KURBAN KESMENİN FAZİLETİ (8)
Muhterem Kardeşlerim…
Bir gözü görmeyen, topal olup yürüyemeyen, dişlerinin yarısı yok olan, gözünün, kulağının veya kuyruğunun çoğu, ön veya arka bir ayağı kesilmiş olan, çok zayıf olan hayvan kurban olmaz. (S. Ebediyye)
Kulağının, kuyruğunun, gözünün azı arızalı olan kurban olur. Çoğu arızalıysa kurban olmaz. (Hindiyye)
Fıkıh kitaplarında; “Bir gözü görmeyen, topal olup yürüyemeyen, dişlerinin yarısı yok olan, gözünün, kulağının veya kuyruğunun çoğu, ön veya arka bir ayağı kesilmiş olan, çok zayıf olan hayvan kurban olmaz” denmektedir. Boynuzu kırık veya boynuzsuz, uyuz, burulmuş olan hayvanı kurban etmek caizdir. Dişi hayvan da, erkek de kurban edilebilir. Koyunun erkeği ve beyazı siyahından çok olanı, keçinin dişisi daha sevaptır. Kıymetleri müsavi, eşit ise, koyun kesmek, sığır kesmekten daha sevaptır.
Koyunun, keçinin bir yaşını, sığırın iki, devenin beş yaşını geçmiş olması lazımdır. Altı ayı geçmiş yalnız koyun iri, semiz ise, caiz olur.
Kurbana mani olmayan kusurlardan bazıları şunlardır:
1- Boynuzu kırık veya boynuzsuz olan, kurban olur.
2- Kulağın çoğu kesilip ayrılmasa, asılı kalsa mekruh olmakla beraber sahih olur. Yarıdan azı kesik olsa, kurban olur. Kulağı enine veya boyuna yarık olsa, kurban olur. Kulağın yırtık olması tenzihen mekruhtur. Burun da kulak gibidir. Uyuz, burulmuş olan kurban edilir.
3- Kulağı, kuyruğu küçük olarak doğan, kurban olur. Kuyruğu kesik değilse, merinos kurban olur.
4- Yayılmasına mani olmayacak kadar deli olup, sürüsünden ayrılmayan hayvan, kurban olur. Sürüsünden ayrılan ve otlayamayacak kadar deli olan hayvan kurban olmaz.
5- Bir gözünde görmeye mani olmayan perde bulunan hayvanı kurban etmek caizdir.
6- Kurbanlık, kesim yerine getirilirken ayağı kırılır, sonra kesilirse, caiz olur.
7- Dişlerinin çoğu varsa mekruh olur, fakat sahih olur.
8- Dişiye aşamayan, zekeri kesik olan kurban olur. Hünsa [çift cinsiyetli] olanı kurban etmemeli.
Gebe olup olmadığı bilinmeyen hayvanı kurban etmek caizdir. Eğer doğumu yakın ise, bazı âlimler, “Böyle hayvanı kurban etmek mekruh olur” demişlerdir. Burulmuş boğayı, tosunu veya koçu kurban etmek caizdir. Hattâ burulmuş olanı, burulmamış olandan daha sevabdır, çünkü kısırlaştırılan erkek hayvanlar, daha yağlı ve etleri de daha lezzetli olur. Hidaye kitabında bildirildiğine göre, Peygamber efendimiz, burulmuş iki koç kurban etmiştir. (Dürr-ül-muhtar, Redd-ül-muhtar, Hindiyye, Mecmua-i Zühdiyye)
Efendim;
Kurban keserken dikkat edilecek hususları da maddeler halinde bildirelim:
1- Önce diz boyu çukur kazılır. Kurbanın gözleri tülbentle bağlanır. Kıbleye dönük olarak sol yanı üzerine yatırılır. Boğa, tosun gibi büyük baş hayvanların kolay kesilebilmesi için çengele asılması caizdir. Boğazı çukurun kenarına getirilir. İki ön ve bir arka ayakları, uçlarından bir araya bağlanır. Üç kere bayram tekbiri okunur. Sonra, bismillahi Allahü ekber diyerek, deveden başka hayvanın, boğazından kesilir. Bismillahi derken, h’yi belli etmek gerekir. Belli edince, Allahü teâlânın ismi olduğunu düşünmek lazım olmaz. h’yi açıkça belli etmezse, Allahü teâlânın ismini söylediğini düşünmek gerekir. Bunu da düşünmezse hayvan leş olur, yenmez. Bismillahirrahmanirrahim demek de caizdir. Fakat evlâ olanı, (Bismillahi Allahü ekber) demektir.
2- Besmele çekilince, hemen kesmek şarttır. Besmele çektikten sonra bıçağı bilerse, Besmeleyi tekrar etmesi gerekir. Besmele çektikten sonra, hayvan yerinden kalkarsa, yatırdığı zaman tekrar Besmele çekmesi gerekir; fakat bir kelime söylemek, bir lokma yemek ve bir yudum su içmek gibi az bir ara vermenin zararı yoktur. Besmele çektikten sonra, elindeki bıçağı bırakıp, başka bir bıçak alsa, Besmeleyi tekrar çekmesi gerekmez.
3- Bir hayvan için Besmele çekildikten sonra, onu bırakıp başka bir hayvan kesilecek olsa, Besmeleyi tekrar çekmek gerekir.
4- Arka arkaya birkaç hayvanı boğazlayacak kişinin, hepsi için ayrı ayrı Besmele çekmesi gerekir; fakat hayvanları, üst üste yatırıp kesecek olsa, bir Besmele kâfidir. Bir hayvanı iki kişi kesse, ikisinin de Besmele çekmesi gerekir.
5- Besmele unutulursa zararı olmaz. Kasten Besmelesiz kesmek haramdır.
6- Hayvanın boğazında yemek, nefes borusu ve iki yanda birer kan damarı vardır. Bu dört damardan üçü bir anda kesilmelidir.
7- Şafii’de, yemek borusuyla nefes borusu kesilirse kâfidir. Ancak gırtlak düğümü baş tarafında kalmalıdır. Gırtlak düğümünün tamamı vücut tarafında kalırsa, kesilen hayvan yenmez.
8- Kurban kesenin, kıbleye karşı dönmesi sünnettir.
9- Erkek ve kadın Müslümanın, cünübün, delinin, bunağın, çocuğun ve sarhoşun Besmeleyle kestiği hayvan yenir. Ehl-i kitabın [Hristiyan veya Yahudi'nin] kestiği de yenir. Fakat ehl-i kitaba kurban kestirmek mekruhtur. Dilsiz ve sünnetsizin, hayvan kesmesi mekruhtur.
10- Solak bir kimsenin, sol eliyle kurban kesmesinde mahzur yoktur. Temiz işleri yaparken, sağdan başlamak sünnet-i zevaiddir, yani müstehabdır. Bir özürle soldan başlamak mekruh olmaz. Yani sol elle kesilen hayvan ve kurban yenir.
11- Bir ihtiyaç varsa, kurbanı bayıltıp kesmek caizdir. Başını bir kerede koparıp kesilen de yenir; fakat öyle kesmek günah olur. Hayvanı ensesinden kesmek haramdır; ama eti yenir.
12- Kurban hayvanını yüzmek için, şişirmek caizdir.
Büyük hayvanı kurban ederken arka ayağından traktör veya vinç vasıtası ile asarak kesmek hayvana eziyet vermek değildir. Böylesi daha uygundur. Hayvanı boğazlarken, Meri, Hulkum ve Evdac damarlarını kestikten sonra, hayvanın canı çıkmadan bir başkası besmelesiz olarak kafasını kesilmesi uygun değil, besmele ile de olsa uygun olmaz. Fakat eti yenir.
Kurban kesene ücret olarak kurbanın eti ve derisi verilmez. Derisini, evde dağarcık, mest, sofra, seccade gibi şeyler yapıp kendisi de kullanır. Derisi, eti satılırsa, parası fakire sadaka verilir.
Hayvan keserken “Bismillâhirrahmânirrahîm” söylenince de, kesilen hayvan yenir. Evla, yani daha iyi olanı “Bismillahi Allahü ekber” demektir. (İbni Abidin)
Kurbanlık hayvanı kesilecek yere sürükleyerek çekmek, bıçakları hayvanı yatırdıktan sonra bilemek ve birini ötekinin gözü önünde kesmek mekruhtur. Eğer mümkünse önce diz boyu çukur kazılır. Kurbanın gözleri tülbentle bağlanır. Kıbleye dönük olarak sol yanı üzerine yatırılır. Boğazı çukurun kenarına getirilir. İki ön ve bir arka ayakları, uçlarından bir araya bağlanır. Üç kere bayram tekbiri okunur. Sonra, Bismillahi Allahü ekber diyerek, deveden başka hayvanın boğazının herhangi bir yerinden kesilir. Bismillahi derken, ‘h’ harfini belli etmek lazımdır. Belli edince Allahü Teâlâ’nın ismi olduğunu düşünmek lazım olmaz. Belli edilmezse, Allahü Teâlâ’nın ismini söylediğini düşünmek lazımdır. Bunu da düşünmezse, hayvan leş olur, yemesi helal olmaz. Bunun için, her zaman Allah Teâlâ değil, Allahü Teâlâ demeye alışmalıdır.
Hayvanın boğazında Meri denilen yemek borusu, Hulkum denilen hava borusu ve Evdac denilen iki yanda birer kan damarı vardır. Bu dört borudan üçü bir anda kesilmelidir. Kesenin de kıbleye karşı dönmesi sünnettir.
Hayvan soğumaya başlamadan, yani çırpınması durmadan ensesini de kesmek mekruhtur. Yalnız ensesinden kesmek ise haramdır. Hayvan tamamen ölüp çırpınması durmadan, kafasını koparmak ve derisini yüzmeye başlamak da mekruhtur.
Kesmesini bilenin kendi kesmesi müstehabdır. Kadının kesmesi de caizdir. Bilmeyenin, vekiline kestirmesi ve kesilirken yanında bulunup, En'âm sûresinin (162.) yüzaltmışikinci “İnne salâtî” âyetini “lâ şerîke leh” kadar okuması müstehabdır.
Kurban eti hakkında yapılacak işleri de maddeler hâlinde bildirelim:
1- Eti tartarak, eşit olarak paylaşmak gerekir. Yağ, sakatat ve yenilen her şey paylaşılır. Tartmadan bölüşüp helâlleşmek caiz olmaz, faiz olur. 7 kişiden dördüne etle birlikte birer bacak, beşinciye etle birlikte derisi, altıncıya etle birlikte başı verilirse, tartmadan paylaşmak caiz olur. Yedinciye bir şey koymak gerekmez. Yahut 7 kişi, kurbanlık ineği birine teslim edip, (Kesmeye, kestirmeye, etini dilediğin gibi sarf etmeye, seni umumi vekil ettik) deseler, umumi vekil, bölüştürmeden etin tamamını herhangi birine verebilir veya tartmadan ortaklar arasında göz kararıyla paylaştırabilir.
2- Kurbanın etini eşit olarak tarttıktan sonra, paylaşmak için kur’a çekmek iyidir. Bir malı, ortaklar arasında taksim etmek için, kur’a çekmek caiz ve sünnettir.
3- Kurban eti tartılmadan paylaşılıp, biri diğerine, mendil, defter, kalem gibi bir şey verse, paylaşma sahih olur.
4- Taksim etmeden etin bir kısmını pişirip, ortakların müşterek yemeleri caizdir.
5- Mutfakları bir olan baba oğlun, karı kocanın ortak olarak kestikleri kurbanı, tartıp paylaşmaları gerekir. Yahut 1. maddedeki gibi, biri umumi vekil olursa, tartmaya gerek kalmaz.
6- Müslüman bir kimsenin kesip, gayrimüslimin yüzdüğü kurbanın etini yemek caizdir.
7- Kurbanın ve her hayvanın şu yedi yeri yenmez: Akan kanı, zekeri, husyeleri [koç yumurtası denilen yerleri], bezleri [guddeleri], safra kesesi, dişi hayvanın önü ve idrar kesesi [mesanesi].
8- Ölü mü, diri mi olduğu bilinmeyen hayvan, kesilince kan çıkar ve hareket ederse, eti yenir.
9- Kurban etini, kesen de yiyebilir. Fakir zengin herkese de verebilir. Etin üçte birini evine, üçte birini komşulara, gerisini fakirlere vermek müstehabdır. Hepsini fakirlere de verebilir.
10- Kurban etini, evinde 3 günden fazla bırakabilir. Kurban sahibi zengin değilse, çoluk çocuğunun et ihtiyacını karşılamak için hepsini evinde bırakabilir.
11- Hayvan kesildikten sonra eti telef olsa [mesela yansa, köpekler yese], tekrar kesmek gerekmez. Kan akıtmakla vacib yerine gelmiştir.
12- Kurbanın hiçbir yeri satılmaz. Bir kısmı satılırsa, satılan kadarının bedelini sadaka olarak vermek gerekir, ama kurbanın etiyle yenecek bir şey alınsa, o miktarı sadaka vermek gerekmez.
13- Kurban derisi namaz kılan fakire verilir. Ne yapıldığı bilinmeyen yerlere vermemelidir. Evde de kullanılabilir. Parayla satılmaz. Derisi, eti satılırsa, parası fakirlere sadaka olarak verilir. Yahut devamlı kullanılacak bir şey karşılığı da satılabilir.
14- Ortaklardan biri kurban kesmeden ölse, hissesi mirasçılarına verilir.
15- Karnı yarılıp, yavrusu çıkarıldıktan sonra, o yara sebebiyle ölürken kesilen koyun yenmez.
16- Canlı hayvanın her parçası haramdır. Kesildikten sonra, kendine zarar vermeyen kimsenin pişirmeden yemesi caizdir. [Mesela çiğ köfte, sucuk ve pastırma yemekte mahzur yoktur.]
17- Makam sahibine saygı için kesilen hayvan leş olur. Sırf ona saygı için hayvan kesmek caiz değildir. (Eğer falanca zat gelirse, Allah için bir hayvan keseceğim) derse, o zat gelince kesilir. O hayvan adak olduğu için, etinden kesen ve zenginler yiyemez; fakirlere verir. Yolcuya, misafire veya bir makam sahibine, saygı için değil, yedirmek için hayvan kesmek caizdir.
Kurban etini taksim ederken
Bir evde, bütün aile fertleri için ortak kurban kesilse, kurban eti eve geldikten sonra, taksim edilmeden, herkes hissesini hediye etse, böyle yapmak faiz olur, haram olur. Her parçanın yanına ayak, baş ve deri konursa tartmadan taksim yapılması caiz olur. Mesela 7 ortak varsa, 4 kişinin hissesine birer ayak konur, birinin yanına baş konur, birininkine deri konur, biri de ötekilerden farklı olur yani boş olur. Eğer ortak 4 kişi ise birer ayak koymak da yeterlidir, 5 kişiyse birine de baş veya deri konur. Veyahut ortakların her biri diğerine, mendil, defter, kalem gibi bir şey verirlerse yine paylaşma sahih olur.
Eğer alırken, “Allah rızası için bayram kurbanımı almaya, aldırmaya, kesmeye, kestirmeye ve etini dilediğin şekilde sarf etmeye seni umumi vekil ettim” diyerek birine umumi vekalet verilseydi, hiç dağıtmadan da o vekil etin hepsini eve bırakabilirdi.
Ortak kurbanın başını veya ciğerini, ortaklar dilenciye verse, kalanını taksim caizdir.
Kurban eti tartılmadan paylaşılıp, her biri diğerine, mendil, defter, kalem gibi bir şey verse, paylaşma sahih olur. Yahut 7 kişiden 4’üne etle birlikte birer bacak, 5’inciye etle birlikte derisi, 6’ncıya etle birlikte başı verilirse, tartmadan paylaşmak caiz olur. 7’nciye bir şey koymak gerekmez.
Kurbanı henüz bölüşmeden, bir kısmını tartıp ortaklara vermek caizdir.
Hayvan, kesilince kurban edilmiş olur. Ancak eti dinimizin bildirdiği şekilde paylaşılmazsa, haram işlenmiş olur. Paylaşmadan, hediye etmek de caiz olmaz. Tartmadan paylaşılırsa faiz olur. Göz kararı ile paylaşmak kâfi gelmez. “Hakkımı helal ettim veya sana hediye ettim” deseler de caiz olmaz. Faiz olmaması için eti tartmalı, eşit olarak paylaşmalıdır.
Taksimi mümkün olan bir şeyde, ortak olanların hisselerini ayırmadan önce, hiç kimseye hediye etmeleri de caiz değildir. Her birine et ile birlikte deri veya bacak yahut baş verilirse, tartmadan paylaşmak caiz olur. Bunun için deri ortağın birine, bacaklar dört ortağa, baş da ortağın birine verilir. Kuyruk, ciğer, işkembe, böbrek gibi organların hepsi bir kişiye veya hepsine paylaştırılabilir. Yani bunların etten ayrı özelliği yoktur. Yahut her biri diğerlerine bir defter, ikincisi bir mendil gibi şey de verirse tartmak gerekmez.
Kurban etinin üçte birini eve ayırıp, üçte birini komşulara, gerisini de fakirlere vermek müstehabdır.
Kurbanlık bir boğa, kesilirken kaçıp sokakta birçok şeye zarar verdiği için kurşunlanmış, ayağı da kırılmış, ancak ölmeden önce kesildiği için eti yenir ve kurban da sahih olur.
Akika, vacib ve adak kurbanı için hisseye giren bir kimse akika ve adak kurbanı hisselerine ait payları aile olarak Adaklar yenmez. Fakirlere dağıtmak gerekir. Akika yenir. Fakir, ölen babası için bayramda kestiği kurbandan yiyebilir. Yalnız adak yenmez.
Kurban eti kesilir kesilmez yenilebilir. Bir, iki gün bekletilirse et tatlılaşır.
Kestiğimiz kurbanın etini veya bir sadakayı kötü kimselere vermek caiz ise de, iyi kimseleri tercih etmek gerekir. Kesilen kurban, verilen sadaka, yapılan her iyilik çeşitli belaları önler. Sadakanın fazileti çoktur.
Hadis-i Şeriflerde buyuruldu ki:
“Suyun ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da günahları yok eder.” [Tirmizi]
“Sadaka, kabir azabından korur. Kıyamette de sahibini himayesi altına alır.” [Beyheki]
“İyilik ömrü artırır, sadaka günahları giderir ve kötü ölümden korur.” [Taberani]
Malı çok olup da zekat, sadaka vermeyen kimse, sıkıntı içinde yaşar.
Hadis-i şerifte, “Gerçek fakir, malı olduğu halde sadaka vermeyendir” buyuruluyor. Az da olsa vermeye alışmalıdır! İmam-ı Şafii hazretleri, “Almayı seven, vermekten hoşlanmayan kimselerle arkadaşlık etmek uygun değildir) buyuruyor. Peygamber efendimiz yemin ederek, “Sadaka malı eksiltmez, sadaka vermekle mal eksilmez” buyuruyor. Sadaka verenin malının bereketi artar. Az malı çok iş görür. Hadis-i şerifte, “Gizli-açık çok sadaka verin ki rızkınız bollaşsın, yardıma mazhar olasınız ve duanız kabul edilsin” buyuruluyor. (İbni Mace)
Kurbanı kesince, hayvandan çıkan yavru diri ise, yenmesi için, ayrıca kesmek gerekir. Fakat kurban sahibi yavrunun etinden yemez, yerse kıymetini fakire sadaka olarak vermesi gerekir. Yavruyu diri olarak tasadduk etmek müstehaptır. Kurbanın karnından çıkan yavru, ölü ise yememeli.
İnsana, hayvana ve hele cansıza kızıp sövmek doğru değildir. Hadis-i şerifte, (Öfke imanı bozar) buyuruldu. Öfkesini yenen Cennetle müjdelenmiştir. Her ne kadar bir hayvana sövmek uygun değilse de, böyle bir hayvanı kesmek, kurban etmek ve etinden yemek caizdir. (Hadika