FİTNE KATİLDEN DAHA BÜYÜKTÜR

“Hem onlara: “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiğinde:“Biz ancak ıslah edicileriz” derler. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, fakat farkına varmazlar. (Bakara/ 11,12) Evet, bu ayetler, içleri ile dışları bir olmayan; ikiyüzlü ve fitneci takımının halet-i ruhlarını bize tanıtmaktadır. Onlar ki, insanların kanının akıtılmasından ve gözyaşlarının akmasından büyük ölçüde zevk ve haz duyarlar. İşte onlar Yeryüzüne fitneyi yaymakla; aslında bütün bir beşeriyetin kanına girmiş gibi vebal ve azap yüklenmektedirler ki, şuursuz olduklarından dolayı bunu bilmezler. Çünkü hesap günü şuurları yoktur, çünkü ahiret diye bir dertleri yoktur, çünkü onlar inanmadıkları halde kendilerini inanmış gibi göstermektedirler ve zındık gibi acımasızdırlar… Evet, tam bir asırdan beridir, İslam toprakları; fitneci Avrupalılar ve şeytan ABD’nin, satın aldıkları kuklalarının kiralık elleriyle, kardeşi kardeşe kırdırdılar. Fitne tohumlarının ekilmesinde büyük rol oynadılar, sağcılıkmış solculukmuş şu ithal ve küfür kokan ideolojilerin hepsinin; ana vatanı da baba vatanı da, Moskova ve Washington olduğunu, çoğu kimse üzerinde hiç düşünmedi, içeriğini irdelemedi, keyfiyeti üzerinde kafa yormadı, böyle olunca da, her gün Memleketin her yerinde Şeytan Avrupalıların ithal ideolojileri uğrunda insanlar birbirlerinin kanını akıtmaya başladılar. Bu fitneci takımı, kimi zaman ırkçılık sloganıyla, kimi zaman din motifli söylemlerle; kimi zaman da, mazlumun hakkını istismar edip insanların duygularını sömürerek çıktılar toplumun karşısına. Hepsinin de toptan tekbir gaye ve maksatları vardı: “Fitne ateşini körüklemek, toplumda kargaşa ve gerginliği daima tırmandırmaktı!... Yapıtlar mı? Yaptılar. Hem de alasını yaptılar. 1960 darbesinden ta bu güne gelinceye dek, bu topraklar ne olaylara şahitlik etti, onu tam olarak yalnız ALLAH bilir! Yargısız infazlar, hukuksuz yargılamalar, idamlar, ömür boyu cezalar; sebepsiz yere yıllarca hapiste yatan garibanlar… Hepsinin tek bir gayesi vardı: “İnsanları köleleştirmek ve hizaya getirmekti… Bunu bu ülkede Sağır ismet de yaptı, Cemal Gürsel ve ekibi de yaptı; Kenan Evren ile müzür takımı da yaptı. İnsanlara hiç ama hiç acımadılar, vatansever görünüp vatan topraklarını düşmanlarımıza peşkeş çektiler, yer altı ve yer üstü kaynaklarımızı dışarıyla akıttılar; ülke insanını yoksullaştırdılar, gaz yağı mutfak tüpü ve aş kıtlığını bilinçli bir şekilde çoğaltarak insanları susturmaya çalıştılar. Bunlar fitnenin katilden daha büyük bir vebal olduğunu bir kenara atarak, sırf dünyadaki makamlarını sağlama almak düşüncesiyle; helal haram demeden hareket ettiler. Yerine göre Müslüman, yerine göre de inkârcı göründüler. Zaten inanmamışlardı fakat, bunu sırf insanları kandırsınlar diye yaptılar. Gün geldi Kur’an ayetlerini inkâr edip Avrupa’nın ilkel hukukunu insanlara dayattılar, gün geldi çark ettiler. Ama hiçbir zaman samimi ve dürüst olamadılar. Ne ekmeğini yiyip suyunu içtiği ülkelerine, ne de vergileriyle hayat sürdükleri insanların hukukuna saygılı davrandılar. Beyinlerini kiraya verdiler, kasa ve keselerinden başka hiçbir şeyi düşünmediler. Geldiğimiz noktaya baktığımızda; aynı zihniyetin son hız devam ettiğini görmekteyiz. Adeta bunlar bu fitne nöbetini birbirlerine devire de ede bu günlere getirmişlerdir. El-an da şahidi olduğumuz vahim tablo da,kirli emeller peşinden koşan kiralık fitnecilerin elleriyle vuku bulmuştur.Yüzlerce insanımızı katlettiler,binlercesini sakat ve yaralı bıraktılar.Toplumun huzurunu bozdular, acımasızca önüne gelen her yere bomba ve mermi yağdırdılar!.. Peki, niçin yapıyorlardı tüm bunları? Göbekleriyle bağlı bulundukları Sam ve Coni amcalarını memnum etmek ve doymak bilmeyen nefislerini tatmin etmek için yaptılar tüm bu şirretlikleri… Gerçek budur ve hiç kimse sebebi başka yerde aramasın, çünkü “kahpe içerden olunca kapı kilit tutmazmış” gerçeğini iyice düşünmedik. Bakınız Resulullah (s.a.v) ta on dört asır öncesinden sanki bu günümüzü işaret ederek nasıl buyurmuş: “İbn-i Ümmi Mektum anlattı: “Güneş yükseldikten sonra Resulullah (s.a.v) dışarı çıktı. İnsanlar Resulullah ’ın(s.a.v) odalarının yanındaydı. Onlara şöyle dedi: “Ey insanlar! Cehennem ateşi kızdırıldı, karanlık geceler gibi fitneler geldi. Eğer benim bildiklerimi bilseydiniz; çok ağlar az gülerdiniz.”(İbn-i Hacer/Metali bu-l aliye. 4407 nolu hadis) Peki, fitnelerin kol gezdiği o günler bu günler değil midir acaba? ALLAH sonumuzu hayır eylesin. “Bu ayeti kerimenin üzerinde iyice düşünmemiz lazım. “Diğer bir takım kimseleri de bulacaksınız ki; hem sizden emin olmak, hem de kavimlerinden emin olmak isterler. Fitne için her davet oluşlarında onun içine baş aşağı dalarlar. Eğer bunlar sizden uzak durmaz, size sulh teklif etmez ve ellerini savaştan çekmezlerse, kendilerini bulduğunuz yerde yakalayın ve öldürün. İşte bunlar aleyhinde size açık bir delil ve yetki verdik.” (Nisa/91)Tefsir usulü açısından, olaylara; hükmün hususi olması, umumi olmasına mani değildir, kaidesi üzerinden bakmak gerekir… Bu ayetin tefsirini en güzel bir şekilde Şehid Seyyid Kutub yapmaktadır ki, konunun ciddiyeti bakımından oraya bakılabilir!... Unutmamak gerekir ki; Fitne her kimden gelirse gelsin, katilden daha şiddetli, daha şerli ve daha büyük bir cinayettir. Selam ve dua ile.