BÜYÜKŞEHİRDEN UMUTLUYUM!
Şanlıurfa’da yerel seçimlerin üzerinden 4 ay geçti. Kent merkezindeki 2 merkez ilçe ve büyükşehir belediye başkanı işlerinde yeniler. İlk defa belediye başkanlığı yapıyorlar. Herkes nasıl bir yerel yönetim sürecinin işleyeceğini merakla bekliyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül partisinin il başkanlığından, Haliliye Belediye Başkanı Mehmet Canpolat ise ilçe başkanlığından geldiği için sorunlara hakimler. Daha seçilmeden önce seçim vaatlerinde bile nokta atışı yapmışlardı. Ancak kimsenin beklemeye takati yok ve 4 aydır bir şey yapmadıkları konusunda eleştiriler yükselmeye başladı. Ziyaretler, tebrikler, istişareler, toplantılar, taziyeler, nikah şahitlikleri bitsin gözle görülür işler yapılsın deniliyor.
Eleştirilerde haklılık payı var çünkü çok oyalandık, çok zaman kaybettik şehir olarak. Haksız payı da var kimsenin elinde gelir gelmez on yıllardır süre gelen kangrenleşmiş sorunları çözüme kavuşturacak sihirli değnek yok. Kamuoyunda Beyazgül’ün “saf ve dürüst”, Canpolat’ın “çalışkan ve disiplinli”, Eyyübiye Belediye Başkanı Mehmet Kuş’un “samimi bir insan” şeklinde karşılığı var. Bu profillerin bir kredisi var. 4 ayda ve belki 1 yılda bu kredi bitmez ama biterse yeri dolmaz ve herkes zarar görür.
En fazla umudumun olmadığı büyükşehir belediyesiydi. İlk defa 2 gün önce Zeynel Abidin Beyazgül’ü bu kadar uzun dinleme fırsatı buldum. Toplantıdan önceki ve sonraki ruh halim birbirinden çok farklıydı. Anlattıkları hem mantıklı hem de harika işlerdi.
Derelerden su bırakmanın üzerinde çok ciddi duruyor. O anlatırken, sineklerin uçuştuğu, pis kokuların yayıldığı dereler; kayıkların kendini akıntıya bıraktığı masmavi sular bir rüya gibi gözümün önünden geçti.
Köprübaşı’ndaki eski Şanmed binasını yıkıp yeşil alan yapmak istiyor. Kızılay’ın mülk sahibi ile görüşme halindeymiş. Karşı taraf da kent adına duyarlılık gösterirse, o bölgenin tamamını ve pasaj esnafını eski Hal Pazarı’nın yerinde yapılan TOKİ işyerlerine ikna ederse, pasajların bulunduğu bölgeyi de yeşil alan yaparak sıkışıp kalmış ucube bir görünümden yeşilin bol olduğu bir görünüme dönüştürmek istiyor kentin kalbini. Yine Haşimiye Meydanı’na hançer gibi saplanıp kalan Halep Özdiker Çarşısı ile ilgili de çalışma yapıyor ve meydanın adına yakışır bir görünüm hedefliyor. Şanlıurfaspor ve trafiğe kapatılması gereken yol varsa ve benzeri konularda kamuoyu nabzını yokluyor. Ona göre adım atacak.
Beni en çok umutlandıran ise, merkezi bütçeden Şanlıurfa’ya aktarılan pay konusunda oldu. Şanlıurfa’da yaşayan yaklaşık 600 bin Suriyeli var. Bu insanların neredeyse yerleşik hayata geçtiğini ve bu nedenle Şanlıurfa’ya merkezi bütçeden ayrılan aylık 80 milyon liranın, yüzde 20 artırılarak 100 milyon olması gerektiğini söylüyor. Suriyeliler geldiğinden beri bunu yazıp, çiziyoruz. Çünkü her türlü alt yapı ve devletin tüm imkanlarından bu insanlar da yararlanıyor ve bu mülteciler için ekstradan bir bütçe aktarılmıyor. Ayrıca Şanlıurfa’nın kırsal bölgesinin çoğu ile göre daha fazla olduğunu ve bunların hizmete muhtaç olduğunu ancak kırsal bölgesi olmayan illerle aynı bütçenin ayrılmasının doğru olmadığını ve Urfa’ya haksızlık olduğunu düşünüyor. Ankara bunu kabul eder, etmez ayrı bir konu ama büyükşehir belediye başkanının bunun farkında olması ve yeri geldiğinde şehrinin hakkını savunması aradığımız önemli bir kriterdi.
Beyazgül, bunları anlatırken söylemek için söylemiyordu. Bu konuların tamamıyla ilgili çalışmaları vardı. Bütün bunlarla ilgili adımlar da atılmış. Artık temennimiz bunların bir an önce hayata geçmesi. Halkın verdiği kredi tükenirse, eleştiriler gelir, eleştirilerin dozu artarsa o zaman da çalışma motivasyonu bozulur. Bu hem kendisi hem de bizim için kötü ve kayıp olur. Ama eleştiri yükseltmeden önce de bu iyi niyet ve çalışmalar karşısında kamuoyu desteğini eksik hissetmemeli Zeynel başkan.
Toplantıda kamuoyundan edindiğim iki izlenimi soru şeklinde aktardım. Biri belediyenin 1 milyar 350 milyon borç var diye hizmetlerin aksatılmaması, ikincisi de kadrosunda radikal değişikliğe gidilmesi konusuydu. Çünkü bu iki konuda eleştiriler yükselmeye başladı bile. Borç bahanesinin arkasına saklanmayacağını açık açık söyledi. Atamalar konusunda ise metal yorgunluk olanlar ve belediyeyi çiftlik gibi görenlerle ilgili ilk etapta değişiklik yapmaya gittiğini kaydetti.
Üçüncü eleştiri hakkımı da burada saklı tutmak istiyorum. Atamalar konusunda kendisini şehrin gerçek sahibi olarak görenlerin önerilerini dikkate almaması gerektiğini düşünüyorum. Bu öneriler, zamanla kendisini haksız duruma düşürür. Tıpkı bugüne kadar gelen belediye başkanları ve idarecilerin hata üstüne hata yapmasına sebep olduğu gibi…
Son önerim de kendisinin hassas yapısından kaynaklanabilecek yumuşak geçişlerdir. Ne yapılması gerekiyorsa yapılsın, kim kırılıyorsa kırılsın ama bugüne kadar kamu imkanlarını peşkeş çekenlere, kenti sahipsiz zannedenlere, şımarık siyasetçilere hadleri bildirilsin. Kavga ederek değil belki ama talepleri reddedilerek de bu çok güzel yapılabilir. Ki öfke dolan Urfa halkının yüreği biraz soğusun.