ABD BÖLGEYİ BÜYÜK KAOSA SÜRÜKLEMEK İSTİYOR

ABD, son kimyasal saldırının bu üsten kalkan uçaklarlagerçekleştirildiğini iddia ederek, Şayrat üssüne saldırıda bulundu. Busaldırganlık savaş suçudur ve uluslar arası mahkemelerde yargılanmalıdır. Suriye’de kimyasal saldırı gerçekleştirenleri kınıyorum.Bunun Esat tarafından gerçekleştirildiğine hiç ihtimal vermiyorum. Suriye,kullanmadığını, kullanmayacağını açıkladı. Delillerin ortaya çıkmasını, olayınnetleşmesini beklemeden komşumuz Suriye’ye saldıran ABD ve batıyı kınıyorum. Bu saldırıya/yangına körükle gidenleri, alkış tutanlarıkınıyor; araştırılması ve netleşmesi yönünde çaba sarf edenlere teşekkürediyorum. Bu saldırı, ABD'nin IŞID'le mücadele etmeye niyetiolmadığının açık göstergesidir. İran, saldırıyı kınadı, İngiltere, Suudi Arabistan, İsrailve diğer bazı şerliler destekledi hatta minnettarlık beyan edenler bile oldu.Ya Rabbim, zilleti bizden uzak tut. Amellerimizin boşa gitmesi gibi biruçurumdan sana sığınıyoruz. Bizi gafletten koru ve düşmanlarımıza,mütecavizlere karşı ayaklarımızı sabit, başımızı dik tut. Rusya, BMGK’yı acil toplantıya çağırdı. 2013’te de Suriye’de kimyasal saldırı olmuş, Obama;Suriye’ye saldırı yapma hazırlığı yapmış ve tam da saldıracakken; Rusya, busaldırının Esat tarafından gerçekleştirilmediğine dair kanıtları sunarak busaldırıyı engellemişti. Çok büyük ihtimalle bu son kimyasal saldırı da böyledir.Rusya, yine araştırılmasını istiyor, ellerinde bazı deliller olduğunu söylüyor. Ancak ABD, iç politikadaki sıkışıklığını gidermek, Suriye’deelini güçlendirmek, müttefiklerinin birikmiş memnuniyetsizliğini gidermek,dünyaya, Müslümanlara/direniş eksenine ve Avrupa’ya bir mesaj vermek gibiamaçlarla bu sınırlı saldırıyı gerçekleştirdi. Humus’taki Şayrat hava üssünesaldırdı. Suriye’de insanlar ölmesin endişesi/yalanı artık yutulmuyor. Daha birkaç gün önce okul ve camiyi bombalayarak iki yüzünüzerinde sivil ve çocuğu öldüren ABD değil miydi? Kimse ABD’ye, bununkarşılığını verelim dedi mi? Bu biraz gülümseten bir soru değil mi? ABD çokgüçlü değil mi!?... Trump, Esat’ın kimyasal silah kullanmadığını bildiği haldealelacele bu kirli saldırıyı yaptı ve Suriye’de hava üssünü füzelerle vurdu.Şunu belirtelim ki, Suudi gibi kötü yolda olan, haydi saldır diyenler, İsrail’erağmen, minnettar kalanlara rağmen “ABD, hiçbir halt edemeyecektir.” Umarım ABD, şakşakçılarının, amigolarının gazına gelip busaldırıyı genişletmez ve sınırlı tutar zira bu saldırıların topyekun ve genelbir işgale dönüşmesinin, dünya savaşına neden olacak kadar ciddi olduğubilinmelidir. Türkiye, bu saldırıyı kınamalıdır. ABD’nin İran’ı, Suriye’yizayıflatması, bölgede daha büyük saldırılara yol araması, Türkiye’nin deyararına olmayacaktır. Türkiye, bunu görmeli ve bölge ülkeleriyle birlikte, ABDsaldırılarının karşısında durmalıdır. Olay yeni, önümüzdeki saatlerde daha da netleşecek.Rusya’nın haberi var mıydı? Muhtemelen vardı. Gerçi Kremlin, bu saldırının,uluslar arası hukuk ihlali olduğunu belirtti ama hala cevapsız sorular var. Eskiden, ABD bölgemizde bir saldırganlık sergilediğinde;bunu kınayan bizler; şimdi minnettarlık ifade eden ve kendimizi, onu ısrarlabölgeye davet eden duruma düşürmüşüz. Yazık. Sözümü; Atasoy Müftüoğlu’nun, Ruşen Çakır’la yaptığısöyleşiden kısa pasajlarla bitirmek istiyorum. "...Evet, önce şuradan başlamak gerekiyor: İslamcılıktanımını biz Müslümanlar icat etmedik. Bu bize dışarıdan tahmil edilen birçerçeveydi... ... Ancak bu kesim, sözünü ettiğim anlamda İslam’ın yenidendünya vizyonu kazanmasını sağlayabilecek tarihsel çözümlemeler yapmayıbaşaramadılar Tabii, bugün İran da aynen Türkiye’de yaşandığı üzereulus-devlet refleksleri gösteriyor... Zaten İran’da devrimci dil, düşünce vebirikim büyük ölçüde Ahbârî geleneğin baskısı altındaydı... Mesela bir Arap Baharı oldu ve fiyaskoyla sonuçlandı, hızlıbir şekilde. Şimdi bunu uzun uzun tartışmak bir yana, ben darbeden sonra, obüyük katliamın öncesinde, ama darbeden sonra Kahire’ye gittim. Bayağı, 10 günfalan kaldım, hatta Ramazan’ın ilk günleriydi. Orada o meydanda Müslüman Kardeşler,İhvan toplanıyordu. Sürekli orada yatıyorlardı, kalkıyorlardı falan;kendileriyle röportaj da yaptım. Ama şu beni çok çarpmıştı: Mısır gibi birülkede, o kadar dinamik bir ülkede, İhvan yanına kendinden olmayan kimseyigetirememişti. O meydanda –liberaller şunlar bunlardan vazgeçtik–, diğer İslâmîgruplar, cemaatler vs. yoktu. Hatta, biliyorsunuz, Selefiler darbeyidesteklemişti. Bugünkü Mısır İhvan’ı dünyanın en önde gelen, en köklühareketlerden birisi. Buradaki sorun onların yöneticilerinin bir sorunu mu?Yoksa daha temel, ontolojik bir sorun mu?... İran’da devrim olduktan sonra küresel seçkinler bir dahadevrim olmaması için ne yapmalıyız diye bir tartışma başlattılar. Bu tartışmakesinlikle kapalı kapılar ardında olmadı. Herkesin duyabileceği bir şekildeoldu. Ve fakat biz o tarihlerde daha çok ayrıntılarla, eskilerin diliylekıylükal dediğimiz bir şeyle meşguldük, ayrıntılarla meşguldük. Esasa ilişkinhiçbir çözümleme yapmıyorduk... İslam’ın kontrol edilmesi için çok ciddi çabalar harcadılarve yayınlar yapmaya başladılar. Ve ilgili ülkelerde bu yeni din dilini temsiledecek memurlar aradılar ve buldular... ...büyük bir alçaklık. Çünkü ne yapıyorsunuz? Emperyalistlertarafından, onların amaçları doğrultusunda kurgulanan bir din dili adına onlarlaişbirliği yapıyorsunuz... ...Fakat 15 Temmuz’dan sonra Türkiye… Ben 15 Temmuz’dahalkın direnişinin de çok anlamlı olduğunu düşünüyorum, takdir ediyorum. Amabugün Türkiye’de geldiğimiz nokta şudur: 15 Temmuz’a kadar İslamcılıkiddiasında bulunan ne kadar isim varsa bugün kokuşmuş bir sağcılığın vemilliyetçiliğin hizmetine girmişlerdir... ...Bendeniz Suriye’de muhalefetin icat edildiğini biliyorum.Bunu her şartta, her yerde konuşmaya hazırım. Muhalefet icat edilmiştir.Suriye’de olayların başladığı günden itibaren Suriye’de o güne kadar örgütlübir muhalefet yoktu, bunu biliyorum. Türkiye emperyal bir projeye âlet edilmiştir, bunubiliyorum. Bunları söylemek demek Baas Rejimi’ni desteklemek anlamınagelmez. Ben kendimi hâlâ her şartta İslam’a nispet eden birisiyim.Seküler ve milliyetçi bir rejimi desteklemek gibi bir şeyden beriyim. Söylemekistediklerim bu kadar..." (medyascope.TV)