'HAKİKİ DİNDARLAR DİNİ BİLMEYENLERDİR'

Sosyolog MücahitBilici’nin ‘İslam’ın Güncellenmesi’ ile ilgili Ruşen Çakır’a verdiği mülakatıdinledim. Bilhassa yeni dinleyenler için bir kısmı oldukça ‘heretik’ (sapkın)sayılabilecek çok ilginç ve tartışmalı tespitler.Güçlü ve vurucuaforizmalar.Kendime göre bazı kısa notlar aldım. Onun kelimelerinden ziyade okelimelerden anladıklarımı kendi kelimelerimle, kendime göre yazmaya çalıştım.Elimden geldiğince kendi yorumlarımı katmadan ama. Daha önceleri Mücahit ilgilibirçok yazımda eleştirilerimi/yorumlarımı bolca yaptım. Bu sefer sizebırakıyorum. Burada yazılanların yarısından fazlasına kesinlikle katılmadığımıpeşinen söyleyeyim. Buyurun! Hakiki dindarlar dini genellikletam olarak bilmeyenlerdir. Bilmek çelişkileri, muammaları ve derinlikleri farketmektir çünkü. Onun için dini çok iyi bilenler/tanıyanlar çok daha az dindarolur. İlahiyatçılar buna güzel bir örnektir. Bildikçe amelden ve saf imandanuzaklaşır insan.Çok amel ve samimiyet az bilmenin/bilginin sonucu. Çok bilendeğil, çok inanan dindar olur. Yoğun dindarlık çok düşünmenin değil çokinanmanın bir neticesi. En tahkiki iman, en taklidi olandır. Deizm İslam’ın kabukbağlamamış halidir. Fıtri İslam’dır. Fıtratın İslamı’dır.İslam’ın üzerindeki zamanla birikmiş olan tarihsel/kurumsal kabuğukaldırdığımızda geriye en saf haliyle Deizm kalır. Fıtratın -en doğal ve enmasum haliyle-hakikati arayışıdır Deizm. Hakikat inhisar altına alınmaz.Kimsenin tekelinde değildir. Hatta hiçbir dinin bile. İslam hakikatten büyükbir parçadır fakat hakikatin bütünü değil. Hakikati bir bütün olarak anlamak vekucaklamak yeryüzünde yaşayan akl-ı selim, zevk-i selim bütün insanlığınkollektif hakkıdır. Sünni dünyada devletİslam’ın kilisesidir. İslam’ın üstünde devlet vardır. Devlet milletin ikincidinidir. Devlet dinden talimat almaz ve dine tabi değildir ama din devletetabidir ve devletten talimat alır. Yerine göre devlet dini düzenler. Kitlelerintemsil ettiği İslam Ortodoks İslam’dır. Yani devletin kontrolündeki/gözetimindekiİslam. Batıda kilise devlettir, biz de ise devlet bizatihi kilisedir.Tarihselcilik, yani güncelleme zorunlu ve kaçınılmazdır bu yüzden. Tarihi olanile ilahi olanı birbirinden ayırmamız lazım. Âlimlerin yaptıklarıiçtihatların hiçbiri bizzat din değildir, zan içerikli yorumlardır hepsi. Günümüz politik hesaplarından bağımsız olarak‘İslam’ın Güncellenmesi’ isim konulmadan her devirde yapılan bir şey.Tarihtegüncellenmeden/yorumlanmadan/yenilenmeden saf haliyle kalan bir din yok.Mealcilik/Kurancılık bir çıkış yolu arıyor ama sahici bir temelden yoksun.İndirilmiş/uydurulmuş din söylemi ise saçma çünkü tarihsel yorumlar açısındanuydurulmamış din yok. İslam gerçek anlamdabireyi esas alır, bireyseldir ve özgürlükçüdür. Fıtrat dinidir çünkü. İnsandafıtri olan bireysellik ve özgürlüktür. Hiçbir kurumsal yapının bu fıtriliğinönüne geçmeye gücü yetmez. Geçse bile -her devirde olduğu gibi- fıtrat, fıtriolmayan şeyi dışlar ve reddeder. Kurumsal yapılara gönülden bağlı olan insanlarsahici düşünemezler, inanırlar ve tabi olurlar yalnızca. Sadece dinler değil,bütün ideolojiler için de durum böyledir…