlar büyümekte, gençler yaşlanmakta; süresini dolduranlar göçüp gitmekte, ve insan dünyadaki imtihan serüveniyle yaşıt tek varlık… Yol ince ve uzun, yük ağır, omuzlar cılız, insanda ise bitmekbilmiyor dünya ve içindekilerine karşı hız… Şer gördüğümüzün çoğunda hayrın, hayır olarak gördüğümüzün çoğunda ise şerrin var olduğunu bildirir Furkan-ı Mübin! Hayırlar temenni etmeli, şer istememeli insan!
İnsanın Arif ve zarif olması, makamların ötesindeki sır perdelerine vakıf olmasında saklıdır. Gözünde madde perdesi inmeyenin, mana âlemindeki sırları temaşa etmek istemesi muhal? Yol onun, varlık onun, Mülk ve tasarruf etme hakkı onun; keyfiyeti umma olan insan ise şu misafirhane-i fenada geçici bir yolcu, ama memur… Onun haddini aşıp, Mülk sahibinin mülkünde hovardaca tasarruf etme hakkı yoktur, olamaz da? Kimin dünya hayatındaki çabasının çoğu, ilim ve irfan yolunda olursa; ilim ve irfan onu her türlü maddi ve manevi tehlikelere karşı korur. Kimin de çaba ve gayreti yalnızca dünya ve içindekiler için olursa; dünya ve içindekiler de onu harcayıp bitirir.
Akıllı insan, dünyayı ahiretine tercih etmeden, dünyasını da mamur ve insanın inşasına müsait bir yer olması için çalışan kimsedir… İnsanı, erdemli kılan; İman, amel, ilim ve irfandır… Arif olana tarif gerekmez, âlim olana ilim öğretilmez; o vakit her âlim hikmet ve irfan sahibi olsaydı, bu gün piyasada bu kadar cühela ve ukala kalır mıydı? Yaşadığımız çağ, yaşadığımız devir, zaman ve mekânlar; insanın ayaklarını kaydıran kaygan şeylerle döşenmiş tehlikeleri sinsi bir çağ, bunun şuurunda olmamız gerek. Öyle bir döşenmiştir ki, her tarafından saldırı ve taarruzlar musallat olmakta insana. Şerrin, kötülüğün, isyanın, şehvet ve şekavettin çoğaldığı içtimai alanlarda; hak yolunun salikleri ve önüne bakanlar için, yaşam ve kuşamın ne kadar da zorlaştığı bir bilinseydi?!
Şu fani âlemde, İnsanın insanı Allah’a çağırmasından daha Ulvi ve güzel bir görevi mi var? Hayır! İman ve amel, azim ve gayret, sabır ve sadakat, takva ve istikamet; kimin öncelikleri olursa, Mevla onu hiç yalnız bırakır mı? Kaht-ı Rical’ın bol olduğu şu çetrefilli asırda, ilim ve irfan sahibi olan zatlara; her zamankinden daha çok ihtiyacımızın olduğu tek gerçek. Önünü dahi görmekten aciz olanların, insanlara rehber kesildikleri toplumlarda; tefrika, asabiyet, bölücülük ve isyanlar başını alıp yürür/yürümekte.
Hayatın her alanını kolaylaştıran, iletişim ve ulaşım araçlarının dünyayı bir ucundan öbür ucuna bağlamakla yakınlaştırdıkları şu asrımızda; fertlerin, ailelerin, toplum ve devletlerin neden bu kadar huzursuz, mutsuz ve gergin olduklarını bilen/düşünen/üzülen ne kadar insan var acaba? İnsanın öz değerlerinden kaçışıyla birlikte başlayan yozlaşma tam bir asırdır; kapanmayan derin bir yara! Yar ve yarası olmayanlar içinse hayat; sadece bir dubara!
İnsanın insandan, en yakınından, hısım ve akrabasından; toplumdan, hatta yetki ve etki sahiplerinden kaçış yollarını arayıp, nasıl ve ne şekilde bir huzur ortamı bulacakları konusunda şaşkın olanların vebali kime/kimlere aittir düşünen var mı? Bu gün ilim garip, arif garip, hikmet sahipleri garip ve kayıp, erdemlik mahpus, dürüstlük mahkûm, ahlak-ı hesene, doğruluk ve diğerkâmlık karaborsa!
Hak şerleri hayr eyler, zannetme ki şer eyler. Arif anı seyr eyle, Mevla görelim neyler. Neylerse güzel eyler! Evet, dostlar; kirlenmişliğin, şirretliğin, müstehcenliğin, yobazlık ve aymazlığın el üstünde tutuldukları şu çağda; “bizim gibi gariplerin sığınacakları tek yer, Allah ve Resulü’nün yolu ve himayesidir.” Gördüklerimizi göremez olduk, bildiklerimizi bilemez olduk, tanıdıklarımızı tanıyamaz olduk; çare bulanlar, çaresizleri ezmekte, yol bulanlar yolsuz olmakta,metelik bulanlar yoldan çıkmakta, geçici lezzetler insanları uçurumlara itmekte,şehvetten şekavette, nisyandan isyana, isyandan tuğyana, tuğyandan şirke kadar gidenler durmadan çoğalmakta; peki, insan kimden kaçmakta,insanlık nereye gitmekte? Allah akıbetimizi hayr eylesin! Kalın hayır ve selamette!