TATLI DİL VE KUSURLARI BAĞIŞLAMAK

Tatlıbir dil, birçok yerde, neticeye kavuşması umulmayan meselelerin çözümündeetkili olduğu,görülmüş, duyulmuş ve şahit olunmuş bir gerçektir. Onun için,tatlı bir dil yılanı deliğinden çıkarır denilmiştir. Tatlı dil ve samimi birtebessümün sadaka kabul edildiği yüce bir dinin mensupları olarak; tolumdakisosyal dokunun yara almaması için, söz ve davranışlarımıza dikkat etmekzorundayız. Çünkü kaba ve katı bir dil üslubu, insanların arasını açar,muhabbet ve sevgi bağı yerine husumet tohumlarının yeşermesini sağlamaktadır. Kerimkitabımız buna şöyle ışık tutmakta ve bizi uyarmaktadır: “Bir tatlı dil vekusurları bağışlamak, arkasından eza ve gönül bulantısı gelecek bir sadakadandaha hayırlıdır. ALLAH, hiçbir şeye muhtaç değildir, halimdir, yumuşakdavranır. (Bakara/263) Evet, Azamet ve kerem sahibi olan yüce ALLAH, bizkullarını tatlı dilli olmaya ve kusurları bağışlamaya davet etmektedir. Çünküyüce ALLAH, işlediğimiz bunca günaha, yaptığımız bunca isyan ve hezeyana rağmen;rızkımızı ve suyumuzu kesmiyor. Hemen bizi öldürmüyor. Tövbe kapısınıkapatmıyor ve bizi tövbeye davet edip; bağışlanmak dileğindebulunmamızıistiyor. Halbu iken, biz günahkâr ve muhtaç olan kulların; birbirlerine karşı daimamerhametli ve tevazu sahibi olmamız gerekmez mi? Kişi başkalarının kusurlarıylauğraştığı kadar, kendi kusurlarını görüp kendine çekidüzen vermeye çalışsa;sonuç daha hayırlı olmaz mı? Elbette olur. Şunu da unutmamak lazımdır ki, bazıkusur ve kabahatler; asla affedilmezler. Mesela bir insan, ömrü boyunca küfrü,şirki ve batılı savunur ve ona sahiplense; İslam’ın evrensel hükümlerine karşıcephe alsa, harbiliğinden ödün vermeden, tövbeye hiç yanaşmazsa, işte bugibilerin; hem ALLAH indinde afları yoktur, hem de Müslümanım diyenlerinyanında olmamalıdır!.Çünkü, bir Müslümanın en öncelikli olan değeri; hiçşüphesiz onun inancı ve sahip olduğu mukaddesatlarıdır. FakatMüslümanların, bu gibi şeylerin dışında; herkese karşı merhametli, tatlı dilli,yumuşak huylu ve mütevazı olmaları lazımdır… Mesela birçok yerde, dilenen insanların varlığına şahit olmaktayız.Dilenen insanlara hakaret türünden sözler sarf eden insanların sayısı da azdeğildir yani. Bre adam, vermiyorsan ve vermekte içinden gelmiyorsa; ne diyeonu azarlıyorsun… Hâlbuki İslam’a göre: “Dilencinin azarlanması yasaklanmış veonlara sadaka verilmemesi halinde dahi; onları küçük düşürücü davranışlardankaçınmayı öğütlemiştir.” Kerimkitabımız ve hayat rehberimiz Kur’an: “Verdiğiniz sadakaları başa kakmayın diyebizi uyarmaktadır.” Her halükarda Müslüman olanın, itidali ve erdemliği eldenbırakmadan, dini hassasiyetlerini, din disiplinini koruması lazımdır. “Eyiman edenler! Sadakalarınızı, başa kakmak, gönül kırmakla boşagidermeyin….İlh.” (Bakara/264) Bu ayeti kerimede, başa kakmaklasadakalarınızı boşa gidermeyin buyurmakla; yani, eğer siz sadakalarınızı başakakmak ve verdiğinizin insanları küçük düşürmek, onları hor görmek, onları hergördüğünüzde onlardan itaat beklemek niyetiyle veriyorsanız, biliniz kiverdikleriniz kabul görmemiş ve boşa gitmiştir, demektir!... Tabiİslam’ın egemen olmadığı toplumlarda, sadaka ve benzeri infakların böylegösterişli ortamlarda verildiğini duymakta ve bazen de şahit olmaktayız. Kabasaba tavırlar takınmak, yaralayıcı bir dil kullanarak verilen hiçbir şeyinkıymeti yoktur. Tatlı dil ve kusurları bağışlamakla açtık konuyu, fakat sadakakonusu da araya girince, konu biraz dağıldı belki. Ama derinlemesine olayabaktığımızda, aslında verilen sadakların da tatlı dille çok ilişkilive iç içe olduğunugöreceğiz. Tatlıdil birçok şeyin ilacı olduğu gibi, adabı muaşeretten fertler arası ilişkileridüzene sokmasına varıncaya kadar; birçok müşkülatın çözümünde, kurşunsuz birsilah ve keskin olmayan bir kılıç gibidir. Beşer olmamız hasebiyle bizde birçokkereler, kırıcı olabilir ve insanların günahına girebiliriz. Fakat önemli olan,hatamızı anladıktan hemen sonra, hukukuna girdiğimiz insandan özür dileyip;hakkını helal etmesi için ondan helallik isteme erdemliğini göstermeliyiz. İşteböylece, tatlı bir ve bağışlanması gereken kusurları af etmek; toplumunkenetlenmesine katkı sağlayacak ve adeta harcın içindeki çimento görevinigörecektir. İyi huy ve tatlı dilli olanların hiçbir şey kaybettiklerigörülmemiştir. Hz. İmam Ali (r.a)’nin: “Öyle olunuz ki,öldüğünüzde düşmanlarınız bile sizin ölümünüze ağlasın.” Sözü bize, iyi adamolmanın ne kadar önemli olduğunu öğretmektedir… Selam ve dua ile.